ABD ve Avrupa'nın İslam coğrafyasındaki modern kolonyal projesi olan ve adını 'çiçeklenen çöl' koydukları İsrail, 73 yıldır Filistinlilere yönelik izlediği soykırımcı siyonist politikalarla her türlü barbarlık ve vahşi devlet terörüne başvuran Nazilerin adeta vücut bulmuş haline dönüştü.
Emperyalist güçlerin dünyanın dört bir yanından taşıma Yahudilerle inşa etmeye çalıştıkları siyonist devlet, 'çöl' dedikleri Filistin topraklarını kaos ve ölüm yurduna çevirdi. Fakat ne yapsalar da Filistinlilerin direnişini kırıp hedeflerine ulaşamayacaklar. Siyonistler de barbarlıklarına başvurdukları Naziler gibi hezimete uğrayacak
Bu bağlamda İsrailleşen Amerika'nın (USrail) ve Filistin söz konusu olunca dört bir koldan neo-nazi refleksleri harekete geçen Avrupa'nın bütün siyasi, askeri ve ekonomik desteğine rağmen siyonist rejimin çöküş senaryolarında 'if/eğer' aşaması yerini artık 'when/ne zaman' seçeneğine bırakmış durumda.
Korkunun ölüme faydası yok. 10 Mayıs'tan bu yana 64'ü çocuk ve 38'i kadın 227 kişiyi katledip Gazze'yi enkaza çeviren İsrail terör devleti, Batı siyaseti ve medyasının olağanüstü desteğine rağmen nihai çöküşten kaçamayacaktır. Unutmayalım ki Batı'nın siyonist terör devletini canla başla savunması biraz da her geçen gün yaklaşan bu kıyameti görmesinden kaynaklanıyor.
Son saldırılarla bir daha gördük ki Batı dünyası, siyaseti ve medyasıyla bir bütün olarak Evanjelik-Siyonist anlayışın kurşun askerlerine dönüşmüş halde. İsrail zulmüne karşı çıkan her Müslüman'a sistemli bir şekilde Filistinli muamelesi yapıyor ve Cumhurbaşkanı Erdoğan örneğinde gördüğümüz üzere projelerine darbe indiren her lideri de antisemitistlikle suçluyorlar.
Bu nedenle 'Usrail projesi'ni sadece ABD'nin İsrailleşmesi olarak okumamak lazım. Bu proje aynı zamanda sömürgeci, barbar, soykırımcı, köleci ve neo-nazi Batı'nın bir bütün olarak siyonist rejimi içselleştirdiğinin de kanıtıdır. Ne var ki Atlantik'in soykırımcı siyasetinin sembolü haline gelen 'Usrail projesi' kırılma noktasına geldi. Batı'nın Filistin üzerinden İslam dünyasına dayattığı 'siyonist sömürgecilik' siyaseti artık miadını doldurdu.
Bir yandan dünyaya demokrasi ve insan hakları dersi vermeye kalkan ABD ve AB, diğer taraftan tarihteki en ilkel ve ırkçı siyasi formasyonlardan birine sahip İsrail'in siyonist rejimine destek vermenin yükünü ve paradoksunu daha fazla taşıyamaz. Çünkü 'USrail projesi'ni hayata geçirenlerin askeri ve ideolojik cephaneleri her geçen gün tükeniyor.
Eğer gereken önlemler alınmaz ve Batı dışı yeni dünya birlik olmazsa Gazze ve Batı Şeria'daki Filistin halkının maruz kaldığı soykırım ve terör vahşeti, gelecekte Ortadoğu ve dünyanın diğer bölgelerindeki milyarlarca insanın kaderi haline gelebilir
Ancak farklı bir dönem başlıyor. Yeni bir dünya kuruluyor. Ve bu yeni dünya artık Evanjelik-Siyonist ırkçılığa daha fazla yer vermeyecektir. Zira Türkiye tek başına nasıl ABD ve Avrupa'nın DEAŞ, PKK/YPG ve FETÖ gibi terör örgütleri projelerine geçit vermediyse, ülkemizin liderlik ettiği yeni direniş ekseni geleceğimizin 'USrail' benzeri terör devletleri yoluyla karartılması projelerine de geçit vermeyecektir.