TİMETURK I HABER MERKEZİ
MELAHAT KEMAL
Suriye'nin kuzeyinde 2014 yılından bu yana ABD desteği ile etkin hale gelen ve Kuzey Irak varlığını Suriye'ye taşıyan PKK'nın Menbic operasyonu devam ediyor. Türkiye'nin "kırmızı çizgi" ifadesine rağmen başlayan ve ilerleyen operasyonda Arap savaşçıların konumu ise tartışmaların odağında bulunuyor.
Yerel kaynaklar ve medya organlarının çeşitli süreçlerde ortaya koyduğu bilgiler ise Menbic'te olup bitenin dünya ve Türkiye medyasına yansıyandan çok farklı olduğunu anlatıyor. PKK, PYD / YPG ve Arap aşiretler olarak adlandırılmasına rağmen rejim yedeğinden örgüte devşirilen grupların durumu ise Türkiye açısından derin bir milli güvenlik krizine işaret ediyor.
Bu gelişmeler ışığında, Melahat Kemal'in PKK'nın Suriye kolu, ABD ve Arap aşiretler üçgeninde yaşanan ve Türkiye'yi ve Suriyeli muhalifleri yakından ilgilendiren Menbic konusundaki gerçekleri yerel kaynaklar ve basın üzerinden değerlendirdiği haberini sizlere sunuyoruz.
MENBİC ASKERİ MECLİSİ
2 Nisan 2016 tarihinde, PKK'nın Suriye kolu PYD'nin silahlı kanadı YPG'nin öncülüğünü üstlendiği Suriye Demokratik Güçleri'nin çatışı altında Menbic Askeri Meclisi'nin kurulduğu ilan edildi.
SDG güçlerinin 1 Haziran'da “Menbic Operasyonunu” başlattıklarını açıklamasının ardından Türkiye'nin “YPG'nin Fırat'ın batısında geçmemesi yönündeki kırmızı çizgisi” aşılmış olacağı ve bu durumda da operasyon'a karşı çıkacağı konuşulmaya başlandı.
Türkiye'nin tepkilerini azaltmak amacıyla, Operasyon'a havadan, özel kuvvetleri ile de karadan destek veren ABD, 3 Nisan'da Menbic Operasyonu'nun Meclis çatısı altındaki Suriye Arap Koalisyonu öncülüğünde gerçekleştirildiğini açıkladı.
ABD'li komutan Pat Ryder, Operasyon'a 3.000 Arap gücünün katıldığını buna karşın YPG'lilerin sayısının 450-500 olduğunu belirtti. Türkiye'ye YPG güçlerinin Suriye Arap Koalisyonu'naIŞİD'i bölgeden temizlemekte yardımcı olacağını ve operasyon bitince bu bölgeleri Araplara teslim edip çekilecekleri söylendi.
Ancak 1 Haziran ve takip eden günlerde gerek SDG'nin YPG komutanlarının açıklamaları gerekse bölgeden operasyona dair gelen görüntüler, işin aslının ABD'nin iddia ettiği gibi olmadığını gösterdi.
ÇOĞUNLUK “ARAP” DEĞİL “YPG”Lİ
YPG öncülüğündeki SDG'nin çatısı altında birleşen 7 askeri yapılanmanın isimleri şöyle:
Ceyş'ül Suvar, Şems'ül Şimal, Cund'ül Harameyn, Şuheda Fırat, Ahrar Cerablus, Tecemmu Fırat ve İsa Birliği.
Suriye Arap Birliği ya da başka bir deyişle ÖSO adı altında toplanmış bu grupların toplam sayısı ABD'nin açıklamalarının tam aksine 400'ü bulmuyor.
Operasyon kapsamında; Ceyş'ül Suvar'ın 55, Şems'ül Şimal'in 105, Cund'ül Harameyn'in 100, Şuheda Fırat'ın 110, Ahrar Cerablus'un25, Tecemmu Fırat'ın 42 ve İsa Birliği'nin ise 24 askeri var.
Yani Arap olduğu iddia edilen güçlerinin sayısı toplamda 351'i geçmiyor.
ÖSO-PKK İŞBİRLİĞİ
Türkiye'nin desteklediği Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) eski başkanlarından Ahmed Carba'nın liderliğinde; Mısır, BAE ve ABD desteği ile kurulan Suriye'nin Geleceği Akımı adlı oluşum, Kuzey Suriye ve Haseke'deki Arapları PKK saflarında savaştırmak için ÖSO adı altında bir araya getirdi.
11 Mart 2016 tarihinde Kahire'de gerçekleştirilen toplantı ile Menbic Askeri Meclisi'nde adı geçen yedi grup, Suriye'deki muhalif grupları töhmet altında bırakacak biçimde ÖSO adı altında toplandı ve yaklaşık bir ay sonra da YPG öncülüğündeki SDG ile birleştikleri açıklandı.
