Cezayir’de gözler Anayasa Konseyi’nde
Cezayir’de sular durulmuyor. Cumhurbaşkanı Buteflika’nın 5. dönem adaylığına karşı başlatılan protesto gösterilerine, geçen cuma günü ülke genelinde rekor bir katılım olurken, gözler şimdi Anayasa Konseyi’ne çevrildi. Muhalefet, Cezayir Anayasası'nın 'adayın şahsi başvurusunu' zorunlu kıldığını hatırlatarak, Anayasa Konseyi'nden başvuruyu iptal etmesini istedi. Aday başvurularını değerlendiren Anayasa Konseyi, önümüzdeki hafta başvuruları karara bağlayacak.

Oluşturma Tarihi: 2019-03-10 01:26:43

Güncelleme Tarihi: 2019-03-10 01:26:43

 

Cezayir'de, Cumhurbaşkanı Abdülaziz Bouteflika'nın sağlık durumu el vermediği halde, 18 Nisan'da yapılacak seçimlerde 5'inci kez aday olacağının açıklamasının ardından başlayan eylemler büyüyor. Bir haftadır devam eden eylemlere katılım artarken, cuma günü düzenlenen son eyleme rekor katılım yaşandı. Cezayir'in tüm kentlerinde büyük kalabalıklarla toplanan halk, 20 yıldır ülkeyi yöneten Bouteflika'dan adaylığını geri çekmesini istedi. Şimdi gözler, Bouteflika'nın adaylığını karara bağlayacak Anayasa Konseyi'nde.
Abdülaziz Bouteflika'nın, 1999'dan bu yana 20 yıldır yürüttüğü cumhurbaşkanlığına yeniden aday olacağını açıkladığı 22 Şubat'tan sonra Cezayir'de halk sokağa döküldü. Eylemler son bir haftadır yoğunlaşırken, Cuma günü geniş kitleler halinde dev protesto gösterileri gerçekleşti. Beşinci kez Bouteflika'nın iktidara gelmesini savunan Genelkurmay Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı makamı, cuma eyleminden önce, peşpeşe yaptığı açıklamalarda, Cezayir'in 1990'lı yıllarda yaşadığı kanlı iç savaşı hatırlatarak "kaos ortamına geri dönülmemesi için eylemlerin durması" uyarısında bulundu.

GÖSTERİLERDE
REKOR KATILIM

Ancak, bu uyarılar halkta karşılığını bulmadı ve protesto gösterilerine rekor katılım gerçekleşti. Cezayir halkı eylemde, sağlık durumu tümüyle kötüleşen Bouteflika'yı yöneten grubun yeniden iktidara gelmesine izin vermeyeceklerini haykırdı. Barışçıl bir ortamda geçen eylemlerde, geniş kalabalıklar taşıdıkları pankartlarda, "Bouteflika sistemi sona ermeli", "Cezayir'i yeniden büyük yapalım", "Bouteflika çetesi desteğimizi alamayacak" sloganlarına yer verdi. Eylemin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile çakışması nedeniyle Cezayirli kadınlar da, ellerinde pembe güllerle kalabalık sayıda eylemlere katıldı. El Watan gazetesine göre ülke genelinde gösterilere sayısı 1 milyonun üzerinde kişi katıldı.
Başkent Cezayir'de, protestoların sembolik alanı haline gelen Büyük Postane önünde başlayan eylemlerde göstericiler Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na yürüdü. Göstericilerin bir bölümü, 24 Şubat'tan bu yana Cenevre'de bir hastanede tedavi gören cumhurbaşkanının durumuna alaylı bir gönderme yaparak, "Nasıl olsa sekreterden başka kimse yok. Abdülaziz Bouteflika'nın konutu El Muradiye'ye bile yürüyebiliriz" dedi.
Ancak "Halkın Sarayı" adı verilen Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve Parlamento önünde geniş güvenlik önlemleri alan polis göstericilerin geçmesine izin vermedi. Eylemciler bu durumu, "Halkın sarayı, halka yasak"diyerek protesto etti. Polis engeline öfkelenen bir grup genç, Özgürlük parkında kaldırım taşlarını sökerek, polis barikatını zorlamaya başlayınca, polis de gaz bombası, plastik mermi ve tazyikli su ile yanıt verdi. Akşam 19.30'da gösterilerin sona ermesine rağmen, gençler, "Boutflika'nın 5 kez iktidara gelmesine hayır" sloganları atarak, kaldırım taşlarını sökmeye devam etti, çöpleri ateşe verdi.

‘BUTEFLİKA ADAY
OLURSA SEÇİLİR'

VOA Türkçe'ye konuşan Cezayir asıllı Fransız gazeteci-yazar ve Afrika kıtasına yayın yapan 'Jeune Afrique/Genç Afrika' sitesinin haber müdürü Neila Latrous, Bouteflika'nın adaylığının gençleri büyük hayal kırıklığına uğrattığını söyledi. Bunun en önemli nedeninin, aday olması durumunda kesinlikle seçileceğinin bilinmesi olduğuna vurgu yapan Latrous, "Herkes biliyor ki Bouteflika seçime girerse kesin kazanır. Cezayir genç bir nüfusa sahip. Ve gençler artık Bouteflika'nın yerini genç bir lidere bırakmasını istiyor" dedi.
Bouteflika'nın gösterilerde şahsen hadef alınmadığına da dikkat çeken Neila Latrous, gösterilerde tam olarak ne istendiğini, "Cezayir'in bağımsızlığını kazandığı 60'lı yılları bilenler O'na saygı duyuyor. 90'lı yıllarda iç savaşı görenler, istikrar ortamını getiren Bouteflika'ya saygı duyuyor. O yüzden gösterilerde kimse Bouteflika'nın yargılanmasını ya da ceza almasını talep etmiyor. Sadece sağlık sorunlarıyla birlikte zamanını tamamladığını ve artık gitmesini istiyor" sözleriyle açıklıyor.

