Bloomberg: Orta Doğu değişiyor; Türkiye kazanıyor, ABD ise kaybediyor
Washington’daki Körfez Arap Enstitüsü’nün araştırmacılarından Hüseyin İbiş, Ortadoğu’nun değiştiğini öne sürerek, “Türkiye kazanıyor. ABD kaybediyor” dedi. Türkiye’nin, Suriye başta olmak üzere Arap ülkelerinde giderek güç kazanmasından rahatsız olan araştırmacı İbiş, “İran’a karşı anti-ittifak kurabilen ABD’nin birçok müttefiki, büyük ve önemli Sünni devlet olan Türkiye’nin kurduğu bir ittifak haline gelebilir” diyerek Washington yönetimini uyardı ve Ankara’ya karşı pozisyon alınmasını istedi.

Oluşturma Tarihi: 2019-03-17 18:40:28

Güncelleme Tarihi: 2019-03-17 18:40:28

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğindeki Türkiye'nin, son yıllarda ekonomide, siyasi ve askerialanda gösterdiği başarılı atılımlar ile başta Suriye ve Arap ülkelerinde giderek güç kazanması, ABD ve Suudi destekçisi araştırmacıları rahatsız etti. 

Washington'daki Körfez Arap Enstitüsü'nün araştırmacılarından Hüseyin İbiş'in, Bloomberg web sitesinde yayınlanan bir makalesinde, “Ortadoğu çok hızlı değişiyor. İran'a karşı anti-ittifak kurabilen ABD'nin birçok müttefiki, büyük ve önemli Sünni devlet olan Türkiye'nin kurduğu bir ittifak haline gelebilir” diyerek, Washington yönetimini uyardı ve Ankara hükümetine karşı önlem alınmasını istedi.

‘ABD, ORTADOĞU'DAKİ DEĞİŞİME
AYAK UYDURAMIYOR'

Bloomberg web sitesinde yayınlanan bir makalesinde Hüseyin İbiş, Türkiye'nin şu anda Avrupa Birliği'ne katılmak, ABD'nin Ortadoğu'daki çıkarlarına aykırı davranmak gibi konularla ilgilenmediğini belirterek, “Türkiye'nin, ABD'nin kaybettiği bir zamanda, birçok müttefiği kazanmakla uğraşıyor” dedi.
Ortadoğu'nun hızla değiştiğini belirten İbiş, “Amerika Birleşik Devletleri, bunu gerçekleştiren ve bu değişime ayak uyduran son ülke gibi görünüyor” dedi.
En az 10 yıl boyunca, bölgenin iki kamp arasında bölünmüş olarak tasvir edildiğini belirten İbiş, bu grupları İran yanlısı Şii gruplar ve İran karşıtı Sünni kamp olarak isimlendirdi.
Makalede ayrıca, bu iki gruba karşılık, bölgesel oyuncu haline gelen Sünni liderliğindeki İslamcı blogun üçüncü bir blok haline geldiği de vurgulandı.
İran karşıtı, ABD yanlısı başlıca gruplar ise şunlar:
Suudi Arabistan, BAE, Mısır, Ürdün ve İsrail. Suriye'deki savaş, İran'ın Suriye rejiminin başı Esed'e 2011'den bu yana destek vermesi, Türkiye'yi müttefikleriyle birleştirdi.
“Esed'in 2016 yılında Rusya ve İran desteğiyle Halep'te kontrolü ele geçirmesinden sonra bölgede roller değişti” diyen araştırmacı Hüseyin İbiş; Türkiye, Kuzey Suriye'deki ABD destekli Kürtlere karşı Rusya ve İran'la, hatta Esed rejiminin yetkilileriyle ortaklık kurmaya odaklandığını belirterek, düşmanın bazen rakip, bazen de ortak olabileceğini gösterdiğini yazdı.

‘KATAR ABLUKASI
TÜRKİYE'Yİ GÜÇLENDİRDİ'

Araştırmacı İbiş'e göre; Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve Mısır'ın 2017'de Katar'a getirdiği ablukanın ardından Türkiye, Orta Doğu'daki ağırlık merkezlerinden biri olarak rolünü güçlendirdi. Katar, doğalgaz alanında paylaştığı İran'la dostane ilişkilerini güçlendirdiğini belirterek şunları söyledi:
"Türkiye ve Katar, Mısır'daki Müslüman Kardeşler Hareketi ve Katar'a uygulanan ablukanın temel nedenlerinden biri olan Hamas'ı desteklediler. Ayrıca, Türkiye tam bir asır boyunca bütünleşmeyi beklediği Batı'dan (AB) yönünü değiştirdi. Bu da, bölgede bölgesel güç olan İran'dan daha etkili hale gelmesini sağladı. Türkiye daha büyük bir ekonomiye, daha sofistike bir teknolojiye, güçlü bir orduya, bir NATO üyesine sahip ve Türkiye İran gibi yıkıcı bir güç değil; ancak Müslüman dünyasının kontrolünü canlandırma konusundaki hırsını gizlemiyor. Türkiye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde katıldığı mitingde yaptığı bir konuşmada, ‘Bu coğrafya yalnızların coğrafyası değildir, Diyarbakır, bu coğrafya yalnız değildir, bu coğrafyanın kardeşleri var, Şam'dan Kudüs'e, Filistin'e, Medine'ye, Mekke'ye, Kerkük'e kadar bu coğrafyanın kardeşleri var. Bizi birbirimizden ayırmaya, zayıflatmaya çalışıyorlar. Biz özgür olacağız, güçlü olacağız birlikte Türkiye olacağız' demişti.

‘TÜRKİYE, DARBECİ İLDERLERİN
ÜLKESİNDEN KAÇANLARA
KAPI AÇIYOR'

Türkiye ile Suudi Arabistan'ın İslam dünyasındaki liderlik rekabeti ise 19. yüzyılın başlarına dayanıyor. Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın İstanbul'daki konsoloslukta Suudi hükümeti ajanları tarafından öldürülmesiyle, Türkiye ile Suudi Arabistan arasında diplomatik kriz tırmandı. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Kaşıkçı cinayetinden sonra yaptığı konuşmalarda, sık sık Türkiye'nin, Suudi Arabistan'ın rolünü ve İran'ın, İslam ülkelerinin liderliğine olan talebini açık bir şekilde reddetmesiyle, Müslüman dünyasına öncülük edebilecek tek ülke olduğunu gösteriyor.
İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), Arap ülkelerindeki darbeci ve baskıcı liderlerin ülkesinden kaçan Müslümanlara kapı açıyor. Sünni İslamcı hareketi teşvik etmek amacıyla, her yıl Türkiye'de toplantılar düzenlemesine yardımcı oluyor.
Türkiye'nin bu tavrı İsrail ve Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır gibi diğer baskıcı Arap ülkelerini endişelendirirken; Türkiye, Katar ve Ürdün liderliğinde yeni bir İslamcı ittifakın oluşmasından da çekiniyorlar.”
Yazar makalesinin sonuda ise; Türkiye'nin, İsrail ve Arap müttefikleriyle olan uyumsuzluğundan şikâyet ederek, ABD'nin Türkiye'ye karşı pozisyonunu değiştirmesini istedi.