Azeri diplomatın açıklamaları ülkeyi karıştırdı
Azerbaycan Dışişleri Bakan Yardımcısı Araz Azimov ATET’in Daimi Şurasının toplantısı için gitti Viyana’da“Die Presse” gazetesine röportaj verdi.

Oluşturma Tarihi: 2016-02-16 21:31:32

Güncelleme Tarihi: 2016-02-16 21:31:32

TİMETÜRK I FURKAN AZERİ

Azimov, Suriye konusunda yaptığı değerlendirmede: “Ben düşünüyorum ki; Rusya'nın ve diğerlerinin IŞİD'de karşı hava saldırıları etkili olmuyor ayrıca maliyeti çok yüksek, karadan girmek ise fazla kayıp vermek demek. Beşar Esed bugün Suriye topraklarının ve arazi bütünlüğünün korunması için tek güvencedir. Onun ordusu hukuki bir ordudur, biz Esed'in varisi tarafından yeri doldurulana kadar cumhurbaşkanı gibi kalmasını destekliyoruz'' diye belirtti.

Araz Azimov'un bu açıklamaları ülke genelinde büyük tepki topladı ve ‘'skandal açıklamalar ‘' olarak nitelendirildi.

Azimov'un Viyana da yaptığı bu açıklamaları Azerbaycan'da tanınmış gazeteciler, siyasi uzmanlar ve yazarlar TİMETURK için değerlendirdi.

Azerbaycan tanınmış gazeteci ve dış politika uzmanı Şahin Ceferli TİMETURK'e yaptığı açıklamada: “ İlk olarak Araz Azimov'un bu sözleri Azerbaycan'ın resmi görüşüyse bu kabullenilemez hatta rezilliktir. Ayrıca Azimov bu çıkışıyla Azerbaycan Suriye meselesinde taraf tutarak İran, Irak Esed ve Hizbullah militanlarından ibaret Şia-Nusayri bloğundan taraf olmuş ve ayrıca Türkiye ile savaş durumuna gelen Rusya'nın hatta Ermenistan'ın safında yer almış oluyor.

İkincisi Esed'i desteklemek İslam dünyasında, İslam İşbirliği Teşkilatı'nda ve diğer platformlarda çoğunluğu teşkil eden Sünni devletler ile problemler oluşturabilir. Bu ise Azerbaycan çıkarlarına ters düşüyor.

Üçüncüsü ise bu görüşün Türkiye tarafından menfi karşılanacağı bellidir. Özellikle iki gün sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Azerbaycan'a gerçekleştireceği ziyaretten önce Azimov'un bu çıkışı ciddi bir hatadır.

Ben Azerbaycan ile Türkiye doğal olarak bütün meselelerde aynı düşünsün demiyorum. Ama biz eğer Türkiye'nin bütün meselelerde Azerbaycan çıkarlarını korumasını umuyor ve talep ediyorsak biz de buna uygun davranmalıyız.

Dördüncüsü Esed Suriye'de 300 binden fazla insanın ölümü ve 5 milyona yakın Suriyelinin mülteci durumuna düşmesine, binlerce çocuğun bombalanarak katledilmesine, denizlerde boğulmasına sebep olmuş eli kanlı bir diktatördür. Böyle bir insanı savunmak insanlık değerleriyle asla uygun gelmiyor'' dedi.

Avropa İnfo gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Ruslan Beşirli, Azimov'un bu görüşünün şahsi olabileceğini belirterek şunları söyledi: “Bütün dünya biliyor ki Esed babasından kalma iktidara el koymuştur. Ayrıca 2013'te BM'nin talebi ile Esed sahte ve rakibi olmayan bir seçim geçirdi. Bu seçimleri dünyanın saygın kuruluşları ve ülkeleri ‘'sahte'' olarak tanımladı.

Bu seçimleri sadece Rusya cumhurbaşkanı Putin, İran, Ermenistan cumhurbaşkanı Sarkisyan ve Kuzey Kore diktatörü tanıdı ve Esed'e tebrik mektubu göndedir. Ama İlham Aliyev, Esed'i tebrik etmedi. Bu davranışla cumhurbaşkanı Aliyev, Esed'i savunmadığını gösterdi. Esed 300 binden fazla insanı öldürmüş eli kanlı bir diktatördür. Bazıları durumu fark edemiyorlar diyiyorlar ki ‘Suriye halkı isteseydi Esed gönderirdi'. Oysa Esed, 2011'de halkın taleplerine karşı kendi halkına yönelik silah kullandı. Bundan sonra İran ve Hizbullah Esed'e yardıma geldi. Daha sonra Suriye halkının devrimini çalmak için IŞİD'i ortaya çıkardılar yine olmadı. En sonunda Rusya bütün gücüyle sahaya indi, bu durumda Suriye halkı hala direnebiliyorsa bu halk büyük bir halktır, bu halka sadece saygı duyulur.

Ben düşünüyorum ki, Araz Azimov'un söylediklerinin aslı yoktur. Türkiye ve Azerbaycan kardeştir ve ilişkilerimize zarar vuracak şeylerden kaçmamız lazım. Erdoğan'ın Bakü ziyareti öncesi ilişkilerimize darbe vurmak isteyenler çok olacak. Buna imkân vermemeliyiz. Sayın Aliyev ve Sayın Erdoğan, Türkiye ve Azerbaycan her zaman birbirlerinin yanında olmuşlardır. Bundan sonra da böyle davam etmemiz lazım.''

