Erdoğan: Bizim derdimiz petrol değil, insan
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''Birileri petrol paylaşımının içinde. Bizim önümüze de bunu getirdiler. 'Bizim derdimiz petrol değil' dedik, bizim derdimiz insan'' ifadesini kullandı.

Oluşturma Tarihi: 2019-11-18 12:50:33

Güncelleme Tarihi: 2019-11-18 12:50:33

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen 2. İstanbul Uluslararası Ombudsmanlık Konferansı'nda konuştu.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

''Bugünün dünyasında vatandaşıyla güçlü bağlar tesis edemeyen devletlerin iç ve dış müdahalelere karşı çok daha korunmasız kaldığını görüyoruz. Halkının sahip çıktığı bir ülkeyi hiçbir gücün ve etkinin yıkabilmesi mümkün değildir. İnsan merkezli olmayan her yapının eninde sonunda yıkılmaya mahkum olduğunu hiç unutmadık.

''KÖKLÜ REFORMLARLA GEÇMİŞTE YAPILAN HATALARI VE EKSİKLERİ GİDERDİK''

Türkiye olarak özellikle son dönemde hayata geçirdiğimiz köklü reformlarla önce geçmişte yapılan hataları ve eksikleri giderdik. Milletimizin kamu kurumları karşısındaki hak arayışını ne kadar çoğaltırsak devletimizin o derece güçlü olacağına inanıyoruz. AYM'ye bireysel başvuru yolunun açılmasından CİMER ve belediyelerde çeşitli isimlerde faaliyet yürüten birimlere kadar bu yaklaşımla hayata geçirdiğimiz pek çok uygulama var.

''DİMDİK AYAKTA KALMAYI VE GÜCÜMÜZÜ SÜREKLİ ARTIRMAYI BAŞARDIK''

Kendi insanının sesine kulak vermeyen, sıkıntılarına çözüm yolu aramayan, tam tersine itirazları hoyratça bastırmaya çalışan devletler çok büyük acılar ve yıkımlarla karşılaşabiliyor. Milletimizin kamu kurumları karışsındaki hak arayışını ne kadar çoğaltır, çeşitlendirir ve etkin hale getirirsek devletimizin o derece güçlü olacağına inanıyorum. Yıllardır terör örgütlerinin saldırılarından ekonomik tuzaklara kadar pek çok tehditle yüzleşmemize rağmen dimdik ayakta kalmayı ve gücümüzü sürekli arttırmayı başardık.

''KİM NİYE İTİRAZ ETSİN Kİ?''

Önümüzdeki dönemde devlet ve millet arasındaki bağı güçlendirecek adımları atmayı sürdüreceğiz. Hukuka ve insan haklarına dayalı güvenilir ve şeffaf devlet yönetimi genel kabul haline gelmiştir. İyi yönetim işte bu yaklaşımı ifade ediyor. Kanunlara uyulması ayrımcılığın önlenmesi bilgi edinme hakkı savunma hakkı karşı başvuru yollarının belli ve açık olması kişisel verilen korunması gibi ilkelere kim niye itiraz etsin ki?

''İYİ YÖNETİM DEDİĞİMİZ MESELENİN ÖZÜNDE İNSANA SAYGI VAR''

İyi yönetim dediğimiz meselenin özünde aslında insana saygı gösterilmesi vardır. Büyük devlet fert fert yönetimi altındaki tüm insanların güvenliğini mutluluğunu sağlayabilen devlettir.

''DÜNYADA MÜLTECİLERE EN BÜYÜK DESTEĞİ VEREN ÜLKE TÜRKİYE'DİR''

Şu an itibariyle Türkiye 4 milyon mülteciye ev sahipliği yapan bir ülkedir. AB bize şu ana kadar 3 milyar avro STK'larımıza destek vermiştir. Biz ne harcadık? Şu ana kadar 40 milyar doları aşkın mültecilere destek verdik. Dünyanın en güçlü ülkeleri biz 1 numarayız diyor hayır siz 1 numara değilsiniz. Dünyada en az gelişmiş ülkelere veya mültecilere en büyük desteği veren ülke Türkiye'dir.

''BİRİLERİ PETROL PAYLAŞIMININ İÇİNDE''

Biz varil bombaları altında inleyen insanları o varil bombalarına tekrar teslim etmeyiz. Biz yaradılanı yaradandan ötürü sevdik. Bundan dolayı onları tekrar bombaları teslim edemeyiz. Ama Türkiye'nin ana muhalefeti eder. Varsın etsin. Birileri petrol paylaşımının içinde. Bizim önümüze de bunu getirdiler. 'Bizim derdimiz petrol değil' dedik, bizim derdimiz insan... Petrol veya siyasi çıkar için terör örgütleri ile kol kola girmekten çekinmeyen nice devlet varken biz bu konuda da onurlu duruşumuzu koruyoruz. Bugün inşa ettikleri duvarlar gerisinde umarsızca özgürlük ve refah tiyatrosu oynayanlar, yarın sırça köşkleri başlarına indiğinde diğer insanların neler hissettiklerini çok iyi anlayacaklardır. Terör örgütlerini kendimizden uzak tutmakla yetinmiyor, bizzat inlerine girip imha ediyoruz. DEAŞ'tan El-Kaide'ye, PKK/YPG'den, FETÖ'ye kadar ülkemizi ve dünyayı tehdit eden ne kadar terör örgütü varsa hepsiyle mücadele halindeyiz. Türkiye, tüm bu çabalarıyla sadece kendi güvenliğini ve huzurunu sağlamakla kalmıyor aynı zamanda tüm uluslararası toplumun vicdan borcunu da ödüyor."