Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, termik santrallerle ilgili tasarıyı veto ederek Meclis'e gönderdi. Veto, siyasi kulislerden halkın gündemine kadar birçok noktada şaşkınlık yarattı. Sebebiyse Erdoğan'ın veto ettiği düzenlemenin Ak Parti oylarıyla kabul edilmiş olmasıydı.
Hürriyet Yazarı Abdulkadir Selvi, Cumhurbaşkanı'nın veto kararı almadan önce tepkili olduğu Afşin-Elbistan Termik Santralı'nı işleten Çelikler Holding'in sahibi Tahir Çelik'i aradığını yazdı ve telefonda neler konuşulduğunu aktardı.
İşte yazının ilgili bölümü:
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın veto ettiği termik santrallara filtreleme sisteminin takılmasıyla ilgili düzenleme, bugün plan ve bütçe komisyonunda görüşülecek. Termik santrallara 2.5 yıl ek süre tanıyan 50. madde çıkarılacak. Genel kurulda görüşülmesi için 48 saat beklenmesi gerekiyor. Ama yine iktidar-muhalefet işbirliğiyle bu süre beklenmeden perşembe günü Meclis'te görüşülüp kabul edilecek.
ERDOĞAN'IN VETOSU ŞAŞIRTTI
Yasal düzenleme AK Parti oylarıyla kabul edildiği için Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın vetosu şaşkınlık yarattı.
OYSA DAHA ÖNCE SÖYLEMİŞTİ
Erdoğan'ın bu konudaki hassasiyetini Hürriyet'in başarılı muhabiri Gizem Karakış 20 Kasım tarihinde “Kirliliğe müsaade etmeyeceğiz” başlığıyla yazmıştı. Gizem'in MYK'nın perde arkasını aktardığı haberinde, Erdoğan'ın “Kirliliğe kesinlikle müsaade etmeyeceğiz” sözleri yer alıyordu.
FOTOĞRAFLAR ERDOĞAN'A İLETİLİYOR
Erdoğan bu değerlendirmeyi 18 Kasım tarihli MYK toplantısında yapmış. Bu arada termik santrallarla ilgili 50. madde Meclis'te görüşülürken, AK Parti Kahramanmaraş milletvekilleri filtresiz baca görüntüleri, ölçümler ve hava kirliliğini yansıtan fotoğrafları o sırada ABD'de olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a iletiyorlar.
İŞTE O TELEFON KONUŞMASI
Erdoğan da ABD dönüşünde Afşin-Elbistan Termik Santralı'nı işleten Çelikler Holding'in sahibi Tahir Çelik'i arıyor. “Biz sana süre verdik. Şimdiye kadar ne yaptın?” diye soruyor. İkna edici bir yanıt alamayınca bu kez, “Sen ne yapıyorsun, anlat” diye üsteliyor. Holding sahibi ise “Sayın Cumhurbaşkanım, 10 bin kişiye ekmek yediriyoruz. Biz bunun altından kalkamayız. Sürenin uzatılmasını talep ediyoruz” diyor. Erdoğan bu yanıt üzerine sesini yükseltiyor. “Süre uzatımına rağmen sen hiçbir şey yapmamışsın” diye çıkışıyor. Erdoğan'ın sertleşmesi üzerine holding sahibi, “O zaman ben bırakayım” diyor. Erdoğan, “Ben sana onu demiyorum. Ne yaptın, onu soruyorum” dedikten sonra telefonu kapatıyor.
Süre uzatımı konusu, AK Parti grup yönetiminde de ele alınıyor. Süre uzatımına sıcak bakılmıyor, “Şimdiye kadar yapılmamış, şimdi de yapılmaz” deniliyor. Ancak Enerji Bakanlığı işin mali boyutunu gündeme getiriyor. İşletmelerin 10 bin kişiye istihdam sağladığı belirtiliyor. Bunun üzerine 6 aylık sürelerle yaptırım zorunluluğu getirilmesi eğilimi oluşuyor.
CHP ve AK PARTİ'Lİ VEKİLLER TEHDİT EDİLDİ
Bu süreçte termik santralların işletmecileri uzlaşmaz bir tutum içine giriyorlar. AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir, ek süre verilmediği takdirde çalışanların işine son verileceği şeklinde tehdit edildiklerini söylüyor. CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, “Beni, AK Parti milletvekili Ahmet Özdemir'i tehdit ediyorlar” diyor.
Termik santralı işleten Çelikler Holding'in sahibi Tahir Çelik'le de konuştum. Tehdit iddialarını reddetti. “Baca gazlarıyla ilgili filtre sistemini çok hızlı bir şekilde yapacağız” dedi.
MAHİR ÜNAL BAŞINDAN BERİ KARŞI ÇIKMIŞ
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, Cumhurbaşkanı'nın vetosuyla ilgili bir tweet attığı için “Hem oy verdi, hem vetoyu savunuyor” şekilde sosyal medyada sataşmalara maruz kaldı. Mahir Ünal, başından itibaren süre uzatımına karşı çıkan milletvekillerinden. Ayrıca Meclis tutanaklarını da inceledim, oy vermemiş. Şimdi doğruya doğru, yanlışa yanlış."