Yeni Çağ Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Agil Alesker ise konu hakkında şöyle bir açıklamada bulundu: “Araz Azimov'un açıklaması Azerbaycan'ın eski dışişleri bakanı Tofig Zulfigarov'un ‘dışişlerinde kaos var' sözlerini destekler niteliktedir. Maalesef Azerbaycan'ın bu zamana kadar izlediği dengeli politika ile bu konuşma çelişiyor. Ayrıca Azerbaycan'ın Türkiye ile stratejik birlikteliğine aykırı bir açıklamadır. Şahsi görüşü olduğunu düşünüyorum. Nitekim Aliyev, Londra'da Suriye ile ilgili tavrını ortaya koymuştur.

Araz Azimov'un bu konuşması ise Azerbaycan'da Rusya ve İran'ın nasıl etkili olduğunu bir kez daha ispatlamıştır. Türkiye'nin Azerbaycan'ı kaybetmemesi için Rusya yanlılarına karşı Türkiye sevdalılarına her türlü destek olması lazım. Maalesef bugün Türkiye, Azerbaycan'da İran ve Rusya kadar etkili değil. Bunun için Kafkas politikasını ve adamlarını tekrar gözden geçirmek lazım ki, Azerbaycan yeniden Rusya'nın güdümüne girmesin. Halka gelince Azerbaycan halk olarak mazlumun, ezilenin yanındadır asla Esad'ın yanında değiliz

Azerbaycan yazarlarından Azer Reşidoğlu : “Azerbaycan'ın tek stratejik müttefiki Türkiye'dir. Bakü, jeopolitik konularda Ankara ile konumunu uzlaştırmalıdır. Suriye sorununa yaklaşımda da iki ülke aynı noktadan hareket etmek zorundadır. Aynı zamanda Azez konusunda, Ankara ve Bakü'nün çıkarları örtüşüyor. Öyle ki, Azez bölgesi stratejik öneme sahiptir. Suriye'nin kuzeyinde fiili olarak Kürt devletinin kurulmasına dair planlar var. Rusların Azez'in kontrolünü ele geçirmesi ‘Kürdistan' planının gerçekleşmesi anlamına geliyor. Rusya ve ABD'nin planı da bundan ibarettir. ABD ve Rusya, Ankara'nın Suriye'deki Kürt silahlı grupları vurmasını engellemek istemesiyle ‘Kürdistan' devletini kurmak niyetini gizlemiyor. ‘Büyük Kürdistan' ismi verilen sözde haritada, Türkiye ile birlikte Azerbaycan'ın birçok bölgesi - Laçın, Gubadlı, Zengilan, Kelbecer, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti de Kürdistan toprakları olarak gösterildi. Bu, Azerbaycan'a açık arazi iddiasıdır ve bu yüzden Bakü, Ankara'nın Suriye'deki tutumunu açıkça savunuyor. Kısacası Azez'de bölgenin ve aynı zamanda Azerbaycan'ın kaderi çözülüyor.

Fakat şunu da unutmamalıyız ki, Bakü Rusya ile açık çatışmaya gidemez. Kremlin ideologları, Bakü ve Ankara'nın karşılıklı dostluk jestlerine kıskançlıkla yanaşıyor. Ukrayna'ya resmi ziyarette bulunan Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun ‘Rusya Ermenistan'a destek verdiği için Azerbaycan da tehlikededir. Ermenistan Azerbaycan topraklarını Rusya'nın desteği ile işgal edip' açıklaması da Moskova'yı kızdırdı. Muhtemelen 18 Şubat'ta Azerbaycan'ı ziyaret edecek Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu konuda açık ve net mesajlar verecek ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Ankara ile stratejik işbirliğine sadık kaldığını açıklayacak. Bu durum Kremli kızdırabilir. Bu nedenle, Bakü Moskova'nın gazabını yumuşatmak için bakan yardımcısı Azimov'un dili ile bir manevra yapıyor. Azerbaycan'da herkes gerek Sayın Azimov gerekse de sıradan vatandaşlar Beşar Esad'ı diktatör olarak kabul eder ve Suriye konusunda Türkiye ile aynı görüştedir. Azimov'un beyanatı diplomatik bir çıkış oldu ve hem Azerbaycan'da hem de Türkiye'de olumsuz karşılandı. Bir kez daha vurgulamak isterim ki, Türkiye Suriye'de büyük ölçekli askeri operasyonlara başlasa ve Rusya ile açık savaş meydanına girse, dünyanın ‘ikinci Hitler'i' olarak değerlendirilen Rusya Devlet Başkanı Putin Azerbaycan'a asker gönderebilir. 2008 yılının Ağustos ayında Rusya, bağımsız ülke olan Gürcistan'a karşı böyle adım atmıştı. Bu yüzden de Bakü'nün kalbi Ankara ile aynı atsa da, kötü niyetli komşularını da dikkate almak zorundadır'' açıklamasında bulundu.

Siyaset bilimci Elhan Şahinoğlu da''Araz Azimov'un Esed hakkındaki düşünceleri İran ve Rusya resimlerinin düşünceleriyle ile aynıdır, yani biz Suriye konusunda Moskova ve Tahran gibimi düşünüyoruz? Araz Azimov'dan kimse tamamen Batı ve Türkiye gibi düşünmesini istemedi ama Cumhurbaşkanı İlham Aliyev de asla Esed'i destekleyen açıklamalar yapmamıştır. Bir diplomattan bu tür açıklamalar yapmasını çok yadırgadım. Ayrıca Esed'in suçları diğer ‘'Terörist'' olarak nitelendirilen guruplardan az değil'' dedi.