Lübnan'da yolsuzluk, ekonomik kriz ve iletişim vergilerine karşı başlayan protestolar, yeni hükümet kurulmasına rağmen devam ediyor.
Lübnan medyası, sabah saatlerinde başkent Beyrut'un merkezinde bulunan Parlamento çevresinde ordu ve protestocular arasında çıkan çatışma sonrası yaşanan izdihamda, aralarında güvenlik güçlerinin de bulunduğu çok sayıda protestocunun yaralandığını bildirdi.
Protestocular, başkent Beyrut'ta milletvekillerinin parlamentoya ulaşmasını engellemeyi amaçlayan 2020 yılı bütçesini görüşmek üzere oturumlar ve gösteriler düzenliyorlar.
Kaynaklar, ordu ve güvenlik güçlerinin Beyrut şehir merkezine tüm girişlere takviye getirdiğini bildirdi.
Ulusal Medya Ajansı, Lübnan ordusunun önlemlerine rağmen bir grup protestocununu Beyrut Deniz Üssü'nün karşısındaki sahilde bir araya geldiklerini ve şehir merkezine doğru yürüyüşe geçtiklerini bildirdi.
Protestocularınayrıca Shatila Roundabout ve Corniche Al-Mazra'a bölgesindeki Al-Barbir'e doğru yolu kestiği ve güvenlik güçlerinin ise, söz konusu yolları araç trafiğine açmaya çalıştığı öğrenildi.
Trablus'ta da protestocuların, Al-Manar Roundabout'taki ana yolu taş ve çöp konteynırlarla kapattığı bildirildi.
Başkent Beyrut'un merkezinde Başbakanlık ofisi önünde dün düzenlenen gösteride güvenlik güçleri ile protestocular arasında çıkan çatışmalarda çok sayıda kişi yaralanmıştı.
ÖFKENİN KAYNAĞI NE?
Lübnan son yılların en ağır ekonomik krizini yaşıyor.
Kamu borçlarının gayrisafi milli gelire oranı yüzde 150. Bu oran ile Lübnan dünya sıralamasında üçüncü durumda. Ülkede işsizlik oranı yüzde 25 iken gençler arasında bu oran yüzde 37'yi buluyor.
Dünya Bankası verilerine göre, nüfusun yaklaşık üçte biri yoksulluk sınırının altında yaşıyor.
Lübnan para biriminin karaborsada değer kaybına uğraması, malzeme sıkıntısı ve zam endişelerinin artmasına neden oldu.
Lübnan halkı hükümetin uzun zamandır temel kamu hizmetlerini bile yerine getirememesine öfkeli. Elektrik kesintileri, güvenli içme suyu sıkıntısı, kamu sağlığı hizmetlerinin zayıflığı ve internet bağlantısındaki sorunlarla her gün yüz yüze geliyorlar.
1975-1989 yılları arasında yaşan iç savaş nedeniyle yarım kalmış ve sonrasında el atılmamış temel altyapı hizmetleri, bir milyonu aşkın Suriyeli mültecinin son yıllarda ülkeye girişiyle iyice kırılma noktasına ulaştı.
Tüm bu etkenler uzun zamandır alttan alta kaynamakta olan gerilimlerin ortaya çıkmasına neden oldu. Halkın öfkesi, yıllardır ülke siyasetine hakim olan, kendi varlıklarını artıran ancak ülkenin sorunlarını çözmeyen iktidardaki seçkinlere yöneldi.