Başbakan Boris zor durumda: Brexit krizi, İngiltereyi sarsıyor!
Anlaşmasız bir Brexit olma ihtimali, oldukça azalmış görünse de genel seçime gidilmesi olasılığı da artmış görünüyor. Birçok milletvekili, Brexit'in anlaşmasız olması halinde bunun İngiliz ekonomisi ve gıda ile tıbbi malzeme tedarikini olumsuz etkilemesinden endişe ediyor.

Oluşturma Tarihi: 2019-09-05 09:42:51

Güncelleme Tarihi: 2019-09-05 09:42:51

İngiltere siyaseti yakın tarihinin en çalkantılı dönemlerinden birini yaşıyor.

Anlaşmasız bir Brexit olma ihtimali, oldukça azalmış görünse de genel seçime gidilmesi olasılığı da artmış görünüyor. Birçok milletvekili, Brexit'in anlaşmasız olması halinde bunun İngiliz ekonomisi ve gıda ile tıbbi malzeme tedarikini olumsuz etkilemesinden endişe ediyor.

İngiltere Başbakan Boris Johnson ve hükümeti, Brexit takviminin kontrolünü kaybetti ve Çarşamba günü Avam Kamarası'nda anlaşmasız Avrupa Birliği'nden ayrılık seçeneğinin elinden alınması sonrası erken seçim oylamasını da kaybetti.

Bu gelişmelerden bir hafta önce hükümet, Parlamento'nun Ekim ayı ortasına kadar tatile girmesini önermişti.

Kraliçe 2. Elizabeth tarafından onaylanarak yürürlüğe giren bu öneri, muhalifler tarafından "darbe" olarak nitelendirildi.

Parlamento'nun takvimin kontrolünü hükümetin elinden alması ile, bir anlaşma sağlanmadan, Brexit'in gerçekleşmesini engelleyebilme inisiyatifini elde etmişti. Ancak aralarında kendi partisine üye isimlerin, eski bakanların da olduğu muhalif milletvekilleri anlaşmasız Brexit ihtimalini oylamayla önledi.

Ama parlamentonun 9 Eylül kadar yakın bir tarihte askıya alınacak olması milletvekillerinin amaçlarına ulaşabilmek için önlerinde çok kısa bir zamanları olacağı anlamına geliyor.

İngiltere'nin 31 Ekim'de AB üyeliğinden ayrılması öngörülüyor. Ancak halen bu ayrılığın ardından gümrük, ticaret, serbest dolaşım gibi birçok alandaki düzenlemelerin nasıl yapılacağını belirleyen herhangi bir anlaşmaya varılmış değil.

Birçok kişi, AB ile yeni bir anlaşma yapmak için zaman kalmadığını düşünüyor.

Birçok milletvekili, Brexit'in anlaşmasız olması halinde bunun İngiliz ekonomisi ve gıda ile tıbbi malzeme tedarikini olumsuz etkilemesinden endişe ediyor.

Yasanın kabul edilmesi halinde ve İngiltere'nin 31 Ekim'e kadar AB ile herhangi bir anlaşmaya varamaması durumunda, Brexit'in 31 Ocak 2020'ye kadar ertelenmesi öngörülüyor.

Yasa 4 Eylül'de Avam Kamarası'ndan geçti, şimdi Lordlar Kamarası'nın da onayını alması gerekiyor.

Eğer Lordlar Kamarası'ndan da geçerse, Kraliçe'nin de onayıyla 9 Eylül Pazartesi günü yasalaşabilir.

Bunun karşılığında da Johnson, genel seçim çağrısı yaptı ve muhalefetle birlikte hareket eden Muhafakazar Parti'den 21 milletvekilini ihraç etti.

Ama Johnson'ın erken seçim çağrısı da Avam Kamarası'na takıldı.

Peki ama tüm bunlar ne anlama geliyor, bundan sonra ne olacak?

Parlamento'da gündemini ele geçirme amaçlı Salı akşamı yapılan oylama ne anlama geliyor?

Parlamento'da Salı günü yapılan oylamayı hükümet kanadı 301'e karşı 328 oyla kaybetti.

Bu oylama, Brexit sürecinin işleyeceği takvimi belirleme yetkisini hükümetten alarak, milletvekillerine verdi.

Böylece, milletvekilleri, anlaşmasız bir Brexit olmasının önüne geçecek bir yasal düzenleme yapma fırsatı elde etmiş oldu. Milletvekilleri bu fırsatı 4 Eylül Çarşamba günü yapılan oylamayla kendi taraflarına çekmiş oldu ve anlaşmasız Brexit'in önüne set çekildi.

Söz konusu yasa tasarısı, Muhalefet partisi vekilleri ve Muhafazakar Parti'de isyan bayrağı açan vekillerin desteği ile, 299'a karşı 327 oyla Avam Kamarası'nda kabul edildi.

Aralarında muhalif milletvekillerinin yanı sıra, iktidardaki Muhafazakar Parti milletvekilleri ile eski bakanların da bulunduğu isimler şimdi bu adımı yasalaştırma girişiminde bulunacak.

Başbakan Johnson'un ilk oylamaya tepkisi nasıl oldu?

