BAE’nin finanse ettiği ‘Türkiye karşıtı site’ kuruldu: Başrolde FETÖ var!
Birleşik Arap Emirliklerince finanse edilen haber sitesi yayına başladı. Kurulacağı bilgisi aylar öncesinden sızdırılan sitede FETÖ ile ilişkili isimler dikkat çekiyor!..

Oluşturma Tarihi: 2017-12-03 22:52:06

Güncelleme Tarihi: 2017-12-03 22:52:06

TIMETURK | HABER MERKEZİ

Suudi Arabistanlı twitter fenomeni Müctehid'in aylar öncesinden duyurduğu Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan destekli Türkiye karşıtı haber sitesi kuruldu. Sitenin ana omurgasını ise Türkiye'de isimleri Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile anılan isimler oluşturuyor.

TÜRKİYE'YE TIMETURK DUYURDU

Suudi Arabistanlı twitter hesabı Müctehid'in (@mujtahidd) 24 Eylül 2017'de; Suudi Arabistan ve BAE'nin Türk medyasına sızmak için bütçe ayırdığını ve gazetecileri satın aldığını yazdı. Bunun için ayrıca haber siteleri satın aldığını belirtti. Müctehid'in bu twitlerini Türkiye medyasında ilk olarak TIMETURK duyurdu.

- "Suudi Arabistan ve BAE, Türk medyasına sızmak için bütçe ayırdı. Bazı medya kuruluşlarını, haber sitelerini ve gazetecileri satın aldı. Çalışma bitmedi, halen devam ediyor."

- "Bu projenin/kampanyanın iki amacı var. Birincisi ve küçük olanı Katar'ı karalamak ve Türk yöneticileri Katar'a karşı karar almaya zorlamak. İkincisi ve büyük olan ise Erdoğan'a karşı kamuoyu oluşturmak. Seçimler, yürüyüşler ve protestolarla Erdoğan'ı koltuğundan indirmek."

- "Satın alınan bu isimleri açıklamak doğru olmayabilir. Çünkü bu isimler Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin oyununu ortaya çıkarmak için Türk istihbaratı tarafından bu işe sokuldular."

حملة سعودية إماراتية بميزانية ضخمة لاختراق الإعلام التركي وشراء إعلاميين ومؤسسات إعلامية ومواقع إخبارية، والنجاح محدود لكن الحملة ماضية

— مجتهد (@mujtahidd) 24 Eylül 2017

BAE DESTEKLİ HABER SİTESİNİN BAŞINDA FETÖ İLE İLİŞKİLİ GAZETECİLER VAR!

Müctehid'in uyarıcı twitlerinin ardından Kasım ayının başında 3 dilli haber portalı ahval News, haber yayın hayatına başladı. Ahval News'ün genel yayın yönetmenliğine daha önce FETÖ'nün finansörü Akın İpek'in sahibi olduğu Bugün Gazetesinin yazarı Yavuz Baydar getirilirken, Türkçe bölümünün başına yine daha önce aynı medya grubunun bir diğer gazetesi olan Millet'te yazan Ergün Babahan getirildi. Ahval News'ün İngilizce editörü ise daha önce ‘Fetullah Gülen Cemaati üyesi' olduğunu söyleyen ve FETÖ ilişkili Haberdar sitesinin Washington temsilciliğini yürüten İlhan Tanır getirildi. Sitenin Arapça kısmının sorumlusu ise İbrahim Ghassan…

Sitenin Türkçe sayfasında 17/25 Aralık sürecinin akabinde Ak Parti'den istifa eden eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay gibi muhalif isimlerin yazıları ve Sezin Öney, Taner Akçam, Maya Arakon ve Esra Tüzün gibi isimlerin de haber ve yazıları dikkat çekiyor. Haberlerde ağırlıklı olarak Rıza Zarrab davasına odaklanılırken, kullanılan muhalif dil de ayrıca dikkat çekiyor.

“BAE'NİN BİTMEYEN TÜRKİYE SAVAŞI”

BAE'nin Türkiye karşıtı siyaseti ve sözkonusu sitenin kurulmasını kaleme alan Brüksel'de yaşayan gazeteci Mehmet Solmaz, kendisine ait blog sitesinden dikat çekici bilgiler aktardı. Solmaz, “BAE'nin bitmeyen Türkiye savaşı; Bu kez Zarrab Davası ve Ahval News” başlıklı yazısının ilgili bölümünde şunları kaleme aldı:

BAE'DEN FİRARİ GAZETECİLERE KARA PROPAGANDA GÖREVİ

Geçtiğimiz ayın başında yayına başlayan haberi sitesi Ahval News'ün genel yayın yönetmenliğine Yavuz Baydar getirilirken, İngilizce bölümden İlhan Tanır, Türkçeden Ergün Babahan ve Arapça kısmından da Ibrahim Ghassan sorumlu.

Siteyi duyurmak adına bir İnternet sitesine röportaj veren Yavuz Baydar'ın sözleri bana bazı şeyleri hatırlatmıştı. İşte o sözler: “Ben darbenin hemen ardından, biz gazetecilerin başına daha da beter bir çorap örüleceğine dair güçlü sezgim nedeniyle Türkiye'den ayrılmıştım. (…) Londra'da çok uzun süredir sadece medya işinde olan bir Arap kökenli sermaye grubu benimle temasa geçti. Profesyonel olarak doğru düşündüklerini anladım: Türkiye gibi muazzam bir ülkenin ve hareketli toplumun hikayesinin yeterince anlatılmadığını, bir boşluk olduğunu düşünüyorlardı. (…) Çoğulcu, seküler ve paylaşımcı, insan haklarını esas alan bir habercilik merceğine sahipler ve temel mesleki standartlarda anlaştık.”

