BM'den Suudi mahkemesinin kararına sert tepki
BM Kaşıkçı raportörü Callamard, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı davasında 5 sanık hakkında 'idam kararı' verilmesi ve 'infaz emrini verenlerin cezalandırılmamasının' kendisinde çifte şok etkisi yaptığını bildirdi.

Oluşturma Tarihi: 2019-12-26 22:53:15

Güncelleme Tarihi: 2019-12-26 22:53:15

Birleşmiş Milletler (BM) Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı davasında sanıklar hakkındaki kararın açıklanmasının ardından tepkilerini sürdürmeye devam ediyor.

Agnes Callamard, yaptığı yazılı açıklamada, Kaşıkçı davasında "gizli yargılamanın" ardından 5 kişiye idam cezası verilmesine ilişkin, "(Kaşıkçı'nın) cellatları suçlu bulundu ve ölüm cezasına çarptırıldılar. İdam cezasına karşı biri olarak bu benim için ilk şoktur. Bununla beraber, infaz emrini verenler sadece ceza almadan serbest bırakılmakla kalmadılar aynı zamanda soruşturma ve yargılanma esnasında kendileri teğet geçildi. Bu da ikinci şok. Bu, adalete zıt bir durum ve (cinayetin) mağdurlarına karşı kabul edilemez bir saygı eksikliğidir." dedi.

"Uluslararası insan hakları hukuku uyarınca, Kaşıkçı'nın katledilmesinin Suudi Arabistan Krallığının sorumlu tutulması gereken yargısız infaz" olduğunu vurgulayan Callamard, söz konusu davada emir komuta zincirinin araştırılmadığını ve dolayısıyla Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman gibi cinayeti "teşvik eden", "izin veren" veya "göz yuman" cinayetinin beyin takımına ulaşılmasının engellendiğine işaret etti.

"18 SUUDİ GÖREVLİ 10 GÜN BOYUNCA KONSOLOSLUKTA DELİLLERİ TEMİZLEDİ"

Callamard, yargılamada ayrıca Suudi Arabistan devletinin cinayetteki sorumluluğunun hiç göz önüne alınmadığını belirterek, "18 Suudi yetkilisi İstanbul'daki Suudi konsolosluğunda kendi başlarına 10 gün boyunca kaldılar ve suç mahallini temizlediler. Bu, adaletin engellenmesi ve keyfi öldürmelerin soruşturulması için Minnesota Protokolü'nün ihlalidir." ifadesini kullandı.

Özel Raportör, ayrıca yargılamanın uluslararası hukuka aykırı şekilde kapalı kapılar ardında yapılmasını eleştirdi, sanıkların duruşmalarda defalarca "kendilerine verilen emirleri yerine getirdiğini" söylediğini aktardı.

Savcıların, Kraliyet Danışmanı Suud el-Kahtani'nin "ulusal güvenlik için bir tehdit olduğu gerekçesiyle Kaşıkçı'nın kaçırılmasını istediğini kamuoyuna açıkladığını" anımsatan Callamard, tüm bunlara rağmen el-Kahtani'nin cinayetten suçlanmadığını ve serbest kaldığını belirtti.

Callamard, Kaşıkçı'nın öldürüldüğü dönemde Suudi Arabistan'ın İstanbul başkonsolosu olan Muhammed el Uteybi'nin de suçlu bulunmamasına tepki gösterdi.

Kaşıkçı cinayetini soruşturan Callamard, 6 ay boyunca yaptığı çalışmaların ardından hazırladığı raporu haziran ayında BM İnsan Hakları Konseyi'ne sunmuştu.

KAŞIKÇI DAVASI

Suudi Arabistan Başsavcılığı, 24 Aralık'ta Riyad Mahkemesinde 11 sanığın yargılandığı Cemal Kaşıkçı cinayeti davasında verilen hükümleri duyurmuştu. Savcılığın açıklamasına göre, mahkeme, 5 sanık hakkında idam, 3 sanık hakkında toplam 24 yıl hapis cezası vermiş, üç sanığın da serbest kalmasına karar vermişti.

Kraliyet Danışmanı Suud el-Kahtani, eski İstihbarat Başkan Yardımcısı Ahmed Asiri ve Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosu Muhammed el-Uteybi'ye mahkemenin herhangi bir suç isnat etmediği, dolayısıyla bu üç ismin beraat ettiği bildirilmişti. Başsavcılık, kararların temyize açık olduğunu, kimin hangi cezayı aldığının nihai karardan sonra açıklanacağını paylaşmıştı.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'a yakın Kaşıkçı cinayetinin odak noktasındaki Kahtani, Asiri ve Uteybi'nin serbest bırakılması, dünyadan tepkiyle karşılanmıştı. Uluslararası toplumdan, Kaşıkçı cinayetine ilişkin "şeffaf bir yargılama sürecinin gerçekleştirilmesi ve sorumluların cezalandırılması" çağrıları yükselmişti.