TİMETÜRK I HABER MERKEZİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 19. muhtarlar toplantısında yaptığı "Önümüzdeki süreçte ne bölücü terör örgütü ne de onun güdümündeki parti ve diğer yapılar asla muhatap alınmayacaktır, o iş bitmiştir” şeklindeki açıklamaya dış basından gelen tepkiler gecikmedi.
İngiliz yayın organı Economist, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a PKK ile barış görüşmelerine dön ‘çağrı'sında bulunurken, Türkiye'de PKK ile mücadeleden ötürü yaşanan gerginlikler bitirilmediği müddetçe Suriye'de iç savaşın da bitmeyeceği şeklinde tehdit vari bir ifade kullandı.
Economist'te yer alan yazının öne çıkan noktaları şöyle:
“Türkiye'nin uzun yıllardır Kürt milliyetçiliği ile mücadele yöntemi Kürtlerin aslında var olmadığına yönelikti. Türk ordusu PKK ile çatışırken Kürtlerin aslında Türklerin bir kolu olduğu propagandası yapılıyor, Kürt dilinin resmi olarak kullanılması yasaklanıyordu. Ancak Recep Tayyip Erdoğan asla bu tür fantezilerin peşine düşmedi. Erdoğan'ın partisi AK Parti, PKK lideri Öcalan ve Kürtlerle barış görüşmeleri yürüttü. Tâ ki Erdoğan, geçtiğimiz aylarda herkes Suriye ve Irak'ta yaşanan trajediye odaklanmışken tüm bu gelişmeleri elinin tersiyle bir kenara itti. Türkiye'nin Kürt militanlara karşı savaşını, daha kanlı bir şekilde yeniden başlattı.
Yüzlerce kişi hayatını kaybetti ki bunların çoğu sivildi. Yaklaşık 200 bin insan yerinden oldu. Güneydoğu Anadolu'nun birçok yerinde sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş durumda. Ordu, patlayıcılarla dolu barikatların arkasına gizlenmiş ve PKK bağlantılı gençlerin üzerine tanklarla yürüyor. Güneydoğu Anadolu'nun Kürt en kalabalık Kürt nüfusunu barından şehri Diyarbakır, enkaza dönmüş binaları ile Suriye'nin Halep şehrini andırıyor.
Bu durumda suçun büyük kısmı PKK'nın üzerine atıldı. PKK, Kobane'nin IŞİD saldırısına uğradığı sırada olaya seyirci kalan Türk ordusunun ve Suruç'taki IŞİD saldırısının öcünü almak için geçtiğimiz yaz Türk askerlerini ve polisini öldürmeye başladı. PKK'nın bu şekilde ateşkesi bozması, Kürtlerin Suriye'deki başarılarını Türkiye'ye taşıma istediğinde olduğuna dair endişeleri ortaya çıkardı.
Her ne kadar PKK'nın bu hareketi duygusallıkla verilmiş bir karar ya da kendini müdafaa etmek olsa da Erdoğan bunu barış görüşmelerini bitirmek ve Kürtlere karşı geniş kapsamlı bir askeri harekat başlatmak için kullandı. Türk milliyetçiliği kartını kullanarak partisi AK Parti'ye Kasım seçimlerinde zafer kazandırdı. Ancak bunun yansımaları Türkiye için vahim olacak. Türkiye demokrasisi saldırı altında. Savaşı eleştirenlere, bunlara ılımlı Kürt siyasetçiler de dahil, zulüm ediliyor. Özgür medyadan arda kalanlar susturuluyor.
İstikrarın kalesi olan Türkiye, Ortadoğu'nun savaş girdabına sürükleniyor.
Sayın Erdoğan Kürtlerin asla var olmadığı fantezisine kapılmamış olsa da başka bir fantezinin peşinden gidiyor: Kürt milliyetçiliğini zor kullanarak bitirmek. Türkiye bunu deneyerek zaten onlarca yıl kaybetti. Sindirme ve yok etme politikasına dönmek faydasız. Öyle ki Kürtler, Suriye ve Kuzey Irak'ta önemli yerleri kontrol eden büyük bir azınlık durumunda.
Genel tabloya bakıldığında tek çözüm, Kürtlere Türkiye içinde daha fazla özerklik tanınması temelinde barış görüşmelerine dönülmesidir. Batı da hem Türklere hem de Kürtlere, birbirleri ile değil IŞİD ile mücadele etmeleri gerektiği noktasında ısrar etmelidir. Eğer Erdoğan kendi Türkiye'sindeki savaşı devam ettirirse Suriye'deki iç savaşın sona ermesi imkansızdır.
www.economist.com'dan Melahat Kemal tarafından Timetürk için Türkçe'ye tercüme edilmiştir.