ABD Başkanı Donald Trump'ın dünyanın büyük tepkisini çeken kararını değerlendiren Hatib, "Artık tarih bizim için 6 Aralık 2017 öncesi ve sonrası olmak üzere ikiye ayrılıyor. Durum ABD Başkanı Donald Trump'ın kararı öncesi gibi olmayacak" değerlendirmesinde bulundu.
Trump birden fazla kapıyı açarak durumu tehlikeli bir hale soktuğunu ifade eden Hatib, "Kudüs şehri tarihte her zaman savaş ve barışın kapısı olmuştur. Trump'ın Kudüs'ü 'İsrail'in başkenti' olarak tanıma kararından sonra Filistin'de başlayan olayların sakinleşeceğini sanmıyorum. Filistin halkı Trump'ın kararı denilen bu şerri defetmek için direnişini sürdürecektir." diye konuştu.
TEL AVİV'DEKİ ABD ELÇİLİĞİ ÖNÜNDE PROTESTO DÜZENLENECEK
İsrail vatandaşı Filistinlilerin de bu direnişin bir parçası olacağını söyleyen Hatib, "Biz cuma namazından sonra İsrail'e bağlı onlarca köy ve kentte protesto gösterileri düzenledik. Salı günü Tel Aviv'deki ABD Büyükelçiliği önünde, cuma günü de İsrail'in kontrolündeki Sahnin kentinde büyük bir gösteri daha düzenleyeceğiz. Çünkü biz Filistin halkının bir parçasıyız." ifadelerini kullandı.
Aynı zamanda İsrail vatandaşı Filistinlileri temsil eden Yüksek Arap Takip Komitesi'ne bağlı Özgürlükler Komisyonu Başkanlığını da yürüten Hatib, Filistinliler olarak Kudüs ve Mescid-i Aksa'dan vazgeçmeyeceklerini vurgulayarak, "Çünkü biz Kudüs'e ve Mescid-i Aksa'ya başkalarından daha yakınız. Biz Aksa tehlikededir demiştik ve o tehlikeye bugün şahit oluyoruz. Kudüs ve Mescid-i Aksa'dan asla vazgeçmeyeceğiz" diye konuştu.
"TÜRK HALKIYLA GURUR DUYUYORUZ"
Türkiye'nin devlet ve millet olarak Kudüs'e ilişkin ortaya koyduğu tavra da dikkati çeken Hatib, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Trump'ın kararının akşamı ve daha sonraki günlerde devamlı meydanlara çıkan Türkiye halkının ortaya koyduğu tavırla gurur duyuyoruz. Aynı zamanda 'Kudüs kırmızı çizgidir' diyerek resmi tavır ortaya koyan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çabalarıyla da gurur duyuyoruz. Bu tavır biz Filistinlilerin güç ve azmini arttırarak yalnız olmadığımızı ortaya koyuyor. Kudüs sadece Filistinlilerin ya da Arapların değil tüm Müslümanlarındır. Kudüs'teki mazisiyle Türkiye, tarihte olduğu gibi bugün de ortaya koyduğu İslami hassasiyetle bir kez daha Müslümanların derdiyle dertlendiği gerçeğini ispatlamıştır."
