Libya Başkanlık Konseyi Üyesi Muhammed Amari Zayid, Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) İsrail ile ilişkileri normalleşme konusunda anlaşmaya varmasını "şaşırtmayan bir ihanet" olarak değerlendirdi.
Zayid, El-Cezire televizyonuna yaptığı açıklamada, BAE-İsrail anlaşması için, "BAE devletçiğinin şaşırtmayan bir ihanetidir. Libya, Suriye ve Yemen'de sürdürdüğü yıkıcı rol ile Katar, Filistin ve bölgenin özgür halklarına ambargo uygulamasının doğal bir sonucudur." ifadelerini kullandı.
BAE'nin bu adımını "ümmetin sırtına vurduğu başka bir hançer" olarak nitelendiren Zayid, "BAE'nin bu siyaseti sonucu İslam ümmetinin son dönemde verdiği kayıplar, Siyonist rejimin son 50 yılda öldürdüğü ve yurtlarından ettiklerinden katbekat daha fazladır." dedi.
Libya'nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'in en önde gelen mali, siyasi ve askeri destekçisi durumundaki BAE, Hafter saflarında savaşmaları için bu ülkeye Rus güvenlik şirketi Wagner'e bağlı binlerce paralı savaşçının yanı sıra Suriyeli savaşçılar ve Sudanlı Cancavid milisleri sevk etmişti.
İran: BAE, Filistin ve Kudüs
Davasına sırtını döndü
İran Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf'ın Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Özel Yardımcısı Hüseyin Emir Abdullahiyan, İsrail ile ilişkileri normalleşme konusunda anlaşmaya varan Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) Filistin ve Kudüs davasına sırtını dönmekle suçladı.
Abdullahiyan, Twitter hesabından İsrail ile BAE arasında varılan anlaşmaya ilişkin açıklama yaptı.
Anlaşmanın bölgesel barışa hizmet etmeyeceğini ifade eden Abdullahiyan, "BAE'nin, sahte ve suçlu İsrail rejimiyle ilişkileri normalleştirme adına yeni yaklaşımı, barış ve güvenliği sağlamaz yalnızca siyonistlerin suçlarının devam etmesine hizmet eder. BAE yönetimi, Filistin ve Kudüs davasına sırtını dönmüştür ve bu tutumunun hiçbir gerekçesi yoktur. BAE, bu stratejik hata ile siyonizm ateşine yakalanacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Mescid-i Aksa İmamı Sabri: Anlaşmayı kabul etmiyoruz
Mescid-i Aksa İmam Hatibi Şeyh İkrime Sabri, Mescid-i Aksa'nın kutsiyetine halel getiren hiçbir anlaşmayı kabul etmeyeceklerini bildirdi.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile İsrail arasında imzalanan "normalleşme anlaşması"yla ilgili AA muhabirine konuşan Sabri, Mescid-i Aksa'nın sadece Müslümanlara ait olduğunu, diğer dinlerin bu mescitle bir bağının olmadığını belirtti.
"Mescid-i Aksa'nın kutsallığına halel getiren hiçbir anlaşmayı kabul etmeyeceğiz." diyen Sabri, "BAE'nin ya da başkalarının İsrail ile normalleşmesi yeni bir şey değil. Bu daha önce gizli yapılıyordu şimdi aleni oldu." ifadesini kullandı.
Tüm bu siyasi hamlelerin arkasında ABD'nin olduğunu dile getiren Sabri, "Meşru hakkımız kıyamete kadar bakidir. Hiçbir şekilde ABD'ye teslim olmayacağız. Müslümanların kimsenin vesayetine ihtiyacı yok." diye konuştu.
Abbas ve Heniyye:
Anlaşma Filistin halkını bağlamıyor
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) İsrail ile imzaladığı normalleşme anlaşmasını görüştü.
Hamas'tan yapılan yazılı açıklamaya göre, Heniyye, Abbas ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Taraflar görüşmede, İsrail-BAE anlaşmasını açık bir şekilde reddetti ve söz konusu anlaşmanın Filistin halkını bağlayıcı olmadığını vurguladı.
Filistin halkının tamamının İsrail'le normalleşmeye karşı olduğunu vurgulayan Heniyye ve Abbas, "Hiç kimsenin Filistin'i, Kudüs'ü, Mescid-i Aksa'yı ve şehitleri İsrail'le normalleşmede köprü olarak kullanmasına izin verilmeyeceğini" belirtti.
Heniyye ve Abbas, bu anlaşmanın yansımalarıyla ilgili olarak temas halinde kalma ve ortak hareket etme konusunda mutabık kaldı.
Hamas ve İslami Cihad liderleri: BAE
Arap ve İslam haklarını çiğnedi
Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye ile İslami Cihad Hareketi Genel Sekreteri Ziyad en-Nehhale, Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) İsrail ile imzaladığı normalleşme anlaşmasının ulusal, Arap ve İslami hakları çiğnediğini belirtti.
Hamas'tan yapılan yazılı açıklamaya göre, Heniyye ve Nehhale söz konusu anlaşmayla ilgili olarak telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Açıklamada, Heniyye ve Nehhale'nin, BAE'nin attığı adımı reddettiği ve bunu ulusal, Arap ve İslami hakların çiğnenmesi olarak gördüğü kaydedildi.
