ABD Merkezi Haber Alma Teşkilatı (CIA) Başkanı Mike Pompeo, Kaliforniya'da düzenlenen Reagan Ulusal Savunma Forumu'nda İsrail ve bazı Körfez ülkerinin "terörizmle mücadelede" birlikte çalıştıklarını söyledi. Pompeo bu işbirliğinin Körfez bölgesini ve Ortadoğu'yu "daha güvenli" hale getireceğini savundu.
İSRAİLLİ BAKAN: SUUDİ ARABİSTAN İLE GİZLİCE GÖRÜŞÜYORUZ
İsrail ordu radyosuna açıklamalarda bulunan İsrail Enerji Bakanı Yuval Steinitz, Suudi Arabistan ile İsrail'in İran'a karşı ortak endişeler taşıdığını ve bu nedenle "gizli iletişim halinde olduğunu" söyledi.
NEDEN GİZLİ?
Steinitz, bu iletişimin neden gizli tutulduğu yönündeki soruyu, "Birçok Müslüman ve Arap ülkesiyle kısmen gizli bağlantılarımız var ve genellikle bu bağlantıdan utanan biz değiliz. Bu ilişkilerin gizli tutulmasını isteyen karşı taraflar. Bizim için sorun değil ancak karşı tarafın isteğine saygı gösteriyoruz. Bu nedenle gizli tutuyoruz" şeklinde yanıtladı.
SUUDİ BASINA KONUŞAN İLK İSRAİLLİ
İsrail Genelkurmay Başkanı Gadi Eisenkot da geçen hafta Suudi Arabistan'ın "İlaf" gazetesine verdiği röportajda, "İran'a karşı Suudi Arabistan ve diğer ılımlı Arap ülkeleriyle tecrübe ve istihbarat paylaşmaya hazırız" demişti. Suudi Arabistan ile İsrail arasında birçok ortak çıkar bulunduğunu savunan Eisenkot, "ABD Başkanı Donald Trump 'ın liderliği altında bölgede yeni bir uluslararası ittifak kurma fırsatı bulunuyor. İran tehdidini bertaraf etmek için büyük ve kapsamlı bir stratejik planı hayata geçirmeye ihtiyacımız var. İran'ın planı, iki Şii hilaliyle Ortadoğu'yu kontrol etmek. Bunlardan ilki İran'dan Irak'a, oradan da Suriye üzerinden Lübnan'a uzanıyor. Diğeri ise Bahreyn ve Yemen üzerinden Kızıl Deniz'e uzanıyor. Bunun gerçekleşmesini önlemek zorundayız" ifadelerini kullanmıştı.
Bir Suudi Arabistan gazetesine röportaj veren "ilk" İsrail Genelkurmay Başkanı olan Eisenkot, İran'ın Ortadoğu'daki nüfuzunun hem İsrail hem de Suudi Arabistan için kaygı verici olduğunu söylemişti. İran'ın "yayılmacılığı" hakkında Suudi Arabistanlı yetkililerden duyduklarının İsrail'in endişeleriyle birebir aynı olduğunu kaydeden Eisenkot, bu konuda Suudilerle İsrailliler arasında "tam bir anlayış birliği" olduğunu belirtti.
NETANYAHU'DAN SELMAN'A PARALEL MESAJ
Balfour deklarasyonunun 100. yıldönümünün anıldığı İsrail Parlamentosu Knesset'te konuşan Netanyahu “Bölgedeki ılımlı güçlerle daha yakın ilişkiler kurmaktayız. Mısır ve Ürdün ile barışık olduğumuz gibi ılımlı diğer Arap ülkeleri ile de barışı sağlamaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. Başkent Riyad'da Kamu Yatırım Fonu'nun düzenlediği ve 60 ülkeden 2 bin 500 kişinin katıldığı "Yatırımın Geleceği Girişimi Forumu"nda konuşan Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman da ülkesinin "radikal düşünceleri derhal yok ederek ılımlı İslam'a" döneceğini söylemişti.
SUUDİ MÜFTÜ'DEN 'İSRAİL' FETVASI
Suudi Arabistan Müftüsü ve Ulema Heyeti Başkanı Abdülaziz Al-i Şeyh de böyle bir ortamda çok tepki çeken bir fetva vermişti. Şeyh, "İsrail'e karşı savaşmanın caiz olmadığını, Hamas'ın terör örgütü olduğunu ve Hizbullah'a karşı İsrail ordusuyla iş birliği yapılabileceğini" dedi.
