Bosna Hersek'te 1992-1995 yıllarında yaşanan ve binlerce masum sivilin yaşamını yitirdiği kanlı savaşı sonlandıran Dayton Barış Anlaşması, imzalanmasının ardından çeyrek asır geçmesine rağmen hâlâ tartışılıyor.
ABD'nin Dayton şehrinde 21 Kasım 1995 tarihinde paraf edilen ve Bosna'da yaklaşık 4 yıl süren savaşı sonlandıran anlaşma, beraberinde getirdiği karmaşık siyasi sistem nedeniyle birçok konuda ülkenin ilerlemesine ve meselelerini çözmesine engel oluyor.
Bosna Hersek'in bağımsızlığının hemen ardından Yugoslav ordusunun da desteğini alan Sırplar, "kendilerinden olmayan" halklara yönelik etnik temizlik başlattı.
Hakkında sık sık "son kullanma tarihinin çoktan geçtiği" ve "güncellenmesi gerektiği" yorumları yapılan anlaşma, özellikle de Bosna Hersek'in Avrupa-Atlantik kurumlara üyeliği noktasında önemli bir engel teşkil ediyor.
"Dayton 2.0" olarak da nitelendirilen güncellemenin ne denli zorunlu olduğuna dair tartışmalar sık sık gündeme gelse de henüz bu hususta atılmış somut bir adım bulunmuyor. Kamuoyu, anlaşmanın güncellenmesi için çözümü yerel siyasilerden çok, uluslararası toplumun getirebileceğine inanıyor.
Bosna'daki savaş ve Dayton'un
getirdiği karmaşık yapı
Yugoslavya'nın dağılma sürecine girmesiyle 29 Şubat-1 Mart 1992'de Bosna Hersek'te de bağımsızlık referandumu yapılırken, referanduma katılanların tamamına yakını bağımsız Bosna Hersek için "evet" dedi.
Bosna Hersek'in bağımsızlığının hemen ardından Yugoslav ordusunun da desteğini alan Sırplar, "kendilerinden olmayan" halklara yönelik etnik temizlik başlattı.
Bosna Hersek'in en üst makamı olan Devlet Başkanlığı Konseyi, Boşnak, Sırp ve Hırvat üç üyeden oluşurken, 4 yıllığına doğrudan halk tarafından seçilen üyeler, dönüşümlü olarak 8 aylığına "konsey başkanı" olarak görev yapıyor. Boşnak ve Hırvat üye, Boşnak ve Hırvat nüfusun yoğun olduğu FBIH'de yaşayanlar, Sırp üye ise Sırp nüfusun yoğun olduğu RS'de yaşayanlar tarafından seçiliyor.
Savaşın bilançosu çok ağır olurken, 2 milyondan fazla insan evlerini terk etmek zorunda kaldı, çoğu sivil 300 binden fazla kişi yaşamını yitirdi. Srebrenitsa, Prijedor, Vişegrad, Foça, Bijelina ve Zvornik başta olmak üzere Sırplar birçok şehirde Müslüman Boşnaklara yönelik katliamlar gerçekleştirdi. 8 binden fazla Boşnak sivilin öldürüldüğü Srebrenitsa'da yaşananlar, uluslararası mahkemelerce "soykırım" olarak nitelendirildi.
İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Avrupa'daki en büyük katliamların yaşandığı savaş, Dayton Barış Anlaşması ile son buldu.
Günler süren görüşmelerin ardından 21 Kasım 1995'te paraf edilen anlaşma, 14 Aralık 1995 tarihinde Fransa'da düzenlenen resmi törende Bosna Hersek Cumhurbaşkanı Aliya İzetbegoviç, Sırbistan Cumhurbaşkanı Slobodan Milosevic ve Hırvatistan Cumhurbaşkanı Franjo Tudjman tarafından imzalandı.
Boşnak, Hırvat ve Sırpların "kurucu halklar" olarak kabul edildiği anlaşmaya göre ülke, Bosna Hersek Federasyonu (FBIH) ile Sırp Cumhuriyeti (RS) entitelerinden ve özel bir statüye sahip Brcko Bölgesi'nden oluştu. FBIH entitesi ayrıca, her birinin kendi hükümeti ve parlamentosu bulunan 10 kantona ayrıldı.
Bosna Hersek'in en üst makamı olan Devlet Başkanlığı Konseyi, Boşnak, Sırp ve Hırvat üç üyeden oluşurken, 4 yıllığına doğrudan halk tarafından seçilen üyeler, dönüşümlü olarak 8 aylığına "konsey başkanı" olarak görev yapıyor. Boşnak ve Hırvat üye, Boşnak ve Hırvat nüfusun yoğun olduğu FBIH'de yaşayanlar, Sırp üye ise Sırp nüfusun yoğun olduğu RS'de yaşayanlar tarafından seçiliyor.
