Sputnik'in haberine göre iktidardaki Liberal-Ulusal Parti koalisyonunun, ülkeye teknelerle ulaştıktan sonra yakalanarak gözaltına alınan mülteci ve sığınmacılara ömür boyu vize yasağı getirilmesini öngören tasarısı mecliste oylandı.
Tasarı 69 ret oyununa karşılık 73 kabul oyuyla kanunlaşma sürecinin ilk ayağı olan mecliste kabul edildi.
YASALAŞMASI İÇİN SENATO'DAN ONAYI GEREKLİ
Tasarının geçerli olması için Federal Senato'nun da onayı gerekiyor. Mecliste çoğunluğa sahip iktidar partilerinin Senato'da çoğunluğu bulunmuyor. Ülke içinde ve dışında sert eleştirilere hedef olan tasarının Senato'dan geçmesi için muhalefet senatörlerinin de desteğini alması gerekiyor.
‘AŞIRI, ŞEYTANCA VE HASTALIKLI'
Mülteci hakları savunucuları, tasarıyı ‘Trumpizm' olarak tanımladı. Avustralya Yeşiller Milletvekili Adam Bandt, tasarıyı ABD'de başkanlık seçimini kazanan Donald Trump'ın söylemlerine atıfta bulunarak ‘Trump tarzı' olarak niteledi. Ana muhalefetteki Avustralya İşçi Partisi Genel Başkanı Bill Shorten ise tasarıyı ‘saçma' olarak tanımladı. İşçi Partili milletvekilleri de hükümetin sığınmacılara ömür boyu Avustralya'ya giriş yasağı getirmeye çalışmasını ‘aşırı, şeytanca ve hastalıklı' olarak değerlendirdi.
ÇOCUKLAR YASADAN MUAF
Tasarının senatodan geçip yasalaşması durumunda, gözaltı merkezlerinde tutulan sığınmacılar ülkelerine geri dönseler bile sonraki yıllarda evlenerek turist veya iş adamı olarak dahi Avustralya'ya tekrar gelmelerine izin verilmeyecek. Tasarı, 19 Temmuz 2013'ten itibaren Avustralya'ya teknelerle gelen yetişkinleri bağlayacak. Çocuklar ise bu yasadan muaf tutulacak. Söz konusu tarihten sonra mülteci statüsünü elde edenler dahil, sığınmacıların hiçbir şekilde ülkede kalmalarına izin verilmeyecek.
TARTIŞMALI GÖZALTI MERKEZLERİ: MANUS VE NAURU
Tasarının yasalaşması durumunda Manus ve Nauru'da tutulanlarla tedavi görmeleri için Avustralya'ya getirilen yaklaşık 3 bin yetişkin mülteci ve sığınmacı doğrudan etkilenecek. Avustralya, ülkeye teknelerle gelen mülteci ve sığınmacıları ülke topraklarındaki gözaltı merkezlerin yanı sıra Papua Yeni Gine'ye ait Manus Adası'nda ve Nauru'da kurduğu gözaltı merkezlerinde tutuyor. Söz konusu merkezlerde tutulanlar, sık sık saldırı, taciz ve tecavüze maruz kalıyor. Tartışmalı merkezlerdeki şartların insani olmadığını belirten sivil toplum kuruluşları, ülkedeki tüm merkezlerin kapatılması ve merkezlerdekilerin Avustralya'ya alınması için gösteriler düzenliyor.
BİR MÜLTECİ KENDİNİ YAKARAK İNTİHAR ETMİŞTİ
Yaklaşık üç yıldır merkezde tutulan İran asıllı Omid Masoumali, yaşadıkları belirsizliği protesto için BM Mülteciler Yüksek Komiserliği görevlilerinin gözü önünde kendisini yakarak hayatına son vermişti. Masoumali'nin intiharından sonra bir hafta içinde de aynı yöntemle kendini ateşe veren Somalili kadın mülteci Hodan Yasin yaralı olarak kurtarılarak Avustralya'da tedavi altına alınmıştı.