Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 28-29 Haziran 2019 tarihlerinde Japonya'nın Osaka kentinde gerçekleşen G-20 Devlet Başkanları zirvesinden sonra medya mensuplarına açıklamalarda bulundu.
İşte Erdoğan'ın açıklamaları:
- (Amerika ile S-400 ve F-35 gerilimi) "Yaptırım diye hiçbir şey duymadık şu ana kadar. Sayın Trump, kendisi ile telefon görüşmelerimde, ikili olarak bir araya gelişlerimizde şu ana kadar 'Biz size şu yaptırımı yapacağız' demedi. S-400'le ilgili olarak da 'Haklısın' dedi. Bugün işi çok daha ileri bir seviyeye taşıdık. Bu ileri seviyede de Sayın Trump 'Bu adaletsizliktir' dedi. Bu çok önemli. Öyle zannediyorum ki herhangi bir sıkıntı olmadan bu süreci aşacağız. F-35'ler konusunda bir noktaya geldi, bu çok daha önemli. '1 milyar 400 milyon dolar para vermişler. Sen malını vermiyorsun. Böyle anılmak da iyi bir şey değil' dedi. Bununla ilgili olarak da arkadaşlarımızı görevlendirdik, işin takibini yapacaklar. Savunma bakanlarımız, dışişleri bakanlarımız, onlar da bu işin takibini yapmak suretiyle kapıları inşallah açmış olacaklar."
- (Trump'ın 'Erdoğan çetin biri' açıklaması) "Pazarlıkta çetin biriysem -ki severim- bu iyi bir şey. Trump bazı şeyleri ifade ederken zihin arkasında bir şeyler saklamıyor. Mesela basına yaptığı açıklamada S-400 ile ilgili çok açık, net, dürüstçe ifadeler kullandı. Ben de dedim ki 'Ben de sizi bu yönünüzle seviyorum.' Bunları bu şekilde anlatması da takdire şayan. Obama'ya diyor ki 'Bu süreci sen bu hale getirdin. Sen eğer Patriot'ları vermiş olsaydın bugün böyle bir durum olmayacaktı. Ama sen vermedin. Kongre dedin, şu dedin, bu dedin, işi buraya kadar sürükledin. Şu anda da adaletli davranmaya mecburuz."
- (S-400 teslimi) "S-400 teslimatı 10 gün içinde gerçekleşecek."
- (Trump'la görüşmeniz sonrası, Patriot alımına yeşil ışık yandı mı?) "S-400 üç Patriot'a bedel. Eğer şartlar, S-400 ile eşit bile olsa biz Patriot alırız ama eşit olmazsa biz de menfaatimizi düşüneceğiz."
- (Menbiç) "Suriye'de, PYD ve YPG'ye verilen destek sonlandırılmalı."
- (Halkbank) "Halkbank konusunun da kısa sürede çözüleceğini ümit ediyoruz."
- (TSK gözlem noktalarının vurulması) "Putin'e bu saldırılar konusunda rejimi uyarmasını söylüyoruz. Son olayda rejimin bizim gözlem noktalarımıza yaptığı saldırıda 1 askerimiz şehit oldu. Biz de buna gerekli karşılığı verdik. Bundan sonraki süreçte de eğer böyle bir yanlışları olursa gerekli dersi almaya devam edecekler."
- (Suriye'de güvenli bölge için 'barış koridoru' ifadesi) "Suriye'deki son gelişmeleri ele almak için Türkiye, Rusya ve İran arasında temmuz ayında 3'lü bir zirve düzenlenecek. Şimdi bu insanlar oraya (güvenli bölgeye) barış ortamını yakalamak için gelecekler. Tabi orada koalisyon güçleri onların o barış ortamında yaşamaları için tedbirleri alacak. Bize düşen görev neyse biz de tedbirlerimizi alacağız. Orada bu işe alan da müsait. O zaman derinlik 20 mil olmaz da mutabık kaldığımız takdirde bunu 30-40 mile çıkarabiliriz."
