Hamas, işgal altındaki Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da İsrail'e karşı gerçekleştirilen eylemlerin, Tel Aviv rejiminin Filistinlileri hedef alan ve durmaksızın tekrarladığı suçlara karşılık yapıldığını söyledi.
Hamas Sözcüsü Abdullatif el-Kanu, yayımladığı yazılı açıklamada, İsrail'in sürekli işlediği suçları, Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlallerini ve Yahudileştirme planlarını "sistematik terör" olarak nitelendirdi.
Kanu, İsrail'in işgal altındaki Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da Filistinlileri hedef alma politikasına devam ederek bölgeyi ateşe sürüklediğini, bundan da asıl olarak kendisi ve Yahudi yerleşimcilerin zarar göreceğini ifade etti.
Hamas Sözcüsü, "Filistin halkımız, Mescid-i Aksa'yı savunmak, baskın planlarını, bölme ve Yahudileştirme projelerini başarısız kılmak ve İsrail'in işlediği suçlara karşı koymak için her türlü savaşa hazır. İsrail'e karşı gerçekleştirilen bu eylemler, işlediği suçlara karşılık yapılıyor." dedi.
İşgal altındaki Batı Şeria'da yer alan Beytüllahim'in güneyinde bugün Yahudi yerleşimcilere yönelik araçlı saldırı girişiminde 2 yerleşimci yaralanmıştı.
Dün de İsrail polisi Kudüs'ün Eski Şehir bölgesinde bir polisi bıçakladıkları iddiasıyla Filistinli bir genci vurarak şehit etmiş, 2 kişiyi yaralamıştı.
İsrail güçleri, "bıçaklı saldırı girişimi" veya "araçla ezme girişimi" iddiasıyla Filistinlilere yönelik ihlallerini sürdürürken, insan hakları örgütleri İsrail'i Filistinlilere karşı yargısız infaz yapmakla suçluyor.
BAYRAMIN İLK GÜNÜNDE MESCİD-İ AKSA'DAKİ FİLİSTİNLİLERE SALDIRI
Bölgedeki gerilim hattında Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlaller önemli yer tutuyor.
İsrail polisi eşliğindeki fanatik Yahudiler, Kurban Bayramı'nın ilk günü gruplar halinde Mescid-i Aksa'nın avlusuna girmişti.
Filistinliler, Yahudilerin baskınını engellemek isterken Harem-i Şerif içinde İsrail polisinin müdahalesiyle karşılaşmış, saldırıda 61 Filistinli yaralanmıştı.
Bu gerginliğin üzerine İsrail Kamu Güvenliği Bakanı Gilad Erdan, salı günü Yahudilerin de ibadet etmesi için Mescid-i Aksa'daki statükonun değiştirilmesi çağrısında bulunmuştu.
KUDÜS İSLAMİ VAKIFLAR İDARESİNİN EGEMENLİĞİ İHLAL EDİLİYOR
Mescid-i Aksa ve Kudüs'teki vakıflar, İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994'te imzalanan barış antlaşmasına göre, Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor.
Daha önce Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin izni dahilinde Mescid-i Aksa'yı ziyaret eden Yahudiler, 2003'ten bu yana Vakıflar İdaresinin egemenliğini ihlal eden İsrail'in tek taraflı kararı çerçevesinde, polis eşliğinde Müslümanların kutsal mabedine giriyor.
İsrail makamlarının bu tek taraflı kararını tanımayan Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Müslümanların egemenliğini ihlal edici bu tür girişleri "baskın" olarak tanımlıyor. İşgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi olma özelliğini taşıyor.
YASA DIŞI YAHUDİ YERLEŞİM BİRİMLERİ
İsrail yönetimi ayrıca işgal altındaki Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da yasa dışı yerleşim birimlerini genişletip yeni konutlar inşa ederek uluslararası hukuku hiçe sayıyor.
İsrail'in 1967'de işgal ettiği Batı Şeria'da 250'ye yakın yasa dışı Yahudi yerleşim birimi bulunuyor. Bu yerlerde ikamet eden 400 binden fazla Yahudi yerleşimci, Batı Şeria'da işgal altında yaşayan Filistinliler için hayatı daha da zor hale getiriyor.
Doğu Kudüs'te de 18 yasa dışı Yahudi yerleşim biriminde 220 bin fazla Yahudi yerleşimci ikamet ediyor.
Uluslararası hukuka göre, işgal altındaki topraklarda bulunan tüm Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı kabul ediliyor.