Dünyanın en yaşanılmaz şehirleri
Bu listeye bakan birinin aklına hemen şöyle bir soru gelebilir: Yaşama kalitesi buralardan daha kötü şehirler yok mu? Elbette var. Dünya Şehir Formu (World Urban Form) tarafından verilen bilgiye göre 2023 itibariyle dünya üzerinde yaklaşık 10 binin üzerinde şehir bulunuyor.

Oluşturma Tarihi: 2023-07-23 12:08:33

Güncelleme Tarihi: 2023-07-23 12:10:49

EIIU ise analiz için bunların sadece 173 tanesi seçiyor. Bu noktada akla bir soru daha gelebilir: Bunca şehir arasından analize dahil olacak şehirler nasıl belirleniyor? Listede yer alan 173 şehir için temel ölçü şu: Bu şehirler küresel dünya düzeni içinde iş veya başka bir nedenle insanların ziyaret etme veya yaşama olasılığı olan şehirler.

“(…)Bu sosyal mesajla beraber de uzun zamandır üzerine yazdığım yaşanılabilir şehirler/şehirlerin yaşam kaliteleri konulu yazılarıma son veriyorum. Keza, bu yazıyla bu konuya dair kendi adıma son sözü söylemiş olduğumu düşünüyorum.” Listeler ile ilgili theMagger'da yazdığım son yazıma böyle son vermişim. Fuzuli çok bilinen bir şiirinde şöyle der:

Yadetme güzel gözlülerin merdümi çeşmin

Merdüm deyip aldanma kim içtikleri kandır

Gel derse Fuzuli ki güzellerde vefa var

Aldanma ki şair sözü elbette yalandır…

Benim sözüm de bir yazar sözü olarak Fuzuli'nin şairler için söylediği gibi yalana dönüşmüş. Yine şehir listeleri yine ben… Büyük lokma ye büyük konuşma demişler ya listeler konusunda artık ileriye dönük olarak kendimi bağlayan bir şey yazmayacağım ki sözüm yalan olmasın.

Bu satırları 2023 yılında The Ekonomist Intelligence Unit (EIU) tarafından son 10 yılda sekinci kere ‘dünyanın en yaşanılabilir şehri' seçilen Viyana'da, en sevdiğim cafe olan Cafe Mozart'ta yazıyorum. İş için gitmek zorunda olduğum Ankara ve Brüksel dışında dünya üzerinde en çok ziyaret ettiğim ve İstanbul ile en iyi bildiğim şehir olan Viyana'nın niçin bu konumda olduğunu tahmin etmeye ve uzun uzun anlatmaya gerek yok. Daha önce farklı yazılarımda zaten yaptığım üzere, dünyada en sevdiğim, doğduğum şehir de dahil, belki de kendimi en çok evimde hissettiğim bu şehre övgüler düzmeyeceğim. Keza, daha önce defalarca ziyaret ettiğim, ki birinde (Kopenhag) kız kardeşim ve eşinin, diğerinde de (Cenevre) eski iş ortağım ve en yakın dostlarımdan birinin yaşadığı, ilk 10 içinde yer alan ve görece iyi bildiğim şehirleri de yazmayacağım. theMagger'da yayınlanan son yazımda bu listelere eleştirel bir şekilde de yaklaşmıştım, dolayısıyla yeniden böyle bir şey de yapmayacağım. Bu kez farklı bir içerik ile kaleme alıyorum listeler yazımı: Listenin en alt sıralarında yer alan, yani dünyanın en yaşanılmaz şehirlere bakacağım.

EIU listesinin son 10 sırasını oluşturan şehirler:

164. Douala (Kamerun)

165. Kiev (Ukrayna)

166. Harare (Zimbabwe)

167. Dakka (Bangladeş)

168. Port Moresby (Papua Yeni Gine)

169. Karaçi (Pakistan)

170. Lagos (Nijerya)

171. Cezayir (Cezayir)

172. Trablus (Libya)

173. Şam (Suriye)

Bu listeye bakan birinin aklına hemen şöyle bir soru gelebilir: Yaşama kalitesi buralardan daha kötü şehirler yok mu? Elbette var. Dünya Şehir Formu (World Urban Form) tarafından verilen bilgiye göre 2023 itibariyle dünya üzerinde yaklaşık 10 binin üzerinde şehir bulunuyor. EIIU ise analiz için bunların sadece 173 tanesi seçiyor. Bu noktada akla bir soru daha gelebilir: Bunca şehir arasından analize dahil olacak şehirler nasıl belirleniyor? Listede yer alan 173 şehir için temel ölçü şu: Bu şehirler küresel dünya düzeni içinde iş veya başka bir nedenle insanların ziyaret etme veya yaşama olasılığı olan şehirler. Dolayısıyla da örneğin Afganistan'In başkenti Kabil veya Irak'ın başkenti Bağdat bu analize dahil edilmiyor.

