Destici, Konya'da bir otelde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin son zamanlarda dış politikalarda başarılı olduğunu söyledi.
Dış politikalarda devlete her zaman destek verdiklerini belirten Destici, "Bu konuda devletin ve devleti yönetenlerin yanında durduk. Yanlış gördüğümüz bir yerde de 'bu yanlıştır' dedik. Şimdi burada Taliban'ın geçmişteki uygulamalarına bakarak, özellikle Türkiye'de iç kamuoyu oluşturarak, birtakım konuları gündeme getirerek ve bazı görüntüleri servis ederek Türkiye'nin Afganistan'la ilişkisini tamamen kesmesini istiyorlar. Türkiye'nin Afganistan'la ilişkisini tamamen kesmesini söylemek, bence ya zırcahillikten kaynaklanıyordur ya da emperyalistlerin buradaki sözcülüğünü yapıyorsunuzdur." ifadelerini kullandı.
ABD, Rusya, Çin, Avrupa Birliği üyesi ülkeler ve Avrupa Birliği'nin Afganistan'la iletişim halinde olduğuna dikkati çeken Destici, "Sen Türkiye'ye 'Afganistan'la görüşme' diyeceksin. Böyle bir şey olabilir mi? Elbette Türkiye Cumhuriyeti Devleti de Afganistan yönetimiyle görüşecek. Afganistan'ı kim yönetiyorsa, bizim onunla görüşmeye ihtiyacımız var. Kültürel olarak görüşmeye mecburiyetimiz var. Bizim orada milyonlarca soydaşımız, din kardeşimiz var." diye konuştu.
Türkiye'nin Afganistan'daki varlığını sürdürmesi ve koruması gerektiğinin altını çizen Destici, şöyle devam etti:
"Biz Afganistan'da askeri varlığımızı, büyükelçiliğimizi, konsolosluklarımızı, yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin varlığını sonuna kadar tutma konusunda zorlamalıyız. Çünkü biz sıradan bir Avrupa üyesi ülke değiliz. Biz Türk ve İslam coğrafyasının kalbi olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'yiz ve bunun gereğini yapmakla mükellefiz. Devleti yönetenlere de en güçlü şekilde bunu tavsiye ediyoruz. İçerideki her şeye muhalefet anlayışını doğru bulmuyoruz. Dış politika, milli politikadır. 'Milletin istiklalinin ve istikbalinin yanındayım' diyen herkes, dış politikada tavsiyesini yapar, görüşlerini söyler ama nihayetinde devletinin, ordusunun yanında durur. Asıl olan budur."
Destici, salgında normalleşme süreciyle vatandaşların maske, mesafe ve hijyen kurallarını terk ettiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Aşı karşıtları var. Bunu anlamakta gerçekten zorluk çekiyorum. Elbette kişisel hak ve hürriyete saygılıyız ama toplumun sağlığı söz konusuysa o zaman elbette devleti yönetenler birtakım kurallar koyacak ve herkes de bu kurallara uyacak. Eğer 'aşı yaptırmam' diyorsan seninle ilgili birtakım tedbir alıcı kurallar var. Okula gidemeyeceksin, çalışamayacaksın, uçağa binemeyeceksin, sinemaya gidemeyeceksin. Bunları kabul ediyorsan aşı olmayabilirsin. Toplumun içine girmek istiyorsan aşını olacak ve açıklanan kurallara uyacaksın. Bazı siyasetçilerimiz buradan da popülizm yapmaya çalışıyor, aşı karşıtlarının güya haklarını savunduklarını ifade ediyorlar. Ben bunu şahsen toplum sağlığı ve gelecek nesillerimizin sağlıklı yetişmeleri açısından doğru bulmuyorum."