MENBİC KURUCU MECLİSİ
3 Nisan 2016 tarihinde, PYD'nin kontrolüne bulunan Kobane kantonunda ve Fırat nehrinin doğu kıyısındaki Serrin kasabasında gerçekleştirilen bir toplantı ile Menbic Kurucu Meclisi oluşturuldu.
YPG öncülüğündeki Suriye Demokratik Güçleri sözcüsü Şirvan Derviş “1 Nisan'da Menbic Askeri Meclisi'nin kurulmasının ardından Menbic halkı, IŞİD'den alınmasının ardından şehrin idaresini sağlama, askeri konseye destek vermek ve şehir halkına hizmet sunmak üzere Kurucu Meclis'in kurulmasına karar verdi”
açıklamasında bulundu.
Toplantı sonunda Kurucu Meclis'in eş başkanlığına Sozdar Halid ile Faruk El Maşi seçildi.
BAAS KALINTISI “ARAP” AŞİRET LİDERLERİNDEN FARUK EL MAŞİ
SDG bünyesindeki Arap aşiret liderlerinden biri olduğu sıkılıkla vurgulanan Meclis'in eş başkanı Faruk el Maşi, uzun yıllar Baas partisinde milletvekilliği yapmış olan Diyab el Maşi'nin oğludur.
Diyab el Maşi'nin aşireti,1970'li yıllarda Halep'te Müslüman kardeşlerle çatışan Hafız Esed birliklerine destek vermiştir.
Faruk el Maşi, Meclis eş başkanlığına getirilmeden biraz önce, Türkiye'nin Suriye meselesi ile yakından ilgilenmesine getirdiği sert tepkilerle öne çıktı.
Maşi 23 Mayıs'ta yaptığı bir açıklamada “Türkiye, Osmanlı hayallerinin peşinden koşuyor; Halep'i kendi topraklarına katmak istiyor. Bu yüzden Türkiye'nin Suriye'ye yapacağı herhangi bir müdahale “işgal” anlamına gelecektir. Kendi siyasetlerinin bir parçası olarak Türkler, Suriye savaşının sonlanmasını istemiyor. Ama Suriye savaşının bizim istediğimiz gibi sonlanmasına engel olamayacak” dedi.
Faruk el Maşi, Meclis eşbaşkanı olmasının ardından Kobani çatışmalarında da PYD'nin yanında olduklarını belirterek Arap aşiretlerini SDG/YPG saflarına katılmaya davet eden açıklamalarda bulunmaya başladı.
Maşi, “Şu anda Rakka, Münbüc ve Cerablus halklarıyla ilişki içindeyiz. İnsanlar SDG'ye katılıyor. Hiç şüpheniz olmasın bütün Araplar SDG'ye katılacak” dedi.
HALEP YEREL MECLİSİ'NDEN YPG'YE YEŞİL IŞIK
4 Haziran 2016 tarihinde, Gaziantep'te Halep Yerel Meclisi'nin başkanlığında 8 ilçeden temsilcilerin katıldığı bir yerel yönetimler toplantısı gerçekleştirildi.
Gaziantep'te gerçekleştirilen toplantıya Münbiç, Ayn el-Arab (Kobani), Azez, Sifira, Çobanbey, el-Bab, Mera ve Afrin ilçe yerel yönetimleri temsilcileri katıldı.
Halep Yerel Meclisi Başkanı Brete Hacı Hasan, Antep'teki konuşmasında PYD'nin federasyonuna rağmen Ayne'l Arap ve Afrin'den temsilciler ile Yerel Meclis'in işbirliğine hazır olduğunu ifade etti.
YPG'DEN YEREL MECLİS OYUNU
Daha önce Rakka'nın kuzeyindeki Tel Abyad'ı ele geçiren PKK'nın Suriye kolu PYD merkezli SDG, bölgeyi yerel meclislere bırakacağını açıklamış ancak yönetimi tümden devralmıştı.
Tel Abyad operasyonu sırasında ABD de Türkiye'nin tepkilerini yumuşatmak adına Tel Abyad'ın Arap ve Türkmen üyeleri bulunan ÖSO tarafından yönetileceğini açıklamış, ne var ki bunların hiç biri gerçekleşmemişti.
Menbic sürecinde de karşımıza çıkan benzer açıklamalara rağmen SDG içindeki Arap unsurların durumu ve Tel Abyad tecrübesi ve SDG sözcüsü Talal Sülo'nun “yönetimi yerel meclislere bırakacağız” ifadesi yeni bir oyunun işaretleri olarak değerlendiriliyor.