Çeviköz, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, Türkiye-Rusya arasında İdlib konusunda varılan mutabakata ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Mutabakatın, 17 Eylül 2018'de Soçi'de imzalanan mutabakatın yenilenmesi anlamına geldiğini ifade eden Çeviköz, "Türkiye'nin yerine getirmemiş olduğu yükümlülükleri bundan sonra yerine getirilmesi, bu protokolle önemli bir şekilde kayda geçirilmiştir" dedi.
Çeviköz, anlaşma metninde "Suriye Arap Cumhuriyeti" adının geçiyor olmasının, Suriye'nin egemenliğine, bağımsızlığına, birlik ve toprak bütünlüğüne olan kuvvetli taahhütlerin, Rusya ve Türkiye tarafından iki garantör ülke olarak tekrarlanmasının önemli olduğunu kaydetti. Bunun sevindirici bir gelişme olduğunu dile getiren Çeviköz, bu mutabakatın hazırlanmasında Rusya'nın bir bakıma "Suriye ile Türkiye arasında arabuluculuk yaptığını" savundu.
Bu protokolün önemli unsurlarından birinin "terörist olarak tanımlanan tüm grupların ortadan kaldırılması yönündeki kararlılığın ifade edilmesi" olduğunu vurgulayan Çeviköz, "Bundan sonra Türkiye'den, Soçi mutabakatından beri yerine getirmediği 'terör unsurlarının bölgeden temizlenmesi' yükümlülüğünü, bu defa daha sadakatle yerine getirmesi beklenir. Önce 'Özgür Suriye Ordusu' sonra 'Suriye Milli Ordusu' olarak adlandırdığımız gruplar hem Suriye hem Rusya tarafından terörist unsur olarak algılanıyor. Dolayısıyla TSK'nin bu tür unsurlarla birlikte görüntü vermemesi çok büyük önem taşıyor" değerlendirmesini yaptı.
M4 kara yolunun güney ve kuzeyinde 6 kilometrelik bir güvenli koridor olmasının önemli olduğunu anlatan Çeviköz, şöyle konuştu:
"Moskova'da varılan mutabakatın Mehmetçiğimiz için fevkalade olumlu bir gelişme olduğu düşüncesindeyiz. Bundan sonra şehitler tepesine yeni şehitlerin gitmesinin engellenmesi için önemli bir adım atılmıştır. Bu, ulusumuz için, kuzularını bekleyen anaları ve yavukluları için fevkalade önemli bir gelişmedir. Onun için en kısa zamanda bu mutabakatın gerekleri olacak kadar kuvvetin Türk unsurları tarafından Suriye sahasında kalmasına devam edilmesi ancak bunun ötesinde ve bunun daha fazlasını gerektirmeyecek unsurların da en kısa zamanda vatana dönmelerin sağlanması büyük önem taşıyor. Suriye'de rejimi ve yönetimi değiştirme çaba ve hevesinden vazgeçilmelidir. Terör unsurları olarak kabul edilen ve BM Güvenlik Konseyi kararlarında da yer alan, bu mutabakatlarda altı çizilen bütün unsurlara karşı mücadele Rusya ve Suriye ile ortak bir şekilde verilmelidir. Bundan sonra TSK unsurlarının bu gruplarla birlikte görünmesinin önüne geçilmelidir."
Çeviköz, bir soru üzerine, bundan sonraki dönemde askeri faaliyetler devam etmez ve mutabakat uygulanırsa yeni bir göç dalgasıyla karşılaşma riskinin olmayacağını söyledi.
ABD'nin tutumunu nasıl değerlendirdiğine ilişkin soruyu yanıtlayan Çeviköz, ABD'nin Türkiye ile yakınlaşmayı amaçladığını ve verdiği siyasi desteğin de bu yakınlaşmayı tekrar sağlayabilmek için bir arayış olduğunu kaydetti.