Komisyon Başkanı Paulo Sergio Pinheiro ve komisyon üyeleri, BM Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında PYD'nin başını çektiği oluşun Suriye Demokratik Güçleri (SDG) kontrolündeki Hol Kampı ve IŞİD'li yabancı savaşçılara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
73 BİN IŞİD'Lİ ESİR TUTULUYOR
Kamplardaki durumun ''korkunç'' olduğunu ve gözaltında tutulanların ''insani olmayan koşullarda'' yaşadığını belirten Pinheiro, Haseke'deki 10 bin kapasiteli Hol Kampı'nda 73 bin kişinin kaldığını, bunların yüzde 92'isinin kadın ve çocuk, yüzde 15'inin ise yabancı ülke vatandaşı olduğunu söyledi.
SİLAHLI ve SİVİL AYRIMI YOK
SDG'nin güvenlik taramasından geçirip ''sivil'' olduğunu belirlediği kişilerin bile kamplardaki hareket özgürlüğünü kısıtladığını ifade eden Pinheiro, Hol Kampı'daki 60 binden fazla kişinin Suriye vatandaşı olduğunu ve tehlike teşkil etmeyenlerin serbest bırakılması gerektiğini vurguladı.
11 BİN 'YABANCI' IŞİD'Lİ
Hol Kampı'ndaki 11 bin kişinin ise yabancı ülke vatandaşları olduğunu ve IŞİD bağlantılı oldukları için ülkeleri tarafından kabul edilmediğini, bazı ülkelerin bu kişilerin vatandaşlıklarını iptal ederken, bazı ülkelerinse 10 yaşından büyük çocukları terörist olarak tanımladığını anlatan Pinheiro, IŞİD militanları, aileleri ve şüphelilerinin durumuna insan haklarına dayalı bir tutumla yaklaşılması gerektiğinin altını çizdi.
IŞİD militanlarının tutulduğu yerlere erişimlerinin olmadığını kaydeden Pinheiro, ''Yaklaşık 50 ülkeden birkaç bin yabancı terörist savaşçı SDG tarafından tutuluyor ve hiç kimseyle görüştürülmüyor ve bu tür tutukluluk işkence ve kötü muamelenin olduğu bir ortam yaratma riski taşıyor. SDG'yi bağımsız, uluslararası insani kuruluşlar ve insan hakları gözlemcilerinin tutukluları ziyaretine izin vermeye çağırıyoruz.'' dedi.
Pinheiro, ''Soykırım, insanlığa karşı suç ve savaş suçu işlemiş olan IŞİD'liler ve şüphelilere erişimin olmaması bu kişilerin işledikleri suçlardan sorumlu tutulmaları ve yargılanmalarını engelleyebileceği gibi, yine ülkelerine kabul edilmedikleri ve yargılanmadıkları sürece DEAŞ kurbanları ve aileleri gerçekleri öğrenemeyecek'' ifadelerini kullandı.
NİSAN AYINDA KOSOVA VATANDAŞLARINI TESLİM ALDI
2019'un Nisan ayında Kosova polisi, savaş bölgelerinde dünyaya gelen yaklaşık 60 çocuğun da aralarında bulunduğu 150 kadın ve çocuğun, IŞİD tüm topraklarını kaybedince kamplara taşındığını ve buradan Kosova'ya getirildiğini belirtti.
DONALD TRUMP'TAN AVRUPA'YA: IŞİD'Lİ VATANDAŞLARINIZI ALIN
ABD Başkanı Donald Trump, 17 Şubat'ta attığı tweetlerde Avrupa'ya seslenerek şu ifadeleri kullanmıştı:
“İngiltere, Fransa, Almanya ve diğer Avrupalı müttefiklerden Suriye'de yakaladığımız 800 IŞİD militanını teslim alarak yargılamasını istiyoruz. Halifelik çökmek üzere. Hoş olmayan diğer alternatif ise onları serbest bırakmak zorunda kalmak. ABD bu IŞİD savaşçılarının Avrupa'ya sızmasına seyirci kalmak istemiyor. Çok şey yaptık, çok (para) harcadık. Artık başkalarının da adım atıp yapabildikleri işi yapma zamanı. IŞİD'ın yüzde 100 yenilmesinden sonra çekiliyoruz."
