Resmi Sincan Daily gazetesinde “Sincan, 56 gündür süren aralıksız mücadeleden sonra, doğrudan yabancı aşırılıkçı bir gruptan emir alan vahşi terörist çeteyi yok etti. Teslim olan bir kişinin yanı sıra 28 haydut tamamen yok edildi” ifadeleri kullanıldı.
Resmi Şinhua haber ajansı da saldırganların liderlerinin isimlerinin Musa Tohniyaz ve Mamat Aysa olduğunu belirtti. Bu iki isim de sıklıkla Uygurlar arasında görülüyor.
Sincan bölgesel yönetimi, 18 Eylül'de bölgedeki Aksu kentindeki Sogan kömür madenine saldırı yapıldığını, saldırıda 5'i polis 16 kişinin öldürüldüğünü açıklamıştı. ABD'nin finanse ettiği Radio Free Asia ise saldırıda en az 50 kişinin öldüğünü duyurmuştu.
Sincan Daily gazetesine göre, olayın ardından saldırganlar dağlara kaçmıştı. Çin hükümeti de 10 binden fazla kişiyle ‘kaçılamaz bir ağ' kurarak saldırganları aramaktaydı.
‘Terör' mü, baskıya mazeret mi?
Çin hükümeti, enerji zengini Sincan'da ciddi ‘İslami terör' ve ‘ayrılıkçılık' tehditleri olduğunu iddia ediyor. İnsan hakları grupları ise Çin hükümetinin Uygurlara baskı uygulamak için bu iddiaları öne sürdüğünü belirtiyor. Bu gruplara göre Çin hükümeti, kendileriyle savaşan bir örgütün varlığına dair henüz somut kanıtlar gösteremedi.
Çin Batı'yı ikiyüzlülükle suçluyor
Çin, kendisini insan hakları ihlallerinden dolayı suçlayan Batı'nın iddialarını reddediyor. 13 Kasım'da IŞİD'in Paris'te düzenlediği saldırılardan sonra, Çinli yetkililer Batı ülkelerini ‘terörizmle savaş' konusunda ikiyüzlülükle suçladı.
IŞİD gibi grupların tehdidi altında olduklarını belirten Çin devlet medyası, bu hafta IŞİD'in Suriye'de bir vatandaşlarını öldürdüğünü ve Uygurların Ortadoğu'daki örgütlere katılarak savaştığını hatırlattı.