Çin vahşeti! Rahile hocaya ömür boyu hapis
Dünyanın gözü önünde yaşanan Gazze’deki soykırım sürerken, Çin'de Doğu Türkistanlı Uygur halkını hedef alan rejimin baskı ve zulümleri devam ediyor. Çin, memleketinde Uygur kültürünü araştırdığı için ‘bölücülükle’ suçlanan Antropolog Prof. Dr. Rahile Davut da müebbet hapse çarptırdı.

Oluşturma Tarihi: 2024-05-29 11:05:20

Güncelleme Tarihi: 2024-05-29 11:15:52

Rahile Davut, merkezde, 2005 yılında Çin'in Sincan bölgesindeki bir düğünde insanlarla röportaj yaparken... (Foto: NYT)

Karar gazetesi, Prof. Davut'un yaşadıklarını gündeme getirdi.

VAHŞİ YÖNTEMLERLE UYGUR KİMLİĞİ SİLİNİYOR

Cinping rejimi, Doğu Türkistan'ı Çinlileştirme amacı kapsamında bölgede uzun yıllardır planlı bir asimilasyon yürütüyor. Bu kapsamda Uygurlar namaz kıldığı, Kur'an okuduğu için hiçbir gerekçe gösterilmeden hapse atılıyor. Eğitim merkezi adı altında insanlık dışı yöntemlerle Uygurlar kimliklerini inkar etmeye zorlanıyor. Zulmü dünyaya duyurmak isteyen yazarlar, akademisyenler gerekçesiz suçlamalarla tutuklanıyor.

KÜLTÜR ARAŞTIRMASI ‘DEVLETE TEHLİKE' SAYILDI

Harvard, Cambridge gibi üniversitelerde ders veren Antropolog Prof. Dr. Rahile Davut da, Doğu Türkistan kültürü üzerine araştırmaları bahane edilerek 2018'de tutuklandı. ‘Devlet güvenliğini tehlikeye sokma' gerekçesiyle müebbet hapse çarptırılan Davut'un itirazı da altı yıl sonra reddedildi. İnsan hakları savunucuları “Bu acımasız bir trajedi” açıklaması yaptı. Saygın bilim insanının serbest bırakılması çağrıları yapıldı.

CAMİLER DE ÇİNLİLEŞTİRİLİYOR

Uygur Türklerinin folkloru ve kültürüyle ilgili çalışmaları tehdit olarak gören Pekin rejimi, Doğu Türkistan'da İslam'ın izlerini silmek için çaba harcıyor. Bu kapsamda bölgedeki camiler ‘dönüştürülürken' 700 yıllık Şadian Camii'nin minareleri ve kubbeleri de kaldırıldı. Arap tarzı cami, Çin'deki pagodalara benzetildi. Caminin içi de güvenlik kameralarıyla donatıldı.

UYGUR KÜLTÜRÜNE IŞIK TUTACAKTI MÜEBBET YEDİ

Çin Hükûmeti, Doğu Türkistan'daki Türk varlığını silmek için soykırım politikasını sürdürüyor. Dünya çapında ün kazanmış halkbilimci ve Uygur Türkü Antropolog Prof. Dr. Rahile Davut'u müebbet hapis cezasına çarptırdı. 6 yıldır Çin hapishanelerinde tutsak olan Davut'un karara ilişkin itirazına sözde Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi Mahkemesi tarafından ret yanıtı geldi.

Çin Komünist Partisi (ÇKP) lideri Şi Cinping yönetimindeki Çin hükûmeti, Doğu Türkistan'daki Türk varlığını silmek için insanlık suçu işlemeye devam ediyor. Çin, dünya çapında ün sahibi bir halkbilimci olan Uygur Türkü Antropolog Prof. Dr. Rahile Davut'u sözde ‘devletin güvenliğini tehlikeye sokma' suçundan 2018 yılında yargılanmış ve hapis cezasına çarptırmıştı. Davut'un karara ilişkin itirazına sözde Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi Mahkemesi tarafından ret yanıtı geldi. Bunun üzerine Davut hakkında alınan müebbet hapis cezası kararı onandı.

