TİMETURK I HABER MERKEZİ
Birleşik Krallık'ta 23 Haziran Perşembe günü yapılan referandumda halkın yüzde 52'si AB'den ayrılmayı (Brexit) tercih etse de, İskoçya'da halkın yüzde 62'si, Kuzey İrlanda'da ise seçmenin yüzde 55,8'i AB üyeliğinin devamı yönünde oy kullanıştı. Yani özerk parlamentoların olduğu Birleşik Krallık'ın her iki bölgesinde de muhalif sesler yükselmeye başladı...
AA'nın Londra muhabiri Aslı Aral, konu ile ilgili bri analiz haber hazırladı:
İngiliz parlamentosunda 56 milletvekili bulunan ayrılıkçı İskoç Ulusal Partisinin (SNP) lideri ve İskoç bölgesel hükümetinin Başbakanı Nicola Sturgeon referandum sonucunun kesinleştiği sabah kameraların karşısına geçerek, ikinci bir bağımsızlık referandumunun masada olduğunu söyledi. Sturgeon, "İskoçya geleceğini AB'de görüyor. İskoçya isteği dışında AB dışına çıkarılacak. Bu demokratik olarak kabul edilemez" dedi.
Sturgeon dün ise acil kabine toplantısına başkanlık etti ve ardından yaptığı açıklamada, Brüksel ile hızlı bir şekilde görüşmelere başlayarak, İskoç halkının AB içindeki yerinin korunması için çalışacağını belirtti. Nicola Sturgeon'ın İskoçya'nın AB'de kalma isteğiyle ilgili önümüzdeki günlerde Brüksel'e gitmesi ve Avrupalı yetkilerle konuyu ele alması bekleniyor.
SNP lideri Sturgeon yeni bir bağımsızlık referandumu halinde ülkesinde bu sefer Birleşik Krallık'tan ayrılık kararı çıkacağını savunuyor. İskoçya'da 2014 yılında yapılan bağımsızlık referandumunda, Birleşik Krallık'ın parçası olarak kalmak isteyenler 10 puan farkla önde çıkmıştı. 5 buçuk milyon kişinin yaşadığı İskoçya'da yeni bir bağımsızlık referandumunun gelecek iki yıl içerisinde, Birleşik Krallık resmen AB'den ayrılmadan önce yapılabileceği tahmin ediliyor.
KUZEY İRLANDA İLE İRLANDA ARASINA SINIR MI ÖRÜLECEK?
İskoçya'nın yanı sıra "AB'de kalalım" diyen bir diğer özerk bölge de Kuzey İrlanda oldu. Kuzey İrlanda'daki 440 bin 437 kişi "kalalım", 349 bin 442 seçmen ise "çıkalım" dedi.
Birleşik Krallık'tan yaklaşık yüz yıl önce ayrılan en yakın komşusu İrlanda ise, referandum sonucunu yakından takip etti. İrlanda ile Birleşik Krallık arasında kuvvetli ticari ilişkiler bulunuyor. İrlanda Dış İlişkiler ve Ticaret Bakanlığı verilerine göre, iki ülke her hafta birbiriyle 1 milyar avrodan fazla ticaret yapıyor.
Birleşik Krallık ile İrlanda arasında sosyal bağlar da mevcut. İrlanda ile Birleşik Krallık'a bağlı Kuzey İrlanda arasında duvarlarla ya da tellerle örülmüş bir sınır bulunmuyor ve her gün on binlerce kişi bu sınırdan geçiş yapıyor. Sınırdan her gün kaç kişinin geçtiği kontrol olmadığı için tam bilinmese de, Dublin merkezli Uluslararası ve Avrupa İlişkileri Enstitüsü (IIEA) bu sayının günde yaklaşık 30 bin kişi olduğu tahmininde bulunuyor. İngiltere-İrlanda Ticaret Odası ise sayının çok daha fazla olduğunu ve günde en az 60 bin kişinin İrlanda ile Kuzey İrlanda arasında seyahat ettiğini öngörüyor.
İngiliz ve İrlandalılar birbirlerinin ülkesinde kolayca yaşabiliyor, çalışabiliyor ve oy verebiliyor. Örneğin kritik AB referandumunda Birleşik Krallık'ta yaşayan İrlanda vatandaşları da oy kullanabildi.
