Suriye'de yaklaşık 1 milyon kişinin hayatını kaybettiği ve milyonlarca kişinin göç ettiği iç savaşın başladığı kent olan Dera, 12 Temmuz 2018'de tam 7 yıl sonra varılan anlaşma gereği Suriye ordusu tarafından kontrol altına alındı.
Dera'da bulunan hükümet karşıtı muhalifler ve onlara destek veren sivil halk İdlib'e taşındı. Rusya'nın arabuluculuğunda gerçekleşen tahliyeden sonra Dera'yı Suriye hükümeti bütünüyle ele geçirdi.
Birleşmiş Milletler, Dera'da çatışmalar nedeniyle 234 bin kişinin evlerinden olduğunu ve bunların yüzde 70'inin, İsrail'in işgali altındaki Golan Tepeleri'nin yakınlarındaki Kuneytre bölgesine ve İdlib'e sığındını açıkladı.
Son günlerde ise Dera'da gece saatlerinde duvarlara Suriye Hükümeti karşıtı sloganlar yazılmaya başladı. Ayrıca Suriye Ordusu askerlerine karşı bölgede birkaç suikast gerçekleşti. Bu suikastların Kasım ayında Dera'ya sızan Tahrir-el Şam komutanlarından Ebu Culeybib el Ürdüni'nin planladığı sanılıyor. Ebu Culeybib el Ürdüni'de uğradığı saldırı ile öldürüldüğü biliniyor.
Duvarlara yazılan yazıların ardından Dera bu sabah sürpriz bir manzaraya uyandı. Dera'da birçok caminin minaresine Suriye muhalefetinin bayrakları asıldı.
Ortaya çıkan manzaralar Dera'da yeni bir kıvılcımın çakıldığını gözler önüne serdi. Bundan sonraki sürecin ne getireceği ise henüz bilinmiyor.
Suriye'de Mart 2011'de isyanın başladığı Dera, hem stratejik hem de sembolik öneme sahip.
Komşu ülkelerdeki "Arap Baharı"ndan aldıkları ilhamla bir okulun duvarına hükümet karşıtı sloganlar yazan bazı gençlerin tutuklanıp, işkence görmelerinden sonra Dera'da hükümet karşıtı eylemler başlamıştı.
Hükümet, gösterileri bastırmak için güç kullanıp bazı protestocular öldüğünde, Esad'ın istifası talebiyle düzenlenen protesto gösterileri ülke geneline yayılmıştı. İsyan yayılıp, hükümetin yanıtı daha da sertleşince, muhalifler silaha sarılmıştı.
Zamanla isyan iç savaşa dönüşmüş, 350 binden fazla kişi ölmüş, 11 milyon kişi de evlerini terk etmek zorunda kalmıştı.