Başbakan Johnson, ilk oylamanın hemen ardından yaptığı konuşmada, anlaşma olmaması halinde Brexit'in ertelenmesini öngören yasanın geçmesi durumunda genel seçime gidilmesi çağrısı yaptı.
4 Eylül'de Avam Kamarası'nda anlaşmasız Brexit'in oylamayla engellenmesinden hemen sonra Boris Johnson 15 Ekim'de genel seçime gidilmesi teklifinde bulundu.
Ama Boris Johnson aynı gün içindeki ikinci kaybını da bu oylamada yaşadı.

Yapılan oylamada, gerekli olan 434 oyun çok altına kalındı. 298 üyenin "kabul" oyuna karşı, 56 "hayır" oyu kullandı.

Johnson, muhaliflerin anlaşmasız Brexit'in yaratacağı olumsuz etkileri çok fazla abarttığını ve yeni bir anlaşma yapmak için halen zaman bulunduğunu öne sürüyor.

Johnson, anlaşmasız Brexit'i engelleyen yasanın görüşmelerin "kontrolünü AB'ye teslim edeceğini" ve "daha fazla kararsızlık, daha fazla gecikme ve daha fazla kafa karışıklığı" yaratacağını söylemişti.
Hükümet ayrıca, Brexit takviminin Parlamento'nun kontrolüne verilmesine ilişkin oylamada muhalefetle birlikte hareket eden 21 milletvekilini de Muhafazakar Parti'den ihraç etti.

İhraç edilen isimler arasında Johnson'un büyük hayranlık duyduğu eski Başbakan Winston Churchill'in torunu Sir Nicholas Soames de yer alıyor.

Genel seçime nasıl gidilir?

İngiltere'de başbakanların istedikleri zaman genel seçime gitme yetkisi bulunmuyor.

Bununla birlikte, anlaşma sağlanamaması ve AB üyeliğinden çıkışı erteleyen yasanın geçmesi halinde, hükümetin erken seçime gidilmesini öngören bir oylama istemesi bekleniyor.
Erken seçime gidilmesi için milletvekillerinin üçte ikisinin oyu gerekiyor.

Muhafazakar Parti'nin şu anda Parlamento'da çoğunluğu bulunmuyor. Bu nedenle erken seçime gidilmesi için İşçi Partisi'nin de bu oylamaya destek vermesi gerekiyordu.

Ama İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn'in tutumu "Önce anlaşmasız (Brexit'i) rafa kaldıran yasayı geçirin, sonra seçim olabilir" yönünde.

Üst düzey bir milletvekili BBC'nin Siyaset Editörü Laura Kuenssberg'e, Corbyn'in Boris Johnson'ın 31 Ekim'den önce seçime gitmesine izin vermeyeceğini söyledi.

Peki ama hükümet, Parlamento'yu askıya almaya karar vermemiş miydi?

İngiltere'de hükümet, Kraliçe İkinci Elizabeth'ten, Eylül ayında tatilden dönerek çalışmaya başlaması planlanan Parlamento'yu askıya almasını talep etmiş ve bu talep onaylanmıştı.

Buna göre, Parlamento'nun 9 ile 12 Eylül arasında bir tarihte askıya alınması ve 14 Ekim'de tekrar çalışmaya başlaması öngörülüyor.

Ancak Başbakan Johnson, Brexit dışındaki alanlarda yasal düzenlemeler yapmak istediğini söylemişti.

Muhalefet, bu kararı 'Britanya usulü darbe' olarak nitelendirmiş ve hükümeti anlaşmasız bir Brexit'in engellenmesine yönelik çabaları baltalamakla suçlamıştı.

Bu gelişmelerin ardından hem muhalefet hem de bazı Muhafazakar Parti milletvekilleri, yeterli çoğunluğu sağlayıp, Brexit takviminin kontrolünü hükümetten alarak parlamentoya veren bir düzenlemeye gitti.

Tüm bunlar Brexit konusunda ne anlama geliyor?

Anlaşmasız bir Brexit olma ihtimali, oldukça azalmış görünse de genel seçime gidilmesi olasılığı da artmış görünüyor.

Ancak bunun nasıl olacağı ise başka bir konu.

BBC'nin Siyaset Editörü Laura Kuenssberg, "Başbakana yakın bazı kişiler, krizden fırsat çıkabileceğine inanıyor. Böylece, Muhafazakar Parti'nin Brexit konusunda çok net mesaj vererek, 2016'daki Brexit referandumunun yarım bıraktığı işi bitirebileceklerini düşünüyor" dedi.

Bu krizin sonunda, erken seçime gidilmesi halinde Johnson ve Muhafazakar Parti'nin çoğunluğu elde etmesi durumunda, anlaşmasız Brexit kararı yeniden hükümetin eline geçmiş olacak.
Ancak İşçi Partisi'nin seçimleri kazanması halinde ise İngiltere çok farklı bir yola girecek.

Aynı zamanda hiçbir partinin ya da ittifakın çoğunluğu elde edemediği bir senaryo da imkan dahilinde. Bu durumda ise İngiltere çok daha büyük bir kararsızlık sürecinin içine girecek ve Brexit krizi devam ettikçe kutuplaşma da artacak.

https://www.bbc.com