TIMETURK | HABER MERKEZİ
Çin'in özerk bölgesi olan Doğu Türkistan'da Pekin yönetiminin baskıları sürüyor. Uygur Müslümanı erkekleri bölgedeki toplama kamplarına dolduran, ailelerin yanınaysa Çinli erkekleri yerleştiren, genç kızları zorla Çinli erkeklerle evlendiren yönetim şimdi de Müslümanların camilerini yıkıyor.
Sosyal medyaya yansıyan birçok videoda Doğu Türkistanlı müslümanlara ait olduğu iddia edilen camilerin yıkım görüntüleri yer alıyor. Konuya ilişkin binlerce paylaşım yapılmasına rağmen Çin Dışişleri'nden açıklama gelmedi.
İŞTE O VİDEOLAR
* Fotoğraf, Doğu Türkistanlı Müslümanların sosyal meda hesaplarında paylaşılıyor ve bölgede Uygur Müslümanlarına ait yaklaşık 800 yıllık bir cami olduğu belirtiliyor.
EVLERE YERLEŞTİRİLEN ÇİNLİLERE İLİŞKİN RAKAMLAR
İktidardaki Çin Komünist Partisi'nin yayın organı Sincan Günlüğü Gazetesi, Ocak ayında yayınladığı bir haberinde şu ifadeleri kullandı: "2018'in 11 ayında toplam 1 milyon 120 bin resmi görevli Doğu Türkistan'daki 1 milyon 690 bin Müslüman ailenin evinde yatıya kaldı."
ÇİN'İN ASİMİLASYON POLİTİKALARI
Ayrıca Pekin yönetimi Doğu Türkistan'daki asimilasyon politikaları çerçevesinde “eğitim merkezi” adı verdiği kamplarını genişletiyor. Doğu Türkistan'ın çöl bölgelerine kurulan kampların son bir yılda tam 3 kat büyütüldüğü belirtilirken, Müslüman Uygur erkeklerinin büyük çoğunluğunun bu kamplara alındığı biliniyor.
Ailenin erkek üyeleriyle görüştürülmeyen kadınlar ise başka bir asimilasyon politikasına maruz kalıyor. Buna göre Doğu Türkistanlı ailelerin evlerine Çinli erkekler yerleştiriliyor ve akrabalık bağları kurmak için Müslüman genç kızlar Çinli erkeklerle evlendiriliyor.
ÇİNLİ MÜSLÜMANLAR GÖZETLENİYOR
Ayrıca Sincan Kamu Güvenliği Bürosunun 2016'da uygulamaya koyduğu “Bütünleşik Ortak Operasyonlar Platformu (BOOP)” adlı izleme programı aracılığıyla bireylere ait kişisel bilgileri ve gündelik hareketlerine dair kayıtları rızaları dışında topladığı biliniyor. Bu konu 2018'in Mart ayında yayınlanan İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) raporuyla ortaya çıkmıştı.
Raporda ayrıca araştırma kapsamında görüşülen bir kişinin evinde çok sayıda kitap olması nedeniyle rapor edildiği ve “bu kadar kitabı ne yaptığına dair tatmin edici bir açıklama yapması” gerektiği ifade edilmişti.