PYD: BURADA YETERLİ HAPİSHANE YOK, KAÇABİLİRLER
Bunun ardından örgütten de bir çağrı gelmişti ve IŞİD'liler için yeterli hapishane olmadığı, PYD bölgesine bir saldırı olma ihtimalinde IŞİD'lilerin kaçabileceği ifade edilmişti.
"BM ÖZEL MAHKEMELER KURSUN"
Örgüt sözcülerinden Mustafa Bali, Alman haber ajansı dpa'ya röportaj verdi. PYD'li isim, bu röportajda IŞİD'lileri Suriye'nin kuzeyinde yargılamanın mümkün olmadığını ancak BM çatısı altında bir çözümün herkesi memnun edebileceğini söyledi.
İNGİLTERE ve ALMANYA'DAN TRUMP'A NET CEVAP
Yaşananların ardından İngiltere, 19 Şubat'ta IŞİD'e katılarak Suriye'ye giden vatandaşı Shamima Begum'u vatandaşlıktan çıkarma sürecini başlattığı bildirdi. Bu hareketin Trump'a bir cevap niteliği taşıdığı yorumları yapılmıştı.
Almanya'dan da aynı hamle geldi ve Alman basını Sosyal Demokrat Partili (SPD) Adalet Bakanı Katarina Barley ve Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) partili İçişleri Bakanı Horst Seehofer'in IŞİD'e katılan Almanları vatandaşlıktan çıkarmak için "üç şartlı" bir karar aldıklarını duyurdu. 4 Mart tarihinde Batı Alman Radyo Televizyon Kurumu (WDR), Kuzey Alman Radyo Televizyon Kurumu (NDR) ve Süddeutsche Zeitung'un yayınladığı haberlerde vatandaşlıkları iptal edilecek IŞİD'li Almanlar için 3 şart şu şekilde aktarıldı:
- Çifte vatandaş olmaları: Bu kapsamda yalnızca Alman vatandaşı olanlar hakkında Anayasa'ya aykırı olduğu için böyle bir karar alınmayacak.
- Reşit olmaları: Vatandaşlıktan çıkarılmaları için 18 yaşını aşmış olmaları gerekecek.
- Yasa yürürlüğe girdikten sonra çatışmalara katılan IŞİD'lilerin (ilk iki koşul geçerli olsa bile) pasaportları kesinlikle iptal edilecek: Bu kapsamda şu anda tutuklu olanlar ise bu gruba dahil olmayacak. Çünkü yasa geriye dönük işlemiyor.
IRAK'TAN AÇIKLAMA
Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih, yabancı IŞİD savaşçılarına ilişkin devam eden tartışmalara dahil olarak Avrupa vatandaşı IŞİD mensuplarının Irak hukukuna göre yargılanabileceğini ve idam edilebileceğini söyledi. Salih, 8 Mart tarihinde yaptığı açıklamada "IŞİD şüphelileri, suçlu bulunmaları halinde idam cezası alabilir. Irak yasalarında ölüm cezası var ve buna göre hareket edeceğiz. Yabancı (IŞİD) savaşçıların, Irak topraklarında ya da Irak vatandaşlarına karşı terör eylemleri gerçekleştirdiklerine dair kesinleşmiş dosyalar var. Bu dosyalarda da Irak yasaları uygulanacak" dedi.
The Daily Star Lebanon'un 12 Nisan'da geçtiği bir haberde Irak'ın "Kişi başı 2 milyon dolar verirseniz IŞİD'lileri yargılayabiliriz" teklifinde bulunduğu iddia edildi. Irak makamları konuya ilişkin açıklama yapmazken Bağdat yönetiminin konuya ilişkin adımlarına Avrupa'dan herhangi bir açıklama gelmedi.
FRANSIZ BİR AİLE KONUYU AİHM'E TAŞIDI
6 Mayıs'ta aktarılan bir habere göre Suriye'deki kamplarda tutulan IŞİD'li bir Fransız kadının ailesi, kızları ve 3 yaşındaki erkek ve 4 yaşındaki kız torunlarının ülkeye geri getirilmelerini reddeden Paris mahkemesinin kararının bozulması için Avrupa İnsani Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu.
Fransız basınına göre, yapılan bireysel başvurular çerçevesinde şu ana kadar 5 yetim Fransız çocuk ile annesi Irak'ta ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış 3 yaşındaki bir kız çocuğunun ülkeye geri getirilmesine izin verilmişti.