Doç. Dr. Arif Keskin, İran'da geçen hafta yapılan seçimlerde CIA'in etkisinin olduğuna ilişkin iddiaları ele aldı. İddiaları gerçekçi bulmadığını söyleyen Keskin, İran toplumunun özellikle son iki seçimde 'değişim ve reform'dan yana yaptığı tercihlere parmak bastı.
Sputnik'te yer alan bilgide; İran'da Devrim Muhafızları Komutanı ve Düzenin Yararını Teşhis Konseyi Genel Sekreteri Tümgeneral Muhsin Rızai, geçen hafta yapılan parlamento ve uzmanlar konseyi seçimlerinde ortaya çıkan sonuçlarda dış güçlerin büyük etkisi olduğunu iddia etti.
Muhafazakarlar'ın önemli isimlerinden biri olan Rızai, bir CIA ajanının seçimden önce başkent Tahran'a gelerek seçim sonuçlarını etkilemek üzere önemli faaliyetlerde bulunduğunu savundu.
'İRAN'DA MUHAFAZAKARLAR DAHİ CIA İDDİASINA TEPKİLİ'
Ülkede tartışma yaratan iddiayı Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) İran uzmanı Doç. Dr. Arif Keskin, RS FM'de yayınlanan 'Günaydın Türkiye' programında değerlendirdi.
Seçim sonuçlarının toplumun "tansiyondan uzak, dünyayla sürdürülebilir bir ilişki" aradığını gösterdiğini belirten Arif Keskin, bu nedenden ötürü "seçimlerde CIA parmağının bulunduğu" iddiasını inandırıcı bulmadığını söyledi.
Keskin, "Bunu reformculara karşı olanlar iddia ediyor, seçimden önce de 'reformcu adaylar İngilizler'in listesidir' diyorlardı. Bu, suçlamadan başka bir şey değil. Üstelik 'CIA'nın seçimlerde parmağı var' iddiası İran'ın kendi içinde de tepki çekti. Muhafazakarlar dahi bu iddiaya tepki gösterdi. Ki bundan önceki seçimlerde Tahranlılar muhafazakarlara oy vermişti, o zaman neden bu yorumlar yapılmadı. Ayrıca CIA'nin İran'da eğer bu denli nüfuzu varsa, o zaman İran rejimi iflas etmiş demektir" diye konuştu.
İRAN MECLİSİNDE İBRE REFORMCULARDAN YANA
290 üyeli İran Meclisi'nde geçen hafta yapılan seçimler sonrası reformcular 85, ılımlı muhafazakarlar 73 sandalye kazanırken, Batı ile yakınlaşmaya karşı çıkan siyasi kanat 68 sandalyede kaldı.
Vefat etmesi halinde dini lideri seçecek olan Uzmanlar Konseyi'nin belirlenmesinde de eski Cumhurbaşkanı ve Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi (DMTK) Başkanı Haşimi Rafsancani ile mevcut Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani meclise ilk sıralarda girmeyi başardı.
Katılım oranının yüzde 62'de kaldığı seçimlere göre, İran'ın dini lideri Ali Hamaney'e yakınlığıyla bilinen Anayasayı Koruyucular Konseyi (AKK) Başkanı Ahmed Cenneti ise 16 kişilik sıralamada sonuncu oldu.
'RUHANİ'NİN 2. KEZ CUMHURBAŞKANI OLMA YOLU AÇILDI'
Değerlendirmesine "Bu, net olarak Hasan Ruhani'nin kazandığı bir seçimdir" diyerek devam eden Arif Keskin, seçimden reformcu ve ılımlı kanadın zaferle ayrılmasının konjonktürel bir tarafının bulunduğuna da dikkat çekti. 2016 seçimlerinin Cumhurbaşkanı Ruhani açısından 2013 seçimlerinin bir devamı olduğunu söyleyen Keskin, İran toplumunun sandıktan yine 'değişim'den yana güçlü bir mesaj verdiğini belirtti:
"İran, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani üzerinden 'değişim'in yeniden devam etmesini istedi. Bunu bir güvenoyu, güven tazelemesi olarak yorumluyorum. Bundan sonraki sürece hem Uzmanlar Meclisi, hem de Genel Meclis açısından bakıldığında dengeler Hasan Ruhani açısından kolaylaştı. Hatta seçim sonucunun Ruhani'nin 2. kez Cumhurbaşkanı olmasına da yol açtığını söylemek mümkün."
Arif Keskin, batı dünyasıyla olumlu düzeyde siyasi ilişkiler kuramayan bir İran'ın iç siyasete yansımasının atlatılamayan ekonomik sorunlar ile yakalanamayan refah ve kalkınma düzeyi şeklinde olduğunu söyledi. Seçimin İran'ın dünyaya entegre olmasının değişim talep eden toplum tarafından onaylanması anlamı taşıdığını söyleyen ORSAM uzmanı, bu desteğin özellikle İran Cumhurbaşkanı ile Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif'in siyasal özgüvenini artırdığına işaret etti.