Afrika'daki pek çok şehir, örneğin dünyanın en fakir 10 ülkesini oluşturan Burundi, Somali, Orta Afrika Cumhuriyeti, Madagaskar, Sierra Leone, Afganistan, Kongo, Nijer ve Eritre'den veya Dünya Sefalet Endeksi'nde bir numara olan Venezuela'dan herhangi bir şehir de analize dahil edilmiyor bu kapsamda. Türkiye'nin en yaşanabilir şehirlerinden biri olan Eskişehir de örneğin listeye dahil edilmiyor; çünkü küresel düzeyde iş veya turizm amacıyla ziyaret edilen veya expatların yaşadığı bir şehir değil. Başka bir deyişle endeks dünyanın küresel sisteme bir şekilde entegre olmuş iş yapılan, ziyaret edilen veya yaşanılan 173 şehrinin dahil olduğu bir listeyi kendi içinde sıralıyor. Dolayısıyla da bu en az yaşanılabilir şehirler listesi pek çok kişi için sürprizler içerebiliyor; listenin sorgulanmasına yol açabiliyor. Dakka ve Karaçi gibi görece daha fazla şehir yaşamına sahip diyebileceğimiz yerlerin listenin dibinde yer alması ama Nijer'in başkenti Niamey'in listede dahi yer almamasının nedeni şehirlerin küresel ekonomiye ve düzene entegre olma düzeyleri.

Dünya nüfusunun yaklaşık %46'sının (3,4 milyar) temiz suya erişmediği ve uygun hijyen hizmetlerine ulaşamadığı bir dönemde sadece kısıtlı sayıda şehrin analize dahil edilecek düzeyde olması maalesef bir acı gerçek. Viyana'nın doğrudan Alplerden gelen ve neredeyse hiç dış müdahale ye uğramayan yumuşak, saf ve mineral açıdan zengin musluk suyu dünyanın en kaliteli suları arasında yer alıyor. Bu durum bile örneğin Afrika'da şehirlerde yaşamalarına rağmen bir kova temiz su için kilometrelerce yürümek zorunda kalan insanların var olduğu bir dünyada gelişmiş dünya ile geri kalmış ülkelerindeki şehirler arasındaki uçurumu ortaya koyan basit ama etkileyici bir gösterge.

Listeye geri dönersek, söz konusu şehirlerin listenin son sıralarında yer almalarının en temel nedenleri arasında ilk sırada toplumsal huzursuzluk, terör ve istikrarsızlık gözüküyor. Kiev, Şam ve Trablus süregiden savaşların sonucunda yaşam kalitelerini kaybeden şehirler. Kişisel deneyimle şunu söyleyebilirim ki özellikle Kiev ve Şam savaşlardan önce bu listenin ortalarında yer alacak düzeyde bir yaşam kalitesi sunan şehirlerdi. Maalesef savaş şartları bu şehirlerdeki yaşamı altüst etti. Keza Cezayir de 1990lardaki iç savaş öncesinde Kahire, İskenderiye, Tunus veya Kazablanka gibi Mağribi bir Akdeniz şehriydi. Söz konusu şehirlerin tarihi, kültürel otantizminden ve turistik karakterinden uzaktı ama yaşam kalitesi söz konusu olduğunda onlardan aşağı kalır bir yanı yoktu.

Kamerun'un ve CEMAC'ın (Orta Afrika Ülkeleri Ekonomi Birliği) ekonomik başkenti ve Afrika'nın en pahalı şehri Douala ise Afrika'nın en zengin şehirlerinden biri olmasına karşın ciddi bir gelir dağılımı adaletsizliği ve yoksullukla karşı karşıya. Özellikle artan nüfus dolayısıyla şehir nüfusunun yaklaşık %30'u yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Bu oran şehrin kırsal bölgelerinde ise iki katına çıkıyor. Özellikle şehrin pahalı olması da şehir merkezinde yaşayanları Kamerun'un kırsal bölgelerinde yaşayan ve kendi yediklerini ucuza mal edebilen çiftçilere oranla düşük besleme konusunda daha dezavantajlı bir hale getiriyor.

Listede yer alan diğer iki Afrika şehrinden Nijerya'nın başkenti Lagos 30 milyon nüfusuyla dünyanın en büyük metropollerinden biri. Ülkenin büyük petrol zenginliği sayesinde büyüyen ve gelişen şehir öte yandan aşırı kötü gelir dağılımından, aşırı pahalılıktan ve alt yapı eksikliğinden dolayı çok düşük bir yaşam kalitesi sunuyor sakinlerine. Şehirde yaşayan neredeyse üç kişiden ikisi varoşlarda; temiz içme suyuna, temel hijyen ve çöp toplanması hizmetlerine, elektriğe ve hatta düzgün bir yola bir erişemeden yaşamını sürdürmeye çalışıyor.

Zimbabwe'nin başkenti Harare ülkenin 2000'li yıllardaki politik ve ekonomik çöküşünden ve yaşadığı hiper-enflasyondan olumsuz etkilenmiş bir şehir. EIU'nun 2011 listesinde listenin son sırasında yer almış. Son yıllarda bir toparlanma içinde olsa da hala gidecek çok yol var.

