Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen yıl Brunson'un tutukluluğu ve Fethullah Gülen'in Türkiye'ye iadesi arasında bağlantı kurmuştu. Darbe girişimi sonrası muhaliflere yönelik girişilen 'temizlik' göz önünde tutulduğunda, Erdoğan'ın Türk yargısının bağımsız olduğuna dair taahhüdünü çok az kişi ciddiye aldı. Birçokları papaz Brunson'un ABD Başkanı Donald Trump'a barış hediyesi olarak sunulacağını düşünüyor.
Erdoğan'ın hafta başında meclis açılışında yaptığı konuşmada Brunson davası ve Suriye'de Kürt PYD güçlerine verdiği destek nedeniyle ABD'ye çıkıştığını hatırlatan Gardner'ın yazısı şöyle devam ediyor:
Geçmişte Erdoğan'dan yana esen rüzgarlar beraberinde serinkanlı bir diplomasi getiriyordu, ancak Erdoğan'ın şu anki ruh haline bakılırsa artık durum farklı. Washington'ın kızgınlığı, Türkiye'ninkinden daha çok.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçen hafta Almanya'ya yaptığı ziyareti de hatırlatan Gardner, Erdoğan'ın Avrupa Birliği ile ilişkilerini yeniden ateşlemek istediğini belirtiyor.
Tüm gücü elinde tutan Erdoğan, hangi kaldıracı nerede kullanacağını bilen herkesi çevresinden uzaklaştırdı: eski hükümetlerindeki liberal ve laikleri, kendi partisinin kurucularını, on binlerce Gülenciyi ve kamu sektörünün üst kademelerini.
YAZIDA İSMİ VERİLMEYEN BİR AK PARTİLİNİN SÖZLERİ İSE ŞÖYLE;
Türkiye bazı çok kritik kararların eşiğinde. Buna bu sistemle mi yola devam edileceği yoksa sistemin modifiye mi edileceği sorusu da dahil. Türkiye'nin insanları yeniden bir araya gelmeli. Bu bölünmüşlüğün altından kalkamayız.