- (Doğu Akdeniz ve Fransa ile gerilim) "İkili görüşmede kendisine bizzat söyledim. 'Bak' dedim, 'Kıbrıs meselesinde sen bir defa konuşamazsın. Senin Kıbrıs'la yakından uzaktan alakan yok. Burada ben konuşurum, Yunanistan konuşur, İngiltere konuşur, AB konuşur ama sen konuşamazsın."
- (Cemal Kaşıkçı cinayeti) "Gündemden düşürülmeye çalışılıyor. Birileri çok ciddi paralar dağıtıyor."
"Bu konuyu gündeme getirdiğim konuşmamda Muhammed Bin Selman ya ben konuşurken ayrıldı ya da ben konuşmaya başlamadan ayrıldı. Burada kimse bu konulara girmiyor. Sisi de Muhammed Bin Selman da bunu bizden dinlemeli. “Bu işler yapıldı ve artık bitti, unutuldu” olmaz. Bunu bizim gündemimizden çıkarmadığımızı göstermemiz gerek. Bu konuda hazırlanan bir rapor var. Bu iş BM Genel Kuruluna kadar gündeme gelirse ben orada da bu konuyu gündemde tutacağım."
- (Muhammed Mursi'nin vefatı) "Şehadeti esnasında 50 dakika müdahale edilmiyor. Adli tıbba götürülmüyor. Sabah erkenden adeta kaçırılarak gömülüyor. Eşini bile almıyorlar. Gelecek kuşaklar dünyada müslüman liderlere neler yapılmış bilmeli. Bakıyorsunuz buraya Sisi'yi çağırıyorlar. Ne diye çağırıyorsun? Hem demokratım diyeceksin hem de 9 genci idam eden bir adamın toplantısına katılacaksın. Bu ikiyüzlülüğü tüm dünyaya ilan etmemiz lazım."
- (Filistin ve Yüzyılın Anlaşması) "Bu konuya olumlu yaklaşmamız, asla söz konusu değil."
"Her platformda, her ortamda bunun karşısında olduğumuzu hep söyledik. Mesela Bahreyn Zirvesine karşı olduğumuzu baştan söyledik. “Filistin toprakları satılamaz” dedik. Tavrımızı bu şekilde koyduk. Aynı şekilde oraya gitmeyen ve buna karşı çıkanların yanında olduğumuzu ifade ettik. Yani Kudüs'le ilgili BM'deki tavrımız ne ise yarın burayla ilgili net tavrımız bu olacaktır. Buna kesinlikle fırsat vermeyiz, bunun önünü açmayız.
Bu sorunun arkasında yatan bir diğer önemli konu da özellikle 1967 planının unutturulmak istrenmesidir. O bölgenin 1967'deki bölünmüşlüğüne baktığımız zaman bunun arkasında bugün Filistin meselesinde olduğu gibi, İsrail vardı. Ama onlar tabi şimdi oralara hiç yaklaşmıyorlar, üzerine yatmak istiyorlar. Tüm gayretleri Filistin'i oralardan çıkarmak için, hedefleri bu.
Halbuki ABD de AB de 1967'de yapılan anlaşmanın taraftarıydı. İki devletli çözüm konusunda oğul Bush ile yaptığım bir görüşmeyi aktarayım: Yaptığımız toplantıda Bush, Dışişleri Bakanı Colin Powell'a "Bak sana talimatı veriyorum. Bu işi sen çözeceksin" dedi. Neydi o iş? Orada süratle iki devletli bir çözüm için ABD'nin başı çektiği bir yola girmek. Biz de üzerimize ne düşerse yaparız, dedik fakat onlar bu işi başaramadı. Orada öyle kaldı. Ondan sonra gelen Obama yönetimi de aldıkları yerden işi götürmediler. Böylesi bir şeyi Obama gündemine almadı. Yeni yönetim çok daha farklı, Evanjelik bir yönetim olduğu için zaten sıkıntı var. Fakat onlar da hedefine varamadı. Kudüs meselesinde ne kadar taraftar buldukları ortada. İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanlığımızda İstanbul'da attığımız adımlar BM Genel Kurulunda karşılığını buldu. Yapılan oylamada 128'e 8 gibi ezici bir üstünlükle bizim talebimize uygun bir sonuç çıktı."