NELER YAŞANDI?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz gün (2 Aralık), termik santrallere filtre takılmasının ertelenmesini de içeren 7193 sayılı "Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun"u bir kez daha görüşülmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığına gönderdi.
Konuyu ilginç kılan ise 21 Kasım 2019'da kabul edilen Torba Yasa'nın 50. maddesini oluşturan düzenleme nedeniyle veto edilmesiyd ve bu yasanın esasen Ak Partili vekillerin oylarıyla Meclis'ten geçmiş olmasıydı. Düzenleme "çevre mevzuatına uyum kapsamında gerçekleştirecekleri yatırımlar ile çevre mevzuatı açısından gerekli izinleri tamamlamaları amacıyla 31 Aralık 2019 tarihine kadar tanınan sürenin 30 Haziran 2022 tarihine kadar uzatılmasını" öngörüyordu.
ERDOĞAN NEDEN VETO ETTİ?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi için Londra'ya hareketinden önce Esenboğa Havalimanında açıklamalarda bulunduğu sırada kendisine veto ile ilgili "Söz konusu düzenleme ile ilgili kararınızı değiştirmenizde ne etkili oldu? Bundan sonraki süreç nasıl işleyecek?" sorusu yöneltildi. Erdoğan şu cevabı verdş:
"Her şeyden önce bu erteleme talebi ilk defa önümüze gelmiyor. Daha önce de bu talep geldi ve bu ertelemeler yapıldı. Ne yazık ki yüklenici firmalar buralardaki filtre çalışmalarını gerçekleştirmediler ve şimdi yeniden bir süre uzatımı talebinde bulunuyorlar.
Yapılacak olan neydi? Bu termik santrallerde daha baştan satışında bu filtrasyonun yapılması kaydı var ama siz bu karara uymazsanız, siz çok daha fazla para kazanacaksınız diye biz halkımızın zehirlenmesine fırsat veremeyiz. Onun için de şu anda bu yıl sonu itibarıyla zaten süre doluyor. Bu yıl sonuna kadar kendileri ne gibi adımlar atarlar bilemem. '2022 sonuna kadar bu işe fırsat verelim, buna imkan verelim', böyle bir şeyi kabul etmem mümkün değildi. Çünkü bir tarafta halkım var, bir tarafta da buradaki sermaye var. Kusura bakmasınlar, biz bu adımı attık. Büyük ihtimalle bu yeniden bir ihaleye gider. Başka bu işin çıkışı yoktur."
ERDOĞAN'A DÜZENLEMENİN AK PARTİ ONAYIYLA KABUL EDİLDİĞİ HATIRLATILDI
Cumhurbaşkanı'na "Termik santraller düzenlemesi AK Parti'nindi. Bu düzenleme Meclisten geçerken kaygılarınızı AK Parti grubuna iletmiş miydiniz?" sorusu yöneltildi. Erdoğan bu konuda ise şöyle yanıt verdi:
"O dönemde de aynı şeyler hep gündemimizde oldu. Bunları hep söyledik, konuştuk. Kendileriyle görüşmelerimiz oldu. 'Ne demek, tabii ki yapacağız, biz de insanımızı, çevreyi düşünüyoruz.' diye sözler verildi.
Şimdi de kendileriyle görüştüğümüzde yine bakıyorsunuz 'işte partikül değerleri şurada, iyice düşürüldü, şöyle oldu, böyle oldu' hala bunları konuşuyorlar. Kardeşim istediğin kadar 'düşürdüm' de ben şu anda halkıma bakıyorum. Halkım diyor ki 'Biz, burada hava kirliliğinden maalesef yaşamakta sıkıntı çekiyoruz', iş bitmiştir. Buradaki kararın vericisi birinci derecede halkımdır. Bu noktaya şu anda süre bitmek üzereyken geldik, kendileri de buna uymadılar, uymadıkları için de benim bunu tekrar Meclise göndermekten başka zaten adil olarak hiçbir çarem olamazdı. Şimdi yapılacak olan iş Mecliste gerekli olan müzakereler, tartışmalar yapılır, bundan sonra büyük ihtimalle de bunun yolu yeniden bir ihaledir veyahut da bu bölgeye süratle bizim zaten doğal gaz noktasında bir sıkıntımız yok, hemen oraya doğal gazı getirebiliriz ve doğal gazla da buradaki enerji ihtiyacımızı gideririz. Burada tabii istihdam noktasında belki bazı sıkıntılar yaşanabilir, o ayrı bir konu. Şimdi onu istismar ediyorlar çünkü. İstihdam noktasındaki bu sıkıntıyı da çok daha farklı bir yolla inşallah ortadan kaldırırız."