Söz konusu anlaşmadan geri dönülmesi gerektiğini ifade eden iki yetkilinin, Hamas ve İslami Cihad arasında teması sürdürme ve Filistinlilerle her alanda ortak hareket etme konusunda görüş birliğine vardığı bildirildi.
Ürdün Dışişleri Bakanı:
İsrail, seçim yapmalı
Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi, İsrail'in adil barış ile çatışmaya devam etme seçeneği arasında tercihte bulunması gerektiğini belirtti.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile İsrail arasında imzalanan normalleşme anlaşmasıyla ilgili yazılı açıklama yapan Safedi, bu anlaşmanın sonuçlarının, İsrail'in ileride atacağı adımlarla bağlantılı olduğunu ifade etti.
İsrail'in adil barış ile çatışmaya devam etme arasında seçim yapması gerektiğini kaydeden Safedi, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"İsrail, eğer anlaşmayı, işgalin sona erdirilmesi ve Filistin halkının özgürlük ve 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız devletini kurma hakkının iadesinde teşvik edici bir unsur olarak görürse bölge adil barışa doğru ilerleyecektir. Ancak İsrail bunu yapmazsa çatışma daha da derinleşecek ve bütün bölgeyi tehdit eder hale gelecektir."
“İsrail-BAE anlaşması,
Filistin meselesine hançer vurma”
Ürdün'deki Müslüman Kardeşler Teşkilatı'nın (İhvan) siyasi kanadı İslami Çalışma Cephesi (İÇCP), Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) İsrail ile yaptığı normalleşme anlaşmasını "Filistin meselesine hançer vurma" olarak nitelendirdi.
İÇCP tarafından yapılan yazılı açıklamada, BAE'nin attığı adıma tepki gösterildi ve anlaşmanın "Filistin meselesine hançer vurma ve Siyonist düşmanla her türlü normalleşmeye karşı çıkan halklara ihanet etme anlamına geldiği" belirtildi.
BAE'nin söz konusu anlaşmaya gerekçe olarak, başta İsrail'in ilhak planının ertelenmesini göstermesinin kabul edilemez olduğu vurgulanan açıklamada, "İsrail'i ilhak planını uygulamaktan geri adım atmaya iten neden Filistin ve Ürdün'ün bu plan karşısında aldıkları tavırdır. Oysa ki Arap rejimlerinin bir kısmı, İsrail'e Filistin meselesini tasfiye planlarını uygulaması konusunda yeşil ışık yakmıştır." ifadesine yer verildi.
BAE'nin attığı adımın "Arap halklarının tarihindeki kara bir gün" olarak nitelendirildiği açıklamada, bu anlaşmanın BAE halkının Filistin meselesine destek veren tavrını da temsil etmediği dile getirildi.
BAE'nin İsrail ile yıllarca gizlice yürüttüğü normalleşme çalışmalarının bir sonucu olan bu adımdan geri adım atılmasını isteyen İÇCP, bu anlaşmanın, İsrail'e Filistin meselesini tasfiye etme konusunda yeşil ışık yaktığı uyarısında bulundu.
Yemen'deki BAE destekli güçlerden, anlaşmaya destek
Yemen'de Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) tarafından destelenen ayrılıkçı Güney Geçiş Konseyi (GGK) ise, İsrail ile BAE arasında imzalanan anlaşmayla ilgili "cesur bir karar" değerlendirmesinde bulundu. GGK Başkan Yardımcısı Hani bin Berik, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, söz konusu anlaşmanın İsrail'le işbirliği sonrasında da ikili ilişkiler konusunda bir yol haritası ortaya koyduğunu belirtti.
Anlaşmayı "Hikmetli bir lider (Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid) tarafından alınmış cesur bir karar" olarak nitelendiren Berik, bunun iki devletli çözüme ve Filistin halkına hizmet edeceğini öne sürdü. GGK, Husilere karşı Suudi Arabistan öncülüğünde kurulan koalisyon bünyesinde Mart 2015'ten bu yana Yemen'de varlık gösteren BAE tarafından askeri ve siyasi olarak destekleniyor.
BAE ile İsrail arasındaki
normalleşme anlaşması
ABD Başkanı Donald Trump dün, İsrail ile BAE'nin "ilişkilerini tamamen normalleştirmek" için anlaşmaya vardıklarını duyurmuştu.
Trump, resmi Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Bugün büyük atılım. İyi muhteşem dostumuz İsrail ve BAE arasında tarihi barış anlaşması." ifadelerini kullanmıştı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da sosyal medya hesabından ABD Başkanı Trump'ın paylaşımını alıntılayarak, "Bu tarihi bir gün" değerlendirmesi yapmıştı.
BAE resmi haber ajansı WAM'ın haberinde ise İsrail ile BAE'nin, ilişkilerin tesisi için "ortak bir yol haritası" belirleme konusunda anlaştığı ve iki ülkeden yetkililerin ilerleyen haftalarda bir araya gelerek farklı alanlarda ikili anlaşmalar imzalayacağı ifade edilmişti.
BAE, 1979'da Mısır'ın, 1994'te de Ürdün'ün ardından İsrail ile normalleşme anlaşmasını imzalayan üçüncü Arap ülkesi oldu.