Coğrafi yakınlığa ve pek çok ortak tarihe rağmen, Arap ülkeleri ile Afrika kıtasındaki -Arap olmayan- ülkeler arasındaki ilişki, on yıllar boyunca çeşitli nedenlerle gerekli düzeye ulaşamadı. Fakat son yıllarda her iki coğrafyada da ortaya çıkan gelişmeler, bölgeler ve kıtalar arasındaki coğrafi kutuplaşmalar kaldırıp, Arap ülkeleri ile Afrika ülkeleri arasındaki ekonomik ve siyasi işbirliğini artırmak için daha sağlam ve ayakları yere basan ilişkiler kurma ihtiyacı giderek artmaktadır.
Geçtiğimiz yıllarda Arap ve Afrika ülkeleri arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinde somut adımlara tanık olunmaya başlananması ile birlikte bu coğrafi yakınlık, devletler arası ilişkilerde de yakınlaşma sürecine doğru girmiş görünüyor. Özellikler Birleşik Arap Emirlikleri'nin bölgeye yönelik yaklaşımları bölge ile ilişkilerin konsolidasyonuna yönelik önemli bir adım olarak görülüyor.
Mısır Cumhuriyeti, 1971'de 7 Arap emirliğinden oluşan bir federasyon ile Şeyh Zayed bin Sultan El Nahyan önderliğinde kurulan BAE tarafından, Afrika arasında anahtar rolünde bir diplomatik partner olarak görülmektedir. Ülkesinin Mısır ile ilişkilerini geliştirmesini sağlayan Al Nahyan'ın "Mısır'ın rönesansı tüm Araplar için bir rönesanstır" tanımlaması BAE'nin Afrika ile ilişkilerinde belirleyici bir bölgesel tutumu ortaya koymuştur.
Tarihsel süreçte yaşananlara bakıldığıda, Şeyh Zayed'in, ülkesinin küresel çaptaki ortaklarını genişletmek için önemli yakınlaşmalar geliştirdiği ve kara kıtadaki Arap halkları tarafından yönetilen ülkeler ile karşılıklı ilişkiler kurmayı hedeflediği görülmektedir. Özellikle BAE'nin Mısır ve komşusu Sudan ile gerçekleştirdiği insani kalkınmaya ve gelişmeye yönelik ekonomik girişimler bu adımlardan sadece birkaç tanesidir.
Şeyh Zayed hem hayattayken hem de ölümünden sonra, BAE, Afrika ile ilişkilerini yalnızca kıtadaki Arap ülkeleriyle sınırlamayarak ard arda gerçekleştirilen diplomatik ilişki atağı sayesinde Afrika ülkelerinin çoğu ile resmi ilişkiler kurdu. Abu Dabi'nin Emirlik sınırları dışındaki büyük ekonomik yatırımlarının parçası olan bu ilişkiler ağı sayesinde önemli mutabakat anlaşmaları ile ortak projeler ve yatırımlar hayata geçirildi.
BAE'nin bölgedeki etkisi, başta büyüyen ticaret ve ekonomik ortaklıklar olmak üzere çeşitli alanlarda hissedilirken, BAE kendi topraklarında da 21.000 Afrikalı şirkete ev sahipliği de yaparak ve Afrika'nın en önemli beş ticari ortağından birisi haline gelmiştir. Bunlardan en önemli kalem, BAE ile Afrika arasındaki 9 ayda gerçekleşen 40,7 milyar dolarlık petrol ticareti olarak öne çıkmaktadır.
Afrika'daki çatışmaların temel nedenlerini ele almak için Yüksek Düzeyli Güvenlik Konseyi'nin yayınladığı bildiriye göre, BAE'nın Afrika'ya yaptığı yatırımlar, Afrika'da barışın sağlaması ve korunması için kalkınmaya yönelik adımlar olarak değerlendiriliyor.
Covid salgınının patlak vermesine kadar BAE tarafından Afrika'ya yapılan ve kovid salgınının başlamasına kadar yapılan ekonomik kurtarma yardımları ve araştırmalara destek şeklinde, Abu Dabi Kalkınma Fonu tarafından 28 Afrika ülkesindeki 66'dan fazla projeye 16 milyar dolardan fazla finansman sağlandı.
Şeyh Zayed'in kurucu olduğu döneminin ilk başlarında BAE, ilerleme ve geleceği inşa etme aşamasında olan hırslı bir ülkeydi. Ancak bugün, bölgenin ve Ortadoğu'nun en önemli bölgesel güçlerinden biri haline gelmiştir. Şimdi ise dünyanın en umut vadeden bölgelerinden birinde, özellikle verimli yatırım alanlarında Afrika ülkeleriyle ilişkileri hızla güçlendirmektedir.