Asıldıktan Sonra Yeniden Dirilen Kadın
İskoçya'nın başkenti Edinburg, Margaret Dickson'ın şaşırtıcı hikayesine ev sahipliği yaptı. Suçsuz yere idam edildikten sonra dirilen kadının hikayesi ilginç olaylara sahne oldu.

Oluşturma Tarihi: 2023-01-02 19:39:21

Güncelleme Tarihi: 2023-01-02 19:39:21

Yoksullukla mücadele

Margaret Dickson ve Maggie Dicson, 1702 civarında Edinburg yakınlarındaki Musselbrgh'da dünyaya geldi. 20'li yaşlarının başında yerel bir balıkçı olan Patric Spence ile evliydi. Ancak kocasının ani kayboluşunun ardından tek başına kalmıştı. Yoksulluğun içinde zar zor ayakta durabilen Margaret, hayatını idame ettirmenin yollarını arıyordu. 1720'lerin başında Edinburgh sokaklarında seyyar satıcılık yaparak geçimini sağlayan genç kadının kendini güvenceye alması şartı. Sonunda yolu bir hana düştü. Handa işe başladığı sırada işvereninin oğluyla yakınlaştı. Aralarındaki çekim birkaç ay sonra bir erkek bebek doğurmasına neden olmuştu. Dünyaya getirdiği gayrimeşru çocuğu herkesten sakladı. Öyle ki kimse onun hamile olduğunu bile bilmiyordu. Ölü doğan bebeğini bir beze sardıktan sonra Tweed Nehri kıyısına bıraktı. Ceset beklenmedik şekilde kıyıya vurmuş ve müfettişlerin anneye ulaşmasını sağlamıştı.

Kısa sürede tutuklanarak ceza aldı

Kısa sürede tutuklanan kadının hamileliği gizleme yasası kapsamında yargılaması yapıldı. Burada diğer önemli husus, bebeğin annesi tarafından öldürülüp öldürülmediğiydi. Bir cerrah, yaptığı incelemelerin ardından bebeğin nehre bırakıldığı sırada yaşadığını iddia ediyordu. Dönemin gelişmemiş tıp yöntemleri uyarınca kesinliği güvenilir olmayan sonuca başta Margaret itiraz etti. Her türlü redde rağmen suçlu bulundu. 2 Eylül 1724'te toplanan kalabalığın önüne çıkarılan Margaret, herkesin gözü önünde darağacına gitti. 30 dakika boyunca idam sehpasında durmuştu. Hareketsiz bedeni onun ölümünü doğruluyor gibiydi.

Öldü sanıldı ancak yeniden dirildi

Defnedilmek üzere memleketi Musselburgh'ta gönderilmesi planlanan Margaret, bir tabutun içinde arabaya yetiştirildi. Yola çıktıktan sonra bir süre sonra tabutun içinden sesler gelmeye başlamıştı. Onu memleketine götürmekle görevli olan sürücü, tabutun kapağını araladığında bir mucizeye tanıklık etti: Margaret yaşıyordu! Başta durumu pek iyi değildi. Ne de olsa dakikalar boyunca bir ipin ucunda hayatı için savaşmış, daha sonra daracık bir tabutun içinde debelenip durmuştu. Geri dönüşü, Edinburgh halkı için epey sansasyoneldi. Halk iyiden iyiye Diriliş Efsanesi'ne bağlanmıştı. Bazıları olayı bir mucize olarak yorumlanırken, daha gerçekçi olanlar onun tekrar yargılanıp asılması gerektiğini içtenlikle savunuyordu. Başlıca sorun ise Margaret'in halihazırda yargılanıp, cezasını çektiği gerçeğiydi. Farklı görüşlerin arasında savrulup duran Yüksek Mahkeme yargıçları, Bayan Dickson hakkında yeni bir karara varabilmek için toplandı. Saatler süren yoğun tartışmalar ve yasal incelemelerin sonrasında yeni bir yargıya gidilebileceğine karar verildi. Yasalar ölümden dönen suçlular hakkında gerekli yeterliliğe sahip değildi. Bu durumda yeni bir yargılama yapılırsa tamamen kişisel görünürdü.

Yeniden diriliş mucize mi?

Margaret Dickson Olayı, yasaların yetersiz olduğunu kanıtlıyordu. Bir kişinin ölümünden emin olunması gerektiğini, cezanın ölüme kadar uygulanması şartı hukuk kitaplarına yeni madde olarak girdi. Halkın mucize diye adlandırıldığı ve efsanelere konu ettiği kadın büyük olasılıkla celladının ipi tedarik eden kişiyle yakın arkadaştı. Yine de bu, efsaneye dönüşmesine engel oluşturmuyordu. Hikayenin bazı versiyonlarına bakılırsa, Magraret ya da daha bilinen ismiyle Maggie, kırk yıl daha yaşamış ve altı çocuk büyütmüştü. İskoçya'da “Haufhangit Maggie” veya “Half-hanged Maggie” olarak tanındı. 19. Yüzyılda adını yaşatmak için ölümden kıl payı kurtulduğu Grassmarket yakınlarında Maggie Dickson's adıyla bir pub açıldı. O zamandan beri hem yerel hem de turistlerin favori mekanı oldu.