Sudan Devlet Başkanı Ömer el Beşir geçen aralıkta iç savaşın başlamasından bu yana Şam'ı ziyaret eden ilk Arap ülkesi lideri oldu. Bundan birkaç hafta sonra Birleşik Arap Emirlikleri Şam büyükelçiliğini yeniden açan ilk Körfez ülkesi oldu. Suriye'nin üyeliğini 2011 yılında askıya alan Arap Birliği ise, Şam'ın birliğe yeniden katılmasını görüşüyor.
PEKİ ESED ULUSLARARASI ARENAYA TEKRAR DÖNEBİLİR Mİ?
Arap ülkelerinden gelen bu yakınlaşma belirtilerine rağmen Suriye rejiminin uluslararası arenaya dönmesinin kolay olmadığını belirtiliyor. Deutsche Welle Türkçe, konuya ilişkin Carnegie Ortadoğu Merkezi'nden Yezid el Seyyah ve Yakın Doğu ve Körfez Askeri Analizler (INEGMA) isimli araştırma kuruluşunun kurucusu olan Riad Kahveci ile konuştu
"SAVAŞI KAZANDI AMA BARIŞI KAZANAMADI"
Beyrut merkezli Carnegie Ortadoğu Merkezi isimli düşünce kuruluşunun kıdemli araştırmacılarından Yezid el Seyyah, 2000 yılından beri iktidarda olan Esad'ın savaşı kazanmış olabileceğini ancak barışı kazanması için büyük mücadele göstermesi gerektiğini vurguluyor. Seyyah, "Ekonominin toparlanacağına dair öngörüler yok, hükümet mali açıdan iflas etmiş durumda, belirgin bir şekilde yeni gelir elde edemiyor ve siyasi sorunlarla karşı karşıya" tespitinde bulundu.
"AVRUPA ESED'İN DÖNÜŞÜNE DİRENECEKTİR"
Seyyah, "Körfez ülkelerinin ve belki bazı Doğu Avrupa ülkelerinin büyükelçiliklerini yeniden açmasıyla kısmen bir entegrasyon sağlanabilir. Ancak ABD, İngiltere ve Fransa ile Almanya gibi AB'nin başlıca ülkeleri buna uzun yıllar direnecektir ve (Suriye'nin) geniş bir diplomatik açılım yapmasını engelleyecektir" dedi.
"ELÇİLİK AÇMA ve YAKINLAŞMA HAMLELERİNDE RUSYA ETKİSİ VAR"
Dubai merkezli Yakın Doğu ve Körfez Askeri Analizler (INEGMA) isimli araştırma kuruluşunun kurucusu olan Riad Kahveci, Şam'da elçiliklerini yeniden açan Arap ülkelerinin Rusya'nın etkisiyle böyle bir "jestte" bulunduğunu düşünüyor.
Yakın Doğu ve Körfez Askeri Analizler (INEGMA) kurucusu Riad Kahveci
"ESAS MESELE ESED'İ KUCAKLAMAK DEĞİL, WASHINGTON ve MOSKOVA HATTINDA DENGE SAĞLAMAK"
Arap ülkeleri, ABD'nin Suriye'den olası çekilmesinin ardından burada doğabilecek boşluğu Türkiye'nin ve İran'ın doldurmasından endişe ediyor.
Bu endişelerin Arap ülkelerini Rusya ile böyle bir koordinasyona mecbur kıldığını belirten Kahveci, "Dolayısıyla ortada Arap ülkelerinin Suriye rejimini kucaklaması gibi bir durum yok. Bunlar Washington ve Moskova ile ilişkilerde bir denge sağlamak amacıyla atılmış adımlardır" dedi. Kahveci, Arap ülkelerinin yakın gelecekte Şam'a yönelik attıkları her adımın İran'ın etkinliğini azaltmak maksadıyla olacağını da sözlerine ekledi.
ÜLKENİN YÜZDE 40'I ESED'İN KONTROLÜNDE DEĞİL
Esad rejimi Rus ve İran güçlerinin desteğiyle son bir yılda ülke genelinde silahlı muhaliflerin kontolünde olan bölgeleri neredeyse tamamen geri almayı başardı. Ancak ülkenin kuzeydoğusu IŞİD'e karşı savaşan ABD destekli PYD'nin kontrolünde.
Ateşkesin yürürlükte olduğu İdlib'de ise kontrol Heyet Tahrir'uş Şam'da. Aynı bölgede Türkiye'nin de gözlem noktaları bulunuyor. Türkiye, muhaliflerin bulunduğu sınır hattında bir çok noktada da kontrol sağlıyor.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, genele bakıldığında ülkenin halen yüzde 40 civarının Şam yönetiminin kontrolünde olmadığını belirtiyor.