Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) Mısır tarafından ortaya koyulan ve Türkiye dahil yaklaşık 100 ülkenin eş sunucusu olduğu karar tasarısı, dün gece 193 üyeli BM Genel Kurulunun Özel Acil Filistin oturumunda oylandı.
Karar tasarısı, 23 "çekimser" ve 10 "hayır" oyuna karşı, 153 ülkenin desteğiyle, ezici bir çoğunlukla kabul edildi.
İSRAİL'İ DESTEKLEYEN ÜLKELER
Karşı çıkan ülkeler, İsrail ve ABD'nin yanı sıra Avusturya, Çekya, Guatemala, Liberya, Mikronezya, Nauru, Papua Yeni Gine ve Paraguay oldu. Karar tasarısına, Avrupa ülkeleri olarak yalnızca Avusturya ve Çekya'nın "hayır" demesi dikkati çekti.
BM Genel Kurulunda 27 Ekim'de Gazze'de insani ateşkes talebinin yer aldığı karar, 120 oyla kabul edilmiş ve buna ABD ile İsrail dahil 14 ülke karşı çıkarken, 45 ülke çekimser kalmıştı. O dönem çekimser oy kullanan Kanada, Japonya, Güney Kore, Avustralya gibi ülkelerin son kararıyla "evet" oyu kullanan ülke sayısı 153'e yükseldi.
Buna göre, mevcut karardaki "evet" oylarının sayısı, Ukrayna'ya karşı savaşı durdurması için Rusya'ya çağrı yapan ve 23 Şubat'ta BM Genel Kurulunda oylanan karar tasarısındaki 140 "evet" oyunu aştı.
8 AVRUPA ÜLKESİ KORKUDAN SESSİZ
Karar tasarısına, İtalya, İngiltere, Macaristan, Hollanda, Litvanya, Slovakya ve Ukrayna gibi Avrupa ülkeler Gazze'deki İsrail vahşeti karşısında "çekimser" kalarak, İsrail'in BM yetkilileri tarafından da teyit edildiği üzere defalarca işlediği savaş suçlarına karşı tavır almaktan kaçınmayı tercih etti.
"Yahudi soykırımı geçmişi" altında ezilen Almanya da çekimser kalırken, savaş ve işgal mağduru Ukrayna da taraf olmaktan imtina etti.
Kararın bağlayıcılığı olmasa da birçok kez, Gazze'de acil ateşkes talep eden karar tasarılarını reddederek BMGK'yi işlevsiz hale getiren ABD'nin tutumunun uluslararası toplumda kabul görmediğinin güçlü bir göstergesi ve ateşkes çağrılarına küresel destek anlamına geliyor. Kararın ezici çoğunlukla kabul edilmesi aynı zamanda ABD ve İsrail'in uluslararası toplumdan izole edildiğini ortaya koyuyor.
BM Sözcüsü Stephane Dujarric, 11 Aralık'ta yaptığı açıklamada, Genel Kurulda alınan kararların "çok önemli" olduğunu ve uluslararası toplumun görüşünü yansıttığını belirtmişti.