CIA, BAE hakkında neden casusluk yapmıyor?
CIA'in BAE hakkında casusluk yapmadığı, bu tutumu 'görev ihlali' olarak değerlendirdikleri belirtilirken, Suudi Arabistan içinse durumun farklı olduğu kaydedildi. Riyad'da daha önce yakalanan CIA ajanları hatırlatıldı...

Oluşturma Tarihi: 2019-08-27 09:45:37

Güncelleme Tarihi: 2019-08-27 09:45:37

TIMETURK | HABER MERKEZİ

Reuters'ta Aram Roston imzalı, "CIA, BAE'yi neden izlemiyor?" başlıklı bir makale yayınlandı.

İşte makaleden ayrıntılar:

Birleşik Arap Emirlikleri, Libya'da Birleşmiş Milletler tarafından tanınan bir hükümeti devirmeye çalışan askeri lideri finanse ediyor (Halife Hafter kast ediliyor). ABD'nin anlaşmazlığı çözme çağrısına rağmen Katar'a uluslararası ambargo uygulanmasında öncülük ediyor.

BAE ayrıca, ABD Ulusal Güvenlik Ajansı CIA'in (U.S. National Security Agency-NSA) eski çalışanlarını, Amerikalıları takip etmeyi hedefleyen bir casus programında çalıştırmak için işe aldı.

Ve henüz, sıra dışı bir şekilde CIA, BAE hakkında casusluk yapmıyor.

Konuyla ilgili Reuters'a konuşan üç eski CIA yetkilisi, bazı eleştirmenlerin vurguladığı "ABD istihbaratında tehlikeli bir kör nokta" hatırlatmasını yaptı.

CIA'in bu tutumu yeni değil. Kaynaklara ve dış politika uzmanlarına göre değişen şey, küçük ama etkili olan OPEC ülkesi BAE'nin Ortadoğu ve Afrika'ya müdahalesi: savaşlarla savaşmak, gizli operasyonlar yürütmek ve bölgesel politikasını sık sık ABD çıkarlarına aykırı biçimde şekillendirmek.

BAZILARI BU TUTUMUN GÖREV İHMALİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYOR

Bir başka eski CIA yetkilisi, CIA'in BAE'nin artan askeri ve siyasi hedeflerine uyum sağlayamamasına ilişkin "görev ihmali" değerlendirmesinde bulundu.

ABD istihbarat topluluğu, BAE'yi tamamen görmezden gelmiyor. Operasyonlara ilişkin bilgisi olan iki kaynağın Reuters'a aktardığına göre NSA, BAE içinde elektronik izleme yürütüyor (düşük riskli, düşük ödüllü bir istihbarat toplama türü).

İSTİHBARATLARIN ORTAK ÇALIŞMA ALANLARI VAR

CIA, ayrıca İran veya El Kaide gibi ortak düşmanlar üzerinde istihbarat paylaşımını içeren bir şekilde BAE istihbaratı ile çalışıyor.

Ancak CIA, eski yetkililerin verdiği bilgilere göre elde edilmesi en değerli ve en zor şey olan "insan istihbaratı" konusunda bilgi toplamıyor.

HİÇBİR CEPHEDEN AÇIKLAMA GELMEDİ

CIA, NSA ve Beyaz Saray, BAE'deki ABD casusluk uygulamaları hakkında yorum yapmaktan kaçındı.

BAE'nin Dışişleri Bakanlığı ve ABD büyükelçiliği yorum taleplerine cevap vermedi.

CIA'İN "BEŞ GÖZ" LİSTESİ

CIA'nin BAE'yi aynı tutumu sergilediği diğer ülkelerin kısa listesine eklediği kaydedildi. Bu liste "Beş Göz" (The Five Eyes) adıyla biliniyor. Listedeki diğer ülkeler ise şu şekilde: Avustralya, Yeni Zelanda, Birleşik Krallık ve Kanada.

Dört eski CIA yetkilisine göre, CIA casusları, ABD'nin bazı kilit müttefikleri de dahil olmak üzere önemli çıkarları olduğu hemen hemen her milletten insan istihbaratını topluyor.

PEKİ SUUDİ ARABİSTAN?

BAE'ye en yakın kontrast Suudi Arabistan olabilir. Ortadoğu'da petrol üreten ve ABD silahlarını alan diğer bir etkili ABD müttefiki.

BAE'den farklı olarak Suudi Arabistan CIA tarafından sık sık hedef alınıyor. Kaynaklar, Suudi istihbarat ajanlarının Suudi memurlarını muhbir olarak görevlendirmeye çalışan birkaç CIA ajanı yakaladığını söyledi.

Suudi istihbarat teşkilatları, CIA casusluk girişimlerinden açıkça şikayet etmiyor. Ancak, CIA memurlarının ülkeden sessizce çıkmalarını istemek için Riyad'daki yetkililerle özel olarak görüşülüyor.

"BAE'YE KARŞI İSTİHBARAT EKSİKLİĞİ BİR BAŞARISIZLIK"

Eski bir CIA ajanı ve yazarı olan Robert Baer, BAE'deki insan istihbaratı eksikliğini “bir başarısızlık” olarak nitelendirildi.

ABD'li politika yapıcıların, Ortadoğu monarşilerinin iç politikaları ve aile davaları hakkında en iyi bilgiye ihtiyaç duyduklarını söyledi: “Bir dünya servisi olduğun için kendinle gurur duyuyorsan, bu bir başarısızlık. Kraliyet aileleri çok önemlidir.”