CEZAYİRLİ GENÇLER BUTEFLİKA'NIN
ADAYLIĞINDAN RAHATSIZ

Cezayir sokaklarını dolduran çoğu genç yüzbinlerce Cezayirli, Bouteflika'nın yetersiz sağlık koşullarına rağmen 5'inci kez aday olmasından duydukları büyük üzüntüyü dile getiriyor. Fransız Le Monde gazetesinde bir makale kaleme alan Cezayirli yazar Kamel Daoud, "Bouteflika'nın kaderi, zamanını anlamayan, ölmeyi ve onuruyla çekilmeyi bilmeyen, ülkeyi sömürgeden çıkaran şef ve onun mali destekçileri' diye yazılacak. Büyük kapıdan çıkabilir, büyük kişisel hatırasını koruyabilir, ülkemizin çocuklarının geleceğini kurtarabillirdi. Ama yapmadı" diyerek bu üzüntüyü dile getirdi.
Aynı görüşü paylaşan Neila Latrous da, "Bouteflika aday olmasaydı tarihe büyük bir cumhurbaşkanı olarak geçecekti. Ama etrafını saran mali güçler, parti kurucuları, bazı güç odakları ona bu şansı vermedi ve iktidarda kalmasını istedi" dedi.

Cezayir'de 1999 yılından bu yana iktidarda bulunan 82 yaşındaki Abdülaziz Bouteflika, 2013 yılında geçirdiği beyin rahatsızlığı ve ardından gelen felç ile ülkeyi yönetemez duruma geldi. Geçen hafta günü, aday olma süresinin tamamlanmasına bir kaç saat kala Bouteflika, halkın tüm çağrılarına rağmen özel kalemi Abdülkadir Zaalan aracılığıyla adaylık başvurusu yaptı. Başvurunun ardından bir yazılı açıklama yaparak, "halkın yürekten gelen sesini, özellikle gençlerin çığlıklarını duyduğunu" dile getiren Bouteflika, seçilmesinin ardından anaysa değişikliğine gideceğini, bu anayasayı referanduma sunacağını ve ülke genelinde düzenleyeceği "Ulusal Konferans" ile ülkeyi erken seçime götüreceğini açıkladı.
Ancak Cezayirliler, halkın karşısına en son 8 Mayıs 2012'de çıkan Bouteflika'nın, 24 Şubat tarihinden bu yana İsviçre'nin Cenevre kentindeki bir hastanede tedavi gördüğünün açıklanmasının ardından, ülkeyi Bouteflika'nın değil, "etrafındaki çetenin" yönettiğini belirterek, eylemlerine devam etti.

AVUKATLAR, ANAYASA
KONSEYİ'Nİ UYARDI

Muhalefet, Cezayir Anayasası'nın 'adayın şahsi başvurusunu' zorunlu kıldığını hatırlatarak, Anayasa Konseyi'nden başvuruyu iptal etmesini istedi. Aday başvurularını değerlendiren Anayasa Konseyi, önümüzdeki hafta başvuruları karara bağlayacak.
Ulusal Doktorlar Örgütü, 6 Mart'ta cumhurbaşkanlığı makamını "Anayasal zorunluluk olan ve cumhurbaşkanının görevini yerine getirebileceği yönünde sunulması gereken sağlık raporunu tahrif etmemeleri" konusunda uyardı: "Bouteflika'nın sağlık raporunu görmek, raporun kim tarafından ve neye dayanarak verildiğini bilmek istiyoruz. İki haftadır Cumhurbaşkanı İsviçre'de. Hala yaşıyor mu? Yoksa öldü mü? Hiçbir şey bilmiyoruz."
Cezayir'in çeşitli kentlerinde siyah cüppelerini giyerek eylem yapan avukatlar da, Anayasa Konseyi üyelerini uyardı. Başkent Cezayir'de binin üzerinde avukat Konsey binasına yürüyerek, Bouteflika'nın vekil aracılığıyla yaptığı başvurunun anayasaya aykırı olduğunu ve iptal edilmesini istedi.

‘YILLARDIR BİR FOTOĞRAF
ÇERÇEVESİNDEN YÖNELTİLİYORUZ'

Cezayir halkı, yıllardır görmedikleri cumhurbaşkanları hakkında büyük bir umutsuzluk yaşıyor. Cezayirli yazar Kemal Daoud, bu umutsuzluğu, "Yıllardır Cezayir halkına, öpmeleri, sevmeleri, sarılmaları ya da seçmeleri için çerçeve içindeki bir fotoğraf gösteriliyor. Sessiz, konuşamayan ve halka hakaret derecesinde fotoshop ile rötuş edilmiş bir fotoğraf. Milli törenlerde bu çerçeve içindeki fotoğraf yürütülüyor. Askerler, yöneticiler bu fotoğrafı selamlamak için ayağa kalkıyor. Hatta bir aşiret, bu fotoğrafa bir at hediye etti. Genç blogçular bu fotoğrafla dalga geçtiği için hapse atıldı. Yeni nesil bunu kendilerine yapılan bir hakaret olarak görüyor. Bu fotoğraf Cezayir tarihinin ülkeye en pahalıya mal olan fotoğrafı. Gençler, 1 Mart'ta gösterilerde 'Madem bir çerçeve tarafından yönetileceğiz, bari bu Mona Lisa'nın çerçevesi olsun' diyerek isyan etti. Bugün benim ülkemde mizah, yara, isyan, öfke ve endişe aynı anda yaşanıyor" sözleriyle dile getirdi.