Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının dünya gündeminde olduğu döneme denk gelen Avrupa Dış İlişkiler Konseyi (ECFR) yıllık anketi, Avrupalıların ABD'ye olan güveninin ciddi anlamda sarsıldığını gösterdi.
Avrupa ile ABD arasındaki ilişkilerin İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en kırılgan süreçten geçtiğini savunan Avrupalılar, bu duruma gelinmesinde en büyük sorumluluğun, yürüttüğü politikalardan dolayı ABD Başkanı Donald Trump'ta olduğunu belirtti.
Almanya, Fransa, İspanya, İtalya, Portekiz, Bulgaristan, İsveç, Danimarka ve Polonya'da yapılan anketin sonucunda Avrupalılar, "Kovid-19'un ilk dalgası sırasında kendilerini çok savunmasız hissettikleri" görüşünde birleşti.
Avrupalıların çoğunluğu, "Soğuk Savaş sırasında kendini gösteren ABD'nin koruyucu şemsiyesinin artık kapandığını" düşünürken, bundan sonrası için "uluslararası sahnede kendi sesi ile daha güçlü ve daha entegre bir Avrupa" talep etti.
Anketten çıkan sonuçları değerlendiren ECFR Araştırma Müdürü Jeremy Shapiro, "Avrupalılar, ABD'nin dünyayı yönetme gücüne ve yeteneğine olan inançlarını kaybetti." dedi.
Trump'ın Beyaz Saray'daki döneminin Avrupa-ABD ilişkilerinde kalıcı değişiklikler yarattığını savunan Shapiro, ABD'de 3 Kasım'da yapılacak başkanlık seçimlerinde Donald Trump'ın rakibi olan Demokrat Partinin adayı Joe Biden'ın seçimi kazanması halinde Avrupa-ABD ilişkilerinin daha kötüye gitmesinin önüne geçilebileceğini ifade etti.
ECFR yetkilisi, her türlü halde Avrupa ve ABD arasındaki ilişkilerin "liderlik değil, iş birliği temeline dayanması gerektiğini, Avrupalıların çoğunluğunun savunma ve ticaret konularında ABD'ye bu kadar bağlı olmak istemediklerini" kaydetti.
Söz konusu ankette, Avrupalıların çok düşük bir bölümü, Kovid-19'a karşı mücadelede ABD'yi kilit bir müttefik olarak gördü.
Salgın sırasında Fransızların yüzde 46'sının, Almanların da yüzde 42'sinin ABD ile ilgili görüşlerinin büyük ölçüde olumsuz yönde değiştiği bildirildi.
Ankette Avrupalıların, ABD'ye benzer bir şekilde Çin'in liderliğine de karşı oldukları, Bulgaristan dışında ankete katılan diğer 8 ülkede Çin hakkındaki görüşlerin geçen yıla göre iki, hatta bazı ülkelerde 10 kat daha olumsuz olduğu ifade edildi.