İngiltere Başbakanı David Cameron referandum kampanyası sırasında ülkesinin AB'den çıkışının İrlanda ile ilişkilere etkisini, "AB'den ayrılırsak AB üyesi olarak kalacak İrlanda ile Birleşik Krallık'ın parçası olan Kuzey İrlanda arasında bir sınır örülecek ve bu sınırda kontroller yapılmaya başlanacak?" sorusuyla anlattı.
İRLANDA BİRLEŞSİN
"Brexit" kararının kesinleşmesiyle basının önüne çıkan bir diğer kişi de, İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu IRA'nın eski liderlerinden ve mevcut Kuzey İrlanda yönetimi Başbakan Yardımcısı Martin McGuinness oldu. McGuinness, Kuzey İrlanda halkının çoğunluğunun AB'de kalmaktan yana oy kullandığını, Kuzey İrlanda'nın AB üyesi olan İrlanda ile birleşmesi gerektiğini ve bunun için sandığa gidilmesi gerektiğini söyledi.
İngiliz hükümetinin Kuzey İrlanda Bakanı Theresa Villiers ise, McGuinness'in Kuzey İrlanda'nın Birleşik Krallık içerisindeki yeriyle ilgili sandığa gidilmesi talebini reddetti. 1998 yılında imzalanan "Hayırlı Cuma" anlaşmasına göre, İrlanda ile birleşme ya da Birleşik Krallık'ın parçası olarak kalmayla ilgili bir referandumun yapılması, Kuzey İrlanda'daki siyasi parti temsilcilerinin çoğunluğu onay vermedikçe mümkün olmuyor. Kuzey İrlanda bölgesel yönetiminde çoğunluğu elinden bulunduran, birlik yanlısı Demokratik Birlik Partisinin (DUP) böyle bir oylamaya olumlu bakmadığı biliniyor.
Kuzey İrlanda'da barış süreci, İngiltere ile İrlanda arasında imzalanan 1998'deki "Hayırlı Cuma" anlaşmasıyla başlamıştı. Ancak ülkede kimi zaman Birleşik Krallık yanlıları ile ayrılıkçılar arasında gerginlikler yaşanmaya devam ediyor. "Brexit" kararının da ayrılıkçıların eylemlerini artırmasından endişe ediliyor.
REFERANDUM SONUCU ÜZDÜ
AB referandum sonucunun en çok gençleri ve Londralıları mutsuz ettiği basına yansıyor. Gençlerin yaklaşık yüzde 75'i, başkent Londra'daki seçmenlerin ise yaklaşık yüzde 60'ı AB'de kalmaktan yana oy kullandı.
Referandum sonucundan mutsuz olanlar İngiliz Parlamentosuna imza dilekçeleri veriyor ve imza kampanyaları başlatıyor. Londra'nın bağımsızlığının ilan edilmesi için imza kampanyası, AB referandumunun yinelenmesi için de İngiliz Parlamentosunun internet sitesinde online dilekçe kampanyası başlatıldı.
Londra'nın Müslüman Belediye Başkanı Sadık Han'a hitaben kaleme alınan ve binlerce kişinin imza verdiği dilekçede, Han'ın Londra'yı İngiltere'den bağımsız devlet olarak ilan etmesi ve AB'ye üye yapması çağrısında bulunuldu. Şu ana kadar 152 binden fazla kişinin imzaladığı dilekçe, Sadık Han'ın "başkan" olmasını öngörüyor.
İngiltere'de AB referandumunun yinelenmesi için başlatılan online dilekçe kampanyası için ise 2 milyondan fazla imza toplandı. İngiliz Parlamentosunun internet sitesindeki herhangi bir dilekçe 100 binin üzerinde imza topladığında, parlamentonun alt kanadı Avam Kamarasında tartışılabiliyor.
AB referandumundan çıkan "Brexit" kararı ülkenin geleceğiyle ve birlik ile ilişkileriyle ilgili birçok belirsizliği beraberinde getirirken, 65 milyon nüfuslu Birleşik Krallık'ın AB ile kuracağı ekonomik ve siyasi ilişki modelinin önümüzdeki yıllarda şekillenmesi bekleniyor. 1973 yılından bu yana AB üyesi olan Birleşik Krallık'ta 23 Haziran'da yapılan referandumda, 17 milyon 410 bin 742 kişi "AB'den ayrılalım", 16 milyon 141 bin 241 seçmen ise "AB'de kalalım" dedi.