Uygur Türklerinin folkloru ve kültürü ile ilgili başarılı çalışmalarıyla akademide önemli bir yere sahip olan Prof. Dr. Rahile Davut, ÇKP tarafından ‘tehlike potansiyeli' taşıdı. Sözde Xinjiang Üniversitesi Beşeri Bilimler Fakültesi'nde öğretmenlik yapan Davut, ilk olarak 2007 yılında Etnik Azınlıklar Araştırma Merkezini kurmuş, son teknolojiyle saha çalışmaları yapıyordu. Harvard Üniversitesi, Cornell Üniversitesi ve British Columbia Üniversitesi'nde dersler veren 57 yaşındaki Davut aynı zamanda Pensilvanya Üniversitesi, Washington Üniversitesi, Indiana Üniversitesi ve Cambridge Üniversitesi'nde misafir olarak öğretim görevlisi olarak yer almıştı. Davut ayrıca çok sayıda kitap ve makale yayımladı. İlk olarak 2016 yılında gözaltına alınan Davut'un serbest bırakılması için pek çok kurum ve kuruluş Çin hükûmetine çağrıda bulundu. Ne var ki bu çağrılar etkili olmadı ve 2018 yılında Davut hapis cezasına çarptırıldı. Davut'un karara itirazına ise 6 yıl sonra ret cevabı geldi ve Davut hakkında alınan müebbet hapis cezası onandı.

Yıllardır annesi Rahile Davut'a ulaşamayan kızı Akide Polat ise “Annem için her gün endişeleniyorum. Masum annemin hayatını hapishanede geçirmek zorunda kalacağı düşüncesi dayanılmaz acı veriyor. Çin, merhametini göster ve masum annemi serbest bırak” dedi. Çin'in Uygur Türklerine yönelik soykırım politikasını gündeminden düşürmeyen Diu Hua Vakfı Genel Müdürü John Kamm, “Profesör Rahile Davut'un ömür boyu hapis cezasına çarptırılması acımasız bir trajedi, Uygur halkı ve akademik özgürlüğe değer veren herkes için büyük bir kayıptır. Onun derhal serbest bırakılması ve güvenli bir şekilde ailesine geri dönmesi çağrısında bulunuyorum” ifadelerini kullandı. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller de 30 Eylül 2023 tarihinde yaptığı açıklamada, “Prof. Dr. Rahile Davut'un gizli mahkeme işlemlerinin ardından Çin Komünist Rejimi tarafından verilen ömür boyu hapis cezasını kınıyoruz” ifadelerini kullanmıştı.

SON BÜYÜK CAMİ DE ‘ÇİNLİLEŞTİRİLDİ'

Çin, İslam'ın izlerini tamamen siliyor. Çin'de Arap tarzı mimari özelliklerini koruyan son büyük camide de imaj değişikliğine gidildi. 1368-1644'te hüküm süren Ming hanedanının inşa ettiği Şadian Camii'nin de minareleri ve kubbelerinin kaldırılmasıyla Müslümanların ibadethanelerindeki ‘Çinlileştirme' çabalarının tamamlandığı bildiriliyor. Ülkenin güneybatısındaki Yünnan eyaletindeki küçük kasabayla aynı adı taşıyan cami, geçen yıla kadar 21 bin metrekarelik alanda yeşil kubbeleri ve minareleriyle görülüyordu. Ancak Pekin yönetiminin ‘Çinlileştirme' politikaları, ülkenin en büyük camilerinden biri olan Şadian'ı da vurdu. Fotoğraflar, uydu görüntüleri ve görgü tanıklarının ifadeleri, Arap tarzı caminin Çin'deki pagodalara benzetildiğini ortaya koydu. Nisanda yeniden açılan caminin içindeki güvenlik kameraları dikkat çekiyor. Yine Yünnan eyaletinde yer alan meşhur Najiaying Camii de kısa zaman önce benzer bir yenileme sürecinden geçmişti. Uzmanlar, Çin hükümetinin 2018'de açıkladığı ‘İslam'ın Çinlileştirmesi' planının Şadian Ulu Camii'nin restorasyonuyla tamamlandığını söylüyor. Plan kapsamında “yabancı mimari tarzlara” karşı “Çin'in özellikleriyle dolu İslam mimarisinin” teşvik edileceği bildirilmişti. Guardian, Çin Komünist Partisi'nden sızan bir belgenin yerel yetkililere yapılan “daha çok yıkım, daha az yapım prensibine uyma” uyarısını gözler önüne serdiğini öne sürdü.

Kaynak: Karar