Papua Yeni Gine'nin başkenti Port Moresby dünyanın en tehlikeli şehirlerinden biri olarak biliniyor. O kadar ki şehirde ve banliyölerde yürüyerek dolaşma konusunda turistler uyarılıyor. Şehirin suç oranı dünyanın en yüksek işsizlik oranları ile paralel bir yükseliş gösteriyor.

Karaçi Pakistan gibi büyük ve bölgesel bir güç olan önemli bir ülkenin ekonomisinin merkezi olan, küresel sıralamalarda ‘beta-global' statüye sahip bir şehir. Böyle bir şehrin bu kadar dipte yer almasının nedenleri nelerdir? 1960-70lerdeki havasını ki o yıllardaki yaşamın parıltısı ve gece hayatından dolayı ‘ışıkların şehri' olarak bilinen Karaçi, 80lerle beraber kaybetmiş. Bunda Sovyetler'in Afganistan'ı işgalinin etkisi büyük. Bir anda yüksek miktarda silahın ve savaşçıların şehre girmesiyle dünyanın en tehlikeli şehirlerinden birine dönüşen Karaçi zamanla yeniden eskiye oranla güvenli bir hale gelse de bu süreç şehrin kaderinde büyük bir etki yapıyor ve şehir 2006'dan beri en yaşanılabilir şehirler listesinin alt sıralarının gediklisi haline geliyor. 20 milyonun üzerinde nüfusuyla dünyanın en kalabalık 12. şehri olan Karaçi özellikle cadde ve sokaklarının kirliliği ile biliyor. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki Karaçililer'in %42'si sokakların hiç temizlenmediğini ifade ediyor. Yine %53'ü de mahallelerinin ya kirli ya da çok kirli olduğunu söylüyor. Son rakamlara göre nüfusun %25'i günde ortalama altı saate varan elektrik kesintilerinden mustarip.

Dakka ise geniş metropolitan alanındaki 22 milyon nüfusuyla dünyanın en kalabalık dokuzuncu şehri olan bir mega kent. Nüfus yoğunluğunda ise dünyada yedinci sırada. Dünyanın nüfus yoğunluğu en yüksek ülkelerinden biri olan ve politik istikrarsızlık, yolsuzluk, aşırı nüfus ve iklim değişikliği gibi beşeri ve doğal pek çok etkenin olumsuz etkilenen Bangladeş'in başkenti; kültürel ve ekonomik merkezi olarak Dakka'nın bu sorunları yaşamaması mümkün değil elbette. Özellikle 2025 ile beraber ‘iklim sığınmacılarının' göçü ile birlikte şehrin dünyanın en kalabalık beş şehri arasında yer alacağı tahmin ediliyor. Bu kadar yoğun bir nüfusa sahip olan bir şehrin dünyanın trafik yoğunluğu en çok olan şehirlerden biri olması ve ciddi altyapı sorunları yaşaması şaşırtıcı değil.

Liste genel olarak değerlendirildiğinde EIU analizinin de ortaya koyduğu gibi gelişmiş ülkeler ile dünyanın geri kalanı arasındaki uçurum mevcudiyetini koruyor. Pandeminin etkisinin tamamen ortadan kalktığı; Asya-Pasifik Bölgesin'de Covid-19 kısıtlarından kurtulan şehirlerin, örneğin 20 sıra birden yükselen Vietnam'ın başkenti Hanoi gibi, yükselmeye başladığı bu dönemde politik, ekonomik ve doğal istikrar daha da önem kazanmış durumda. Örneğin yakın zamanda toplumsal olaylarla ve grevlerle çalkalanan Fransız şehirlerinde düşüş hızlanabilir. Geçinme ve barınma sorunu ve buna bağlı toplumsal huzursuzluk Kuzey Amerika ve örneğin Birleşik Krallık gibi Batılı ülkelerde yer alan şehirlerin listelerde gerilemesine yol açabilir. Buna karşın Abu-Dabi, Dubai veya Doha gibi Körfez şehirlerinin artan gelirleri ve insani kalkınmaya yaptıkları yatırımlar ile listedeki tırmanışlarını emin adımlarla sürdüreceklerini tahmin etmek zor değil.

Gelelim dünyanın merkezi, boğazın incisi İstanbul'a… İstanbul geçen sene 57,7 puan ile Avrupa şehirleri arasında listede son sırada yer alıyordu. Bu sene de İstanbul'un yeri ve puanında bir değişiklik yok. Bu da İstanbul'u 2023'de 40-60 puan aralığında yer alan iki Avrupa şehrinden biri yapıyor, ki diğeri sondan ikinci olan savaş altındaki Kiev, ve en düşük puanlı dokuz şehir ile aynı kategoriye yerleştiriyor. İstanbul'un bu kadar kötü durumda olduğunu düşünmeyenler; şehre haksızlık yapıldığını iddia edenler olabilir. O zaman onlardan şu sorunun cevabını vermelerini isteyebiliriz:

İstikrar, sağlık, kültür/çevre, eğitim ve altyapı göstergeleri söz konusu olduğunda İstanbul'un Avrupa'da, kendisine görece yakın olarak görülebilecek Sofya, Atina veya Bükreş gibi şehirlerden daha iyi olduğunu söyleyebilir misiniz?

Kaynak: themagger