HAYDUT DEVLET

ABD Başkanı Donald Trump'ın idaresindeki eski bir yetkili, BAE istihbarat eksikliğinin endişe verici olduğunu, çünkü çöl monarşisinin şimdi Libya ve Katar gibi stratejik ülkelerde ve Afrika'da “haydut bir devlet” olarak çalıştığını söyledi.

BAE, Sudan'da uzun süre iktidarda kalan Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir'in iktidarı sağlaması için milyarlarca dolar harcadı. Sonra onu terk etti ve Nisan ayında onu deviren askeri yetkilileri destekledi. Yeni hükümetin güvenlik güçleri, askeri, seçim için zorlayan düzinelerce protestocu sivili öldürdü (Askeri Geçiş Konseyi-3 Haziran katliamı).

BAE ayrıca Eritre'de ve kendi ilan ettiği Somaliland Cumhuriyeti'nde askeri üsler kurdu.

Eski Trump yönetimi yetkilisi şu ifadeyi kullandı: “Afrika boynuzundaki herhangi bir taşı kaldırırsanız altında BAE'yi bulursunuz."

Ortadoğu ve Kuzey Afrika İnsan Hakları İzleme Grubu İcra Direktörü Sarah Leah Whitson, "BAE kendisini yakın çevresinden uzakta finansal ve askeri bir güç olarak ortaya koydu. Somali, Eritre, Cibuti veya Yemen olsun, BAE izin istemiyor" dedi.

Yemen'de, BAE ve Suudi Arabistan, İran'la aynı hizada olan Husi isyancılarıyla savaşan bir uluslararası koalisyonuna öncülük etti.

Ancak BAE kısa süre önce binlerce sivilin ölümüne neden olan hava saldırıları ve milyonlarca insanın kıtlık çekmesine sebep olan insanı krizi doğuran koalisyondan çekilme kararı aldı.

BAE, ABD'YE LOBİ İÇİN PARA ÖDÜYOR

Birleşik Arap Emirlikleri hükümeti, Duyarlı Politikalar Merkezi'ne göre 2017'den beri ABD lobicilerine 46,8 milyon dolar harcadı.

Üç eski CIA yetkilisi "bölgesel müdahalelerin ötesinde nedenlerle hükümet hakkında istihbarat gerekiyor" dedi.

RUSLARLA YAKINLAŞIYORLAR

BAE ayrıca, güvenlik, ticaret ve petrol pazarları konusunda işbirliği yapmak üzere geçen yıl imzalanan geniş çaplı bir stratejik ortaklık da dahil olmak üzere Rusya ile daha yakın ilişkiler kuruyor.

Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed, geçen ay BAE-Çin ekonomi forumuna üç günlük bir ziyarette bulunuldu.

İran ve El Kaide'ye gönderme yapan emekli CIA görevlisi Norman Roule “Düşmanları düşmanımız. Abu Dabi'nin eylemleri terörle mücadeleye katkıda bulundu. Özellikle de Yemen'deki El-Kaide'ye karşı katkıda bulundu" dedi.

"DEMOKRASİ KORKUSU ve SİYASAL İSLAM"

Abu Dabi Veliaht Prensi, küçük bir danışman grubuyla BAE'nin dış politikasını kontrol ediyor. ABD'de eğitim alan kardeşi Sheikh Tahnoon bin Zayed, Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak yer alıyor. Tahnoon, Arap yarış atlarına sahip ve karma dövüş sanatları tutkunu. Oğlu Şeyh Halid bin Muhammed, ülkenin iç istihbarat ağını yönetiyor.

Şimdi Carnegie Uluslararası Barış Vakfı ile birlikte çalışan eski bir Hava Kuvvetleri İstihbarat subayı olan Jodi Vittori şunları söyledi:

"BAE'nin yükselen müdahaleciliği 2011 yılına dayanıyor. Arap Baharı sırasında bölge genelinde demokrasiyi talep eden kitlesel protestolar, BAE sarayındaki seçkinler tarafından kendi güçlerini korumak adına engellendi."

Birçok Körfez kralı gibi, BAE liderleri de gösterileri bölgedeki monarşik yönetime tehdit olarak görüyorlardı.

O zamandan beri, Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'i deviren 2011 protestolarının ardından Mısır'da iktidara gelen siyasal İslam ve Müslüman Kardeşler'in yükselişiyle savaştılar.

BAE, İhvan adayı Muhammed Mursi'nin 2012'de cumhurbaşkanı seçilmesiyle Mısır'a mali desteğini kesti. Mısır ordusunun bir yıl sonra Mursi'ye darbe yapmasının ardından bu ülkeye yine milyarlarca yardım yapmaya başladı.

Carnegie Vakfı'ndan Vittori, ABD ile BAE hükümetleri arasında devam eden bazı ortak hedefleri kabul etse de, BAE monarşisinin kendini korumaya odaklandığı için bu çıkarların farklılaştığını söyledi:

“Rejimin hedefi ne pahasına olursa olsun hayatta kalmak. ABD ile aynı çizgide olmayacak."

* Tırnak içerisinde verilmeyen ara başlıklar editör tarafından eklenmiştir. Makalenin orijinalinde yer almamaktardır.