Avrupa Birliği zirvesi sonrası İngiletere Başbakanı Theresa May görüşülen konular ve Brexit müzakerelerinin geldiği noktaya ilişkin İngiliz Parlamenterleri bilgilendirmek için açıklamalarda bulundu.
May, Brexit sonrası AB'de yaşayan İngiliz vatandaşları ve İngiltere'de yaşayan AB vatandaşlarının haklarının öncelikleri olduğunu ifade etti.
May, “AB vatandaşları bizim hayatımıza ve ulusal ekonomimize olağanüstü katkı yapmaktalar. Onların ülkemizde kalmasını istiyoruz. Biliyorum ki AB ülkeleri de aynı şekilde İngiliz vatandaşlarını değerli görüyor ve haklarını korumak istiyor. AB ile prensipler üzerinde hem fikiriz. Hala teknik ve bürokratik bazı ufak konular çözüm bekliyor olsa da bu alanda bir anlaşmaya çok çok yakınız.” ifadelerinde bulundu.
May bu süreçte Kuzey İrlanda konusunun da hassaiyetle ele alındığını belirterek şunları söyledi:
"KUZEY İRLANDA'YLA SINIRLAR AYRILMAYACAK"
“Kuzey İrlanda konusunda da kayda değer ilerlemeler yaşıyoruz. Gelişmelerin hiçbir şekilde barış sürecini etkilemesine müsade etmeyeceğiz. Sınırları ayırma konusunda hassaiyetle ele alındığını belirterek şunları söyledi:
“Kuzey İrlanda konusunda da kayda değer ilerlemeler yaşıyoruz. Gelişmelerin hiçbir şekilde barış sürecini etkilemesine müsade etmeyeceğiz. Sınırları ayırma konusunda yeni altyapı çalışmaları veya ek önlemler olmayacak. Aramızdaki ortak seyahat ve dolaşım prensiplerini sürdüreceğiz.”
May'e İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn'den sert eleştirİler geldi. Daha önce de benzer açıklamanın yapılğını ancak hiç bir alanda somut hiç bir gelişme olmadığını belirten Corbyn hükümetin yerinde saydığını söyledi.
"O ZAMAN NEDEN 'HAYIR' DEDİNİZ?"
Corbyn, May'in kendi partisinde dahi fikir birliği sağlayamadığını ve İşçi Partisi'nin müzakereleri çok daha iyi yürütüceğini ileri süren Corbyn'e May “Madem hızlı ve doğru bir Brexit'ten yanasınız o halde neden referandumda hayır oyu verdiniz?” diye sordu.
Devlet liderleri zirveside Kuzey Kore, İran ve Türkiye meselelerinin de görüşüldüğünü hatırlatan May, Türk hükümetine ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hukukun üstünlüğü, gazetecilerin serbest bırakılması ve temel haklar konularında yapılan çağrıları yineledi.