Haberde söz konusu fetvanın Kur'an'ı Kerim'e kaşrı olduğu belirtilerek Mümtehine Suresi 8 ve 9. ayetler verildi:
“Allah dininiz sebebiyle sizinle savaşıp sizi ülkenizden çıkarmaya kalkışmayanlara iyilikte bulunmanızı, onlara da adaletle davranmanızı size yasaklamaz. Ama Allah, dininiz için sizinle savaşan, sizi yurtlarınızdan eden ve ülkenizden çıkarılmanıza destek verenleri dostlar edinmenizi yasaklar. Kim onları dost edinirse onlar zalimlerin ta kendisidirler."
BAE'Lİ GENERAL: İSRAİL KARDEŞİMİZ, ABD ABİMİZ
Birleşik Arap Emirlikleri'nde general olarak görev yapan pilot Abdullah el Hashmi, Savunma ve Havacılık ajansı ile gerçekleştirdiği röportajda ABD ile ülkesinin sadece müttfik olmadığını, iki ülke arasında kazan-kazan durumunun olduğunu belirtti. BAE'nin askeri kabiliyetini arttırmasının İsrail için herhangi bir tehdit olup olmadığı sorusuna cevap veren al Hashmi, "BAE ve İsrail iki kardeş ülkedir. ABD ise iki ülke arasındaki farkı denetleyen abidir" dedi.
SUUDİ ARABİSTAN - İSRAİL YAKINLIĞI
- Trump'ın ziyareti:
Özellikle ABD Başkanı Donald Trump'ın Suudi Arabistan ziyareti sonrasında hız kazanan 'yakınlık' iki ülkenin bazı konularda ortak konumlanmasına sebep oldu. İran'a karşı cephe oluşturmak için Suudi Arabistan ve Körfez'i yanına çekmek isteyen Donald Trump'ın bu hamlesine destek veren Kral Selman, başta Yemen olmak üzere İran'ın hakimiyet kurduğu birçok bölgede Şii etkisini kırmak için harekete geçti.
- Riyad'ın Yemen hamlesi:
Yemen'de İran'ın Şii milisleri silahlandırmasına karşılık, öncülük ettiği koalisyon güçleri ile gerçekleştirilen hava saldırılarına hız veren Suudi Arabistan, Şii milis gücü Husilerin başkent Riyad'a 4 Kasım'da attığı füze sonrasında bu ülkeye kara, deniz ve hava sınırlarını geçici olarak kapatmış, çağrılar sonrası 13 Kasım'da Suudi Arabistan Krallığının Birleşmiş Milletler Daimi Elçiliği sınırların açılacağını belirtmişti. Bu süre zarfında en büyük sorunu ise ilaç ve yiyeceğe ulaşmakta zorluk yaşayan Yemenli siviller yaşadı.
- Riyad'ın Lübnan adımı:
Suudi Arabistan'ın Trump'ın kritik ziyaretinin ardından attığı önemli adım ise yine yerleşik Hizbullah gücü sebebiyle Tahran'ın kalelerinden biri olan Lübnan'a yönelik oldu. Ülkenin Başbakanı Saad Hariri, Riyad'da bir basın toplantısı ile istifa ettiğini açıklamıştı. Hariri bu konuşmasında İran ve Hizbullah'ı eleştirmiş, uzun süre Suudiler tarafından zorla istifa ettirildiği konuşulmuştu.
İSRAİL LÜBNAN'A GİRMEYE HAZIRLANIYOR
Siyasi arenada yakınlaşmalar ve açıklamalar sürerken İsrail, 4-14 Eylül 2017 tarihlerinde -geçtiğimiz yıl vefat eden ve bu büyüklükteki son tatbikatı 19 yıl önce yöneten üstdüzey komutanlardan Meir Dagan'a ithafen- Or HaDagan (Dagan'ın Işığı) ismini verdiği bir tatbikat başlattı. Bu, İsrail'in Hizbullah'a karşı başlattığı tarihinin en büyük askeri tatbikatlarından biri oldu. İsrail Ordusu, tatbikata binlerce askerin yanında yedekleri (olası savaş durumunda silah altına alınan ve düzenli aralıklarla talime tabi tuttulan gençler) de dahil etti. Tatbikatta, İsrail'in Kuzey sınırına yönelik bir tehdit veya savaş halinde yaklaşık bir milyon kişinin yaşadığı Lübnan sınırına yakın kuzey şehirlerini koruma senaryoları tatbik edildi.
Bu durum, İsrail'in olası bir hareketlilikte Lübnan'a gireceğine ilk hedefin ise Hizbullah olacağına ilişkin iddiaları kuvvetlendirdi...