Avusturya'da başta Viyana Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Heinz W. Engl olmak üzere çok sayıda siyasetçi, gazeteci ve kanaat önderi, Başbakan Sebastian Kurz iktidarının hayata geçirdiği "Siyasal İslam Dokümantasyon Merkezi" tarafından Müslümanlara ait 600 kurumun detaylı bilgilerinin yer aldığı, fişlemeyi andıran çalışmaya sert tepki gösterdi.
Viyana Üniversitesi Rektörü Engl, üniversitenin internet sitesinde paylaştığı yazılı açıklamada, "İslamlandkarte" adı verilen ve cami, eğitim kurumu, dernek gibi Müslümanlara ait sivil toplum kuruluşlarının detaylı bilgilerinin yer aldığı "dijital haritayla" üniversitenin herhangi bir bağının olmadığını belirtti.
Engl, çalışmada yer alan içeriklerin üniversitenin konuya ilişkin yaklaşımını yansıtmadığını belirterek "Bu nedenle söz konusu haritada Viyana Üniversitesinin logosunun kullanılmasını yasakladım." ifadesini kullandı.
"İktidar partisinin kendisine yönelik soruşturmaları örtbas etme girişimi"
Yeni Avusturya Partisi (NEOS), Facebook sayfasından yaptığı açıklamada, Müslümanlara ait cami ve derneklere ait bilgilerin paylaşılmasının, iktidardaki Avusturya Halk Partisi (ÖVP) hakkında başlatılan soruşturmaları "örtbas etme" girişimi olduğunu kaydetti.
Açıklamada, Siyasal İslam Dokümantasyon Merkezi'nin son yaptığı çalışmayla bu yapıya yönelik kaygıları haklı çıkarttığını, yapılanın Müslümanlara yönelik potansiyel şüpheli algısını körüklemek olduğu belirtildi.
"Çirkin sağcı politika"
Aktivist David Albrich, yolsuzluk skandallarıyla sarsılan Başbakan Sebastian Kurz'un partisinin "çirkin sağcı politikalarla bulunduğu durumdan sıyrılmak için bir kez daha Müslümanlara karşı harekete geçtiğine" dikkati çekerek "Müslüman kardeşlerimizin yanındayız, ırkçılığa son." ifadesini kullandı.
Gazeteci Markus Sulzbacher da detaylı bilgilerin yer aldığı dijital haritadaki verilen büyük bir kısmının çok eski ve yanlış olduğunu belirterek "Almanya'da aşırı sağcıların (Kimlikçiler hareketinin) yaptığı işi, Avusturya'da hükümet görev edinmiş." görüşünü paylaştı.
ATİB'den tepki
Avusturya Türk İslam Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Birliği (ATİB) de yaptığı yazılı açıklamada, ülkenin en büyük Müslüman çatı kuruluşu olarak, söz konusu çalışmada paylaşılan bilgilerin ATİB bünyesinde ciddi kaygılara yol açtığı belirtildi.
Açıklamada, ATİB'e yönelik birçoğu sosyal medya platformlarından elde edilmiş; eksik, yanlış ve çok önceki tarihlere ait veriler üzerinden yürütülen çalışmanın bilimsel değerinin düşük olduğu vurgulandı.
Söz konusu paylaşımların ortaya çıkartacağı riskli durumun, güvenlik güçleri tarafından görülmesinin temenni edildiği açıklamada, "Umarız burada yaşayan Müslümanların güvenliği, şiddet yanlısı ve aşırı grupların eline geçmez." değerlendirmesine yer verildi.
İktidardaki merkez sağ ÖVP ve Yeşiller Partisi koalisyon hükümetinin öncülüğünde kurulan Siyasal İslam Dokümantasyon Merkezi, Müslümanlara ait cami, eğitim merkezi gibi çeşitli kuruluşların, hangi çatı derneğine bağlı olduğu, dünya görüşleri, yöneticileri, adresleri gibi detaylı bilgilerin yer aldığı "İslamlandkarte" adı verilen bir dijital haritayı kamuoyuyla paylaşmıştı.
Viyana Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ednan Aslan'ın kurduğu ekibe yaptırılan çalışmaya tepki gösteren çeşitli kesimler, dijital haritanın, Müslümanları potansiyel suçlu gösterdiği, bir tür fişlemeyi andırdığı ve yolsuzluk soruşturmalarından bunalan hükümetin bir kez daha çıkış yolu olarak Müslümanlar üzerinden toplumu manipüle etmeye çalıştığını kaydetmişti.
VOA'nın haberine göre "İslam Haritası, müslümanlara yönelik bir başka saldırı. Başbakan Kurz ve partisi ülkemizi bölüyor" diyen Sosyal Demokrat Parti (SPÖ) Viyana Eyalet Milletvekili Aslıhan Bozatemur, müslümanlara ait bilgilerin deşifre edildiğini söyleyerek "Müslümanlar, ırkçılık ve İslamofobinin hedefi haline getiriliyor. Federal hükümetin dini bir topluluk için oluşturduğu harita, ayrımcıdır, insanlık dışıdır ve şiddetle reddedilmelidir" ifadelerini kullandı. SPÖ‘lü siyasetçi Muhammed Yüksek de "Yarın bir cami yakılır ya da saldırıya maruz kalırsa, bunun sorumluları hükümette aranmalı" dedi.
Süreç
Avusturya'da İslam bağlamında alınan kararlar sıklıkla tepkilere neden oluyor. Avusturya hükümeti ve özellikle Başbakan Sebastian Kurz, kendi tanımlamasıyla "radikal İslamcı" cami ve kurumlara karşı çok sert önlemlerden yana bir politika izliyor. Nitekim geçen sonbahar aylarında Viyana'da, müslüman kökenli göçmen gençlerin karıştığı bazı taşkınlıklar sonrasında, Başbakan Kurz "siyasal İslam" kavramının suç unsuru olarak tanımlanarak terörle mücadele yasasına ekleneceğini açıkladı.
Avrupa'da bir ilk anlamına gelen bu karar da müslümanlara yönelik ayrımcılık nedeniyle eleştirilmişti. Kurz, o dönemde yeni uygulamanın amacının, terör eylemlerine katılmasalar bile "radikal İslamcı" görüşleri savunan kişi ya da gruplara yönelik yaptırımların yaşama geçirilmesi olduğunu ifade etti ve bu görüşü savunan cami ve derneklerin kapatılmasının hedeflendiğini açıkladı.
Ortadoğu'daki Cihatçı gruplara katılan, daha sonra Avusturya'ya dönerek, cezaevine konulan kişilerin, cezaevi sonrasında serbest dolaşmalarının sınırlandırılacağını ve elektronik kelepçeyle takip edileceklerini söyleyen Kurz, camilerde özellikle yurtdışından gelen imamların kayıt altına alınacağını bilgisini verdi.
Sebastian Kurz, geçen sene Fransa'nın başkenti Paris'te bir öğretmenin başının kesilerek öldürülmesi, ardından Nice kentinde üç kişinin bıçaklanma sonucu hayatını kaybetmesinden sonra, binlerce tehlikeli "radikal İslamcının" Avrupa'da olduğunu belirterek "Bunlar saatli bomba" ifadesini kullanmıştı.
AA