Birleşik Arap Emirlikleri tarafından finanse edildiği belirtilen ve Arap dünyasında "elektronik sinekler" olarak adlandırılan trollerin Türkiye ve Katar'ın ardından yeni hedefinin Fas olduğu belirtiliyor. Sosyal medya hesapları aracılığıyla Fas hükümeti ve Başbakanı Sadeddin el-Osmani'ye yönelik karalama kampanyası başlatan kişilerin, dünyayı etkisi altına alan Kovid-19'u malzeme olarak kullandıkları ifade ediliyor.
Fas'ın Kovid-19'la mücadelede başarısız olduğu yönünde kampanya başlatan söz konusu sosyal medya kullanıcıları, Osmani hükümetine salgında vatandaşların ihtiyaçlarına cevap vermediği suçlamasında bulunuyor, ülkenin açlık kriziyle karşı karşıya olduğu iddialarını paylaşıyor.
Bu kampanyaların Fas'taki çeşitli çevrelerde memnuniyetsizlik yarattığı konuşulurken, Faslılar da karşı atağa geçerek "Teşekkürler Osmani" etiketleriyle hükümete destek paylaşımlarında bulunuyor.
ABU DABİ-RABAT ARASINDAKİ "ADI KONULMAMIŞ KRİZ"
Bu elektronik saldırıların, Abu Dabi ile Rabat arasında "adı konulmamış bir kriz"in varlığını gün yüzüne çıkardığı belirtiliyor.
Söz konusu krizin ilk işaretleri, geçen yıl Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita'nın Al Jazeera televizyonuna verdiği mülakatta ilk kez Rabat'ın Yemen'deki Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri koalisyonundan ayrıldığını resmen duyurmasının ardından ortaya çıkmıştı.
Ardından gelen süreçte, BAE'deki boş kalan büyükelçilik makamına bir yıl geçmesine rağmen kimsenin atanmaması çok konuşuldu.
Medya organlarında, Rabat'ın Abu Dabi'deki büyükelçiliğini boşalttığı, tüm elçilik müsteşarlarını geri çağırdığı ve temsil düzeyini dahi düşürdüğü haberleri yer aldı.
Konuyu AA muhabirine değerlendiren Faslı iletişim uzmanı Abdussamed Binibad, bu elektronik saldırıların iki ülke arasında yaşanan benzersiz çekişmeyi gün ışığına çıkardığını savundu.
Binibad, söz konusu çekişmenin, Suudi Arabistan ve BAE'nin kararının dışında Fas'ın benimsediği açık bağımsızlık anlayışına dayandığını dile getirdi.
Fas'ın Yemen'deki koalisyondan ayrılan tek devlet olduğunu hatırlatan Binibad, bunu ilan etmesinin de BAE'yi oldukça rahatsız ettiğini kaydetti.
Binibad, Fas'a karşı düzenlenen bu saldırıyı diplomatik teamüllere aykırı şeklinde niteleyerek, şunları kaydetti: "Abu Dabi, 2017'deki Katar ablukasının ardından kendi çizgisine aykırı davranan ülkeleri bu yolla hedefe koyuyor ve bu araçları kullanıyor. BAE'nin bakış açısına karşı duran hangi ülke varsa kendisini BAE'nin elektronik sinekleriyle karşı karşıya buluyor."
Halkın tepkisine ilişkin ise Binibad, "Faslı aktivistlerin bu saldırılara cevabı oldukça güçlüydü. Sosyal medyada hükümete destek paylaşımları yapıldı" diye konuşu.
"BAE, RABAT'IN KÖRFEZ KRİZİNDEKİ DURUŞUNDAN RAHATSIZ"
Fas Medeniyetler Diyaloğu Merkezi Başkanı Abdulfettah Belamşi de Fas'a karşı düzenlenen sosyal medya saldırılarının arkasında, Rabat'ın Körfez krizindeki duruşundan hoşlanmayan BAE'deki bazı kesimlerin olduğunu ifade etti.
Söz konusu saldırıyı BAE'nin resmi duruşu olarak kabul etmenin mümkün olmadığını savunan Belamşi, şöyle devam etti: "Bu türden kötülüklere karşı BAE devletinin sessiz kalması, devletin kendisi tarafından yapılabileceğinin mümkün olduğuna ilişkin şüpheleri uyandırıyor. İki ülke arasındaki ilişkileri zor duruma soktuğu için BAE'nin üzerine düşen, bu türden davranışları reddetmesidir."
Saldırının zamanlamasına ilişkin ise Belamşi, "Bu elektronik saldırıların, Fas'ın diğer ülkeler gibi koronavirüs salgını nedeniyle istisnai uygulamalara yöneldiği bir dönemde gelmeye başlaması oldukça dikkati çekici" dedi.
Belamşi, ayrıca "Muhtemel başarıları kendi sistemlerine zarar verir düşüncesiyle BAE, birçok Arap ülkesindeki siyasal İslami grupların başarısızlığı yönünde büyük çaba sarf ediyor" değerlendirmesinde bulundu.