Başbakan Viktor Orbán düzenlediği bir basın toplantısında Avrupa Birliği tarafından öngörülen "zorunlu mülteci kotası" ilkesinin ulusal egemenliğin ihlali olduğunu belirtti.

Macar başbakanı böylesi kararların Brüksel tarafından değil, ulusal parlamentolar tarafından alınmasının doğru olduğunu vurguladı. "Macar parlamentosu böyle bir karar almış ve zorunlu kotayı reddetmiştir" diyen Viktor Orbán, "şimdi artık Brüksel'in dayatması karşısında tek yol bu soruyu halka sormaktır" dedi.

Viktor Orbán'a göre Macaristan'a mültecilerin yerleşmesi Macaristan'ın etnik ve dini haritasını değiştireceği için sorun doğrudan doğruya halkı ilgilendiriyor.

"Ülkenin bağımsızlığı söz konusudur. Zorunlu kotalara hayır diyenler Macaristan'ın bağımsızlığını savunanlar olacaktır! AB bize kota dayatamaz" diyen Macar başbakanı bu konuda yapılacak olan bir referandumun Avrupa değerlerini yansıttığını ve bu nedenle de Macaristan'ın bu referandumu diğer Avrupa ülkelerine de tavsiye ettiğini vurguladı.

Macar yasalarına göre referandum en erken sonbaharda gerçekleşebilir. Gözlemciler Macaristan'daki referandum girişiminin diğer ülkeler açısından da bir model teşkil edebileceğinde hemfikirler.

Sağcı partiden çağrı

Bilindiği gibi Viktor Orbán'ın tel örgülerle sınırı kapatmayı da içeren net ve katı mülteci karşıtı politikası, önce reddedilse de, daha sonra özelikle Orta Avrupa ülkeleri arasında destek bulmuş ve V4 ülkeleri olarak anılan dört Orta Avrupa ülkesi zorunlu kotalara karşı çıkan ortak bir tutum almıştı.

Macaristan'da Brüksel'in zorunlu mülteci kotasına karşı referanduma gidilmesi talebini ilk gündeme getiren radikal sağcı Jpbbik partisiydi.

2015 yılında hükümetin mülteci karşıtı politikasını yetersiz gören Jobbik, Brüksel'e karşı daha tavizsiz bir ulusal politika izlenmesi için referanduma gidilmesi çağrısını yapmış, ve hatta ülkeye kaçak giren mültecilerle ilgili olarak ordunun da harekete geçirilmesini talep etmişti.

Macaristan'da kamuoyu yoklamaları halkın çoğunluğunun ülkede mülteci görmek istemediğini ortaya koyuyor.

Bu nedenle radikal milliyetçi Jobbik'in önerilerinin çoğu hükümet partisi tarafından sessizce kabul gördü ve uygulandı. Bu süreç hükümetteki FIDESZ partisinin oylarını önemli miktarda arttırdı.