Bu sözleri okuyunca aklıma Haziran ayında Londra'dan İngiliz bir meslektaşımla yaptığım görüşmeyi hatırladım. Baydar'ın BAE'ye bağlı köşe yazdığı The Arab Weekly ve bağlı olduğu medya şirketi ile yakın irtibatları olan birinden bahsediyorum. Görüşmemizde, BAE'ye bağlı bu medya grubunun bir toplantı gerçekleştirip Türkiye'ye karşı topyekün bir cephe açtıklarından ve buna göre herkesten ekstra gayret istendiğini söylemişti.
Baydarın yazısının devamını okurken, “Dört aya yakın süredir uğraşıyoruz” cümlesi de dikkatimi çekmişti. Yukarıda bahsi geçilen toplantıdan bir ay sonrasına tekabül ediyor Ahval News'ün yayın serüveninin başlaması. Sonradan, Londra'daki arkadaşıma sitenin linkini yolladım ve henüz bir şey yazmadan, kendisi beni aradı. “Evet Mehmet, bu siteyi The Arab Weekly'nin yayın grubu, yani kısaca BAE finanse ediyor” dedi.

Twitter'da, @mujtahidd rumuzlu iki milyon takipçisi olan muhbir, Suudi Arabistan ve BAE'nin Türk medya organları ya da mensuplarını satın alarak toplumun algısını Erdoğan'a karşı çevirmek istediğini ve bunun için planlar yapıldığını yazmıştı. Eylül'deki bu iddiadan 40 gün sonra, Ahwal açıldı.

Bilinmesi gerektiği için, bu bilgileri de not düşelim: Baydar'ın kurucuları arasında olduğu P24'ün finansörü, George Soros'un Açık Toplum Enstitüsü'dür (OSF). Baydar ve birçok firari “gazeteci” direkt OSF ya da OSF'nin paravan kurumlarından mali destek alıyor ya da Sansür İndeksi gibi kara propagandanın yapıldığı mecralarda para karşılığı yazılar yazıyorlar.

Temmuz 2009'da Hürriyet Daily News'de yayınlanan makalesinde, “Henüz Gülen hareketi gençken, 90'larda uzun süre cemaattendim, (…) Birçok katmanında bulunduğum cemaat” gibi ifadeleri bulunan İlhan Tanır, hakkında çıkarılan yakalama kararı sonrası, kendisini aklamaya çalışan uzun bir yazı yazdı. “Cumhuriyet İddianamesindeki Suçlamalara Karşı Savunmam: Hadi Oradan!” başlıklı bu yazıda tabii saklamak istediği detaylar da var. Bütün meslek şeceresini yazarken Fuat Avni hesabını kullananlardan olan FETÖ'cü Said Sefa'nın Haberdar isimli sitesinde ne kadar çalışmış belirtmiyor. “Hatırladığım kadarıyla Haberdar'da 2014'ün sonlarında başmıştım” diyen Tanır, şayet kendisinin imzasının olduğu bütün sayfaları siteden silmese (ya da sildirtmeseydi) tam olarak ne zaman başladı bilebilirdik.

Değinmek istemediği bir başka nokta ise, ne zamana kadar bu Fuat Avni ile beraber çalıştığı. Washington'lardan onlarca kez “Hadi Oradan!” diye yaptığı savunmasında buna değinmiyor ve öyle gözüküyor ki sitedeki yazılarını da kendisi sildirtti. Fakat sorun yok, Google belleği sağolsun, hepsini önümüze koyuyor. Benim görebildiğim kadarıyla FETÖ'nün darbe girişimi sonrası da gayet normal şekilde Haberdar'ın Washington temsilciliğini yapmaya devam etmiş, ta ki 2016 sonuna kadar.

Yakın zamanda, ABD'deki Türk gazetecilere hakaretler yağdıran Tanır, bu gazetecilerin çalıştıkları şirketlerin ya devlete bağlı haber ajansı ya da devletin finanse ettiği medya kurumları olduğunu iddia edip, gazetecilik dersi vermeye kalkmıştı.

Birleşik Arap Emirlikleri'nin cebini ısıttığı, bütün argüman ve tezleri Gülen'in kendi ağzından çıkmış gibi konuşan, Fuat Avni ile darbe sonrası bile çalışmaya devam edebilen İlhan Tanır ve onun Ahval'ci dostlarına iki olayı aktararak cevabımı vereceğim.

Birinci olarak, Zarrab davasını New York'ta takip eden Ragıp Soylu'nun attığı şu tweet çok önemli: “Mahkemede bulunan muhalif herkes Zarrab'ın anlattıklarından —ne olursa olsun kendi ülkeleri hakkında konuşulduğu için hicap duyarken—FETÖ'cüler büyük mutluluk duyuyor. Bir adım sonrası nümayiş ayarında kutlamalar.” Tanır'ın da bu mutlu gruptan olmadığını kimse inkar edemez.

İkinci olarak, yukarıda Soylu'nun yazdığı konuyu pekiştiren bir insandan bahsetmek istiyorum. Türkiye'de gazetecilik yaparken, genç yaşta buraya, Brüksel'e yerleşen Eskişehir'li sol görüşlü bir restoran sahibi var. Çok hararetli ve dobra konuşur. Bir defasında şöyle demişti: “Mehmet bey, Erdoğan'a benim kadar muhaliflik eden bulamazsın. Ama buraya bir Belçika'lı gelip, Erdoğan şöyle böyle dediğinde onun karşısında dururum. Erdoğan nezdinde Türkiye'ye saldırma niyetindeler çünkü.”

Bağımsız bu “gazetecileri” her 15 Temmuz'da anıp, 2 Aralık BAE Ulusal Günü'nde kutlamak gerek.

İlgili habere gitmek için fotoğrafa tıklayınız: