Katar ile Suudi Arabistan'ın başını çektiği sekiz ülke arasındaki gerilimin ikinci gününde, Doha'ya yönelik ekonomik, siyasi ve sosyal yaptırımlar devreye girdi. Aynı zamanda taraflar arasındaki krizi çözmeye yönelik arabuluculuk çalışmaları da devam ediyor. Kuveyt Emiri Şeyh Sabah el Ahmed el Cabir el Sabah krizde arabuluculuk rolüne soyunarak dün Suudi Arabistan'a bir ziyaret gerçekleştirdi. Katar ise krizde gerilimi artıran taraf olmayacağını belirterek, uzlaşı çağrısında bulundu. Körfez'de baş gösteren krizden en kazançlı çıkan ülke ise İsrail oldu. Öte yandan ABD Başkanı Donald Trump, twitter hesabından Körfez'deki krize ilişkin itirafta bulunarak, Arap liderlerin radikal ideolojiyi fonlayan ülke olarak Katar'ı gösterdiklerini açıkladı.
STRATEJİK TERCİHİMİZ DİYALOG
Katar'a yönelik Suudi Arabistan'ın liderliğinde sekiz ülkenin yaptırımları dün itibariyle devreye girerken, Katar krizde gerilimi artıran taraf olmayacağını açıkladı. Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdulrahman el-Sani Al Jazeera'ye yaptığı açıklamada "Katar Devleti için stratejik tercih her türlü anlaşmazlığı diyalog yoluyla çözmektir" ifadesini kullandı. Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed, yakın zamanda yapılan Körfez İşbirliği Konseyi Zirvesi'nden ve ABD Başkanı Donald Trump'ın da katıldığı Amerika-İslam/Arap Ülkeleri Zirvesi'nden krize yönelik herhangi bir belirti olmadığını da sözlerine ekledi.
KÖRFEZ'İN GELECEĞİ BELİRSİZ
"Gerilime gerekçe gösterilen sebepler ışığında içtenlikle ifade ediyorum, kriz için bunların gerçek sebepler olup olmadığını bilmiyoruz" ifadelerini kullanan Bakan Şeyh Muhammed, Körfez İşbirliği Konseyi'nin (KİK) geleceğine ilişkin soru işaretleri doğduğuna işaret etti. Katar Dışişleri Bakanı, dün baş gösteren kriz sonrası Körfez ülkelerine bağlı medya kuruluşlarının gerilimi yükseltecek yayınlar yaptığına da dikkat çekerek, Katar'ın vesayet altına alınmak istediğini de belirtti.
KUVEYT EMİRİ DEVREDE
Türkiye'nin Körfez'de başlayan krizi yatıştırmak amacıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın girişimiyle başlattığı arabuluculuk girişimleri de artıyor. Kuveyt Emiri Şeyh Sabah el-Ahmed el-Cabir es-Sabah, Suudi Arabistan'a gerçekleştirdiği günübirlik ziyaretinde Kral Selman bin Abdulaziz ile Cidde'de bir araya geldi. Selman ile es-Sabah arasında Cidde'de gerçekleşen görüşmede ikili ilişkiler ve bölgesel konular ele alındı. Görüşme sonrası herhangi bir açıklama yapılmadı.
ÜRDÜN SEVİYE İNDİRDİ
Ürdün Hükümet Sözcüsü Muhammed Momani, Katar ile diplomatik ilişkilerin seviyesini düşürülmesine ve El-Cezire'nin ofisinin kapatılmasına karar verdiklerini duyurdu. Momani, kararın bölgesel istikrarın sağlanması, Arap ülkelerinin politikalarının koordine edilmesi ve bölgedeki krizlere son verilmesi amacıyla alındığını savundu.
FT'den provokatif iddia
ngiliz Financial Times gazetesi ise krizin sebebine ilişkin yeni bir provokatif iddia ortaya attı. Gazete, Katar'ın Irak'ta avlandıkları sırada kaçırılan kraliyet ailesi üyelerinin serbest bırakılması için İran ve Şii milislere 700 milyon dolar ödediğini ve Suudi Arabistan'ın bu ödemelerden büyük rahatsızlık duyduğunu iddia etti. Suud yönetiminin Katar'a yönelik yaptırım kararını bu olaydan sonra aldığını iddia eden gazete, krizi tetikleyen gerekçenin de bu olduğunu yazdı.
Katar'ın 15 Temmuz'u
Oxford Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Körfez ülkeleri uzmanı Dr. Cemal Abdullah, Suudi Arabistan başta olmak üzere bazı Arap ülkelerinin, Katar'ın son yıllardaki bağımsız dış politikasından ve Arap dünyasındaki İslamcı hareketler ile iyi ilişkiler kurmasından rahatsız olduklarını söyledi. Katar'ın uluslararası ilişkilerde denge politikasını yürüttüğü vurgulayan Abdullah, İran ve İran'ı tehdit gören Körfez ülkeleriyle iyi ilişkileri sürdürmeyi başardığını belirtti Oxford Üniversitesi Öğretim üyesi Abdullah, Katar'ın Hamas gibi İslami hareketleri bölgedeki halkın bir parçası ve temsilcisi olarak gördüğünü ve desteklediğini belirterek, bu ilişkiden diğer Körfez ülkelerinin rahatsız olduğuna ve son yıllarda ilişkileri gerdiğine dikkat çekti. Moritanyalı siyaset bilimci ve yazar Muhammed Muhtar Şankiti ise Katar ile bazı Arap ülkeleri arasındaki krizin bir anda ortaya çıkmadığını vurguladı. Şankiti, "Katar'a yönelik bu saldırılar, uzun zamandır planlanıyordu. Bu kriz, Riyad ve Abu Dabi'nin oluşturduğu 'karşıt Arap devrimi' liderliğinin Katar'ın gücünü kırma çabasıdır" ifadelerini kullandı. çizen Şankiti, "15 Temmuz'da Türkiye nasıl hedef alınmışsa şimdi aynı şekilde Katar hedef alınıyor. Türkiye'deki darbe girişimi sırasında gerçek yüzü ortaya çıkan ve Türkiye'ye saldıran BAE medyası, şimdi de aynı iftira ve yalanlarla Katar'a saldırıyor" diye konuştu.