Ülkede bir de "Yüksek Temsilci" görev yapıyor. Geniş yetkilere sahip yabancı bir diplomat olan Yüksek Temsilci, yasalarda değişiklik yapmanın yanı sıra seçilmiş devlet yetkililerini görevden alma hakkını da elinde bulunduruyor.
Anlaşmanın ne kadar adil olduğu aradan geçen 25 yıl boyunca tartışılmaya devam ederken, merhum Boşnak lider Aliya'nın şu sözleri birçok insanın o dönemdeki düşüncelerini de ortaya koyuyordu:
"Bu, adil bir anlaşma değil. Ancak, savaşın devam etmesinden daha adil. İçinde bulunduğumuz bu durumda ve böyle bir dünyada daha iyi bir barış sağlanamazdı."
13 başbakan, 130'dan fazla bakan
Anlaşmanın getirdiği karmaşık siyasi yapıda, kanton, entite ve devlet düzeylerinde 13 başbakan ve 130'dan fazla bakan bulunuyor. Ayrıca, Devlet Başkanlığı Konseyinin 3 üyesinin yanı sıra iki entitede de başkanlar mevcut.
Karar alma mekanizmalarının zor çalıştığı ülkede, sık sık yetki karmaşaları yaşanıyor. Basit bir kanun çıkarmak dahi aylar hatta yıllar sürebiliyor.
Dış politikada kararları üç üyeli Konsey alırken, kararların alınması için mutabakat şartı gerekiyor. Mesela, Boşnak ve Hırvat üyeler Kosova'nın bağımsızlığının tanınmasını isterken, Sırp üye karşı çıktığından bu karar alınamıyor.
"Dayton 2.0" yeniden gündemde
Anlaşmanın yeni yıl dönümü yaklaştıkça güncellenmesi gerektiği tartışmaları da yeniden arttı.
Şimdi iyi bir yönetim ile Bosna Hersek halkının, refah ve istikrar temelli bir gelecek için taleplerinin yerine getirilmesi gerektiği kaydedilen açıklamada, bu görevin Bosna Hersekli yetkililerin güçlü bir adanmışlığına ihtiyaç duyduğu ve uluslararası toplumun her zaman yardım ve desteğe hazır olduğu ifade edildi.
AB ve NATO üyelikleri başta olmak üzere birçok alanda Bosna Hersek'in adeta elini kolunu bağlayan Dayton'un son kullanma tarihinin geçtiği noktasında birçok kesim hemfikir. Kısa vadede "silahları susturan" ve "daha fazla sivil can kaybını engelleyen" başarılı bir anlaşma olarak görülen Dayton, uzun vadede mutlaka değişime ihtiyaç duyuyor.
Dayton görüşmelerine katılan Amerikan diplomat Richard Halbrooke'un da "anlaşmanın 15 yıllık bir ömrü olduğunu ve sonrasında değiştirilmesi gerektiğini" söylemesi, aslında anlaşmayı yapanların da ne düşündüğünü ortaya koyuyor.
İngiltere'nin Saraybosna Büyükelçisi Matt Field, Dayton'un 25. yıl dönümü ile ilgili yayımladığı bir yazıda, Dayton'un imzalandığı dönemde imkansız gibi görünmesine rağmen korkunç savaşı sonlandırdığını anımsatarak, anlaşmanın birincil amacının çatışmaları sonlandırmak ve barışın inşasına başlamak olduğunu, sonrasında ise bunu insanların kendilerinin sürdürmesi gerektiğini vurguladı.
Dayton'un "taşa kazınmadığını" kaydederek güncellenmesi gerektiğine işaret eden Field, anlaşmanın üzerine bir şeyler konulması gereken bir temel olduğunu ve kendi içinde de güncelleme mekanizması bulunduğunu kaydetti.
Öte yandan, Bosna Hersek'teki Barış Uygulama Konseyi (PIC) üyesi ülkelerin büyükelçileri de Dayton'un 25. yıl dönümü dolayısıyla yayınladıkları ortak açıklamada, anlaşmanın başarılı bir şekilde savaşı sonlandırıp ülkenin yenilenmesi noktasında çerçeve oluşturduğunu belirterek, "Dayton'dan sonra olumlu bir dönüşüm yaşandı, zira Bosna Hersek halkı barışa değer verdiklerini ve geleceğe dönebileceklerini gösterdi." ifadelerine yer verdi.
Şimdi iyi bir yönetim ile Bosna Hersek halkının, refah ve istikrar temelli bir gelecek için taleplerinin yerine getirilmesi gerektiği kaydedilen açıklamada, bu görevin Bosna Hersekli yetkililerin güçlü bir adanmışlığına ihtiyaç duyduğu ve uluslararası toplumun her zaman yardım ve desteğe hazır olduğu ifade edildi.
Kısa vadede, özellikle de uluslararası toplumun müdahalesi olmadan anlaşmanın güncellenmesi mümkün olmasa da Dayton'a dair tartışmaların gelecekte de sürmesine kesin gözüyle bakılıyor.