Ateşkesin ardından Lübnan'ın Baalbek şehrine dönenler, tuğla ve metale vuran çekiç sesleri eşliğinde evlerini yeniden inşa etmeye, hayatlarına yeniden başlamaya çalışıyor.
Lübnan'da son yılların en yıkıcı savaşlarından birinde ateşkes varılmasından bir gün sonra on binlerce kişi ülkenin doğusundaki, savaştan ağır darbe almış şehirdeki evlerine döndü.
Genç kızlar antik Roma'dan kalan tapınakların önünde selfie çekerken heyecanlı genç erkekler motosiklet üzerinde sokakları turladı.
Haftalar süren İsrail bombardımanından sonra şehrin yaraları görmezden gelinecek gibi değildi: Bombalanmış restoranlar, dümdüz olmuş binalar, dal gibi kırılmış ağaçlar… Şehir sakinleri ise ölen pek çok kişinin hâlâ enkaz altında olduğunu söylüyordu.
Mahalleler tanınmaz hâle geldi
Bulunduğu sokakta sağlam kalmış birkaç evden birinin önünde, 79 yaşındaki Taflah Amar, “Ben yaşlı bir kadınım. Hiçbir grupla bir bağlantım yok. Bütün bunları hak edecek ne yaptım? Tüm gün ağladım” dedi.
İsrail saldırıları nedeniyle evinden ayrılmak zorunda olan 1 milyondan fazla insan için evlere dönmek buruk bir histi. Hizbullah'ın hakimiyetindeki yoksul Baalbek'te evlerine dönenler yaşadıkları mahalleleri tanınmaz halde buldu.
Baalbek, İsrail ve Hizbullah arasındaki savaş Lübnan'ın güneyine yoğunlaştığı için neredeyse bir yıldır çatışmalardan uzaktı. Ancak İsrail ayında şehri hedef almaya başladı. Şehir sakinlerine tahliye emri verilirken havadan bombalar yağdırıldı.
Beyrut'tan yeni dönen restoran sahibi Basma Yaghi, “Neden bir restoranı hedef alırlar ki?” diye sordu. Yaghi telefonundan restoranın geçen yaz düğün kutlamalarına ev sahiplik ettiği anları sunan fotoğraflar gösterdi. Yemek alanının bir zamanlar bulunduğu metal yığınına baktığında hepsi ona uzak bir hatıra gibi geldi.
Şehirde kalanlar savaşın şiddetini öngöremedi
Şehirde kalmaya kararlı olan az sayıda kişi, İsrail'in haftalarca süren yoğun bombalama kampanyasının şiddeti karşısında hazırlıksız yakalandı. Bazıları İsrail ile Hizbullah arasındaki ateşkesin süreceğine şüpheyle yaklaşsa da hava saldırılarının durmasından dolayı mutluydu.
Evinin toz içinde kalmış salonunda oturan Hind Saydah “Bu kadar ağır bombardıman olacağını asla düşünmezdik” dedi. Saydah, Balbek'te son zamanlarda anlamı kuvvetlenen bir deyişi hatırlattı: “ Evini geride bıraktığında kendi değerini geride bırakıyorsun”
Ailelerinden kalan 150 yıllık evi devralan kardeşi Hassan Saydah bombalar yaşadığı mahalleyi vursa da, beslediği tavukları öldürse de şehri terketmesinin imkanı olmadığını söyledi. Saydah evinin bombardımandan sonra hasarının 15 bin dolara ulaştığını söyledi.
Soyadı hayatını geçirdiği şehirden gelen Samia Baalbaki ise yaşamından endişe ederek şehri terk edenlerdendi. Evine dönen Baalbaki savaşın ve bu küçük Akdeniz ülkesine getirdiği söylenmeyen hasarın anlamını çözmekte zorlandığını söyledi.
“Evlerimiz yıkıldı, liderimiz gitti”
Hizbullah'a desteğin hala yoğun olduğu şehrin sokaklarında hâlâ Hizbullah'ın öldürülen liderlerinin posterleri görülüyor. Hasan Nasrallah, Hashem Safieddine ve Fouad Shukur İsrail saldırılarında öldürülmüştü. Baalbaki, “Kimse kazanmadı. Evlerimiz yıkıldı. Liderimiz gitti” dedi.
Şehirdeki diğer reklam panoları, patlamamış füzelerin tehlikelerine karşı sakinleri uyarıyordu. Bu füzelerden bazıları, Perşembe günü Lübnan ordusu tarafından hâlâ imha ediliyordu. Onlar, şehrin yeniden canlanmasına zemin hazırlayan uğursuz bir arka plandı; hareketli sokaklar yeniden hayat bulurken, pazarlar müşterilerle dolup taşıyordu.
36 yaşındaki otobüs şoförü Mahdi Zeinnedine için ise aklındaki tek şey çocuklarının bir saat içinde evde olacağıydı. Savaş başladığında onları Suriye'ye göndermişti ama şimdi ateşkesin, yeniden barış içinde yaşamalarına olanak tanıyacağını umuyordu. “Tavuk ızgara yapacağız,” dedi, gülümseyerek.