'Erdoğan’ın eli Almanya’ya uzanıyor'
Almanya Büyükelçisi’nin Türkiye Dışişleri Bakanlığı’na çağırılması yeni tartışmaları da beraberinde getirdi...

Oluşturma Tarihi: 2016-03-30 01:03:30

Güncelleme Tarihi: 2016-03-30 01:03:30

Almanya'da yayınlanan ‘Erdowi, Erdowo, Erdogan' adlı şarkı nedeniyle Almanya Büyükelçisi'nin Türkiye Dışişleri Bakanlığı'na çağırılması, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye'den sonra Almanya'da da basın özgürlüğünü kısıtlamaya çalıştığı yönünde eleştirileri de beraberinde getirdi.

Ajanslarda yer alan habere göre; Almanya Federal Meclisi'nin Sol Partili Milletvekili Sevim Dağdelen, Türkiye'de politikalarını eleştiren gazetelerin ofislerine baskınlar düzenleyerek ve gazetecileri gözaltına alarak basını ayaklar altına alan Recep Tayyip Erdoğan'ın şimdi de Almanya'daki basın özgürlüğünü kısıtlamak istediğini belirtti.

Almanya'nın, Erdoğan'a izin verdiğini savunan Alman siyasetçi, “Erdoğan'ı Lahey'deki sanık sandalyesi bekliyor. Görüşüme göre Türk hükümetinin işlediği suçun sorumluluğunun bir kısmı, onlarla işbirliği yapan ve anlaşma imzalayanlara ait” ifadeleriyle AB-Türkiye arasında imzalanan sığınmacı anlaşmasını da eleştirdi. 

‘ERDOĞAN'IN TEMEL HAKLARI ÇİĞNEMESİNE İZİN VERİYORLAR'

“Belli ki şimdi eli Almanya'ya kadar uzanıyor. Almanya Dışişleri Bakanlığı ve federal hükümet susuyor” diyen Dağdelen, bunun nedeni olarak AB ve Türkiye arasında imzalanan anlaşmayı gösterdi. Federal hükümetin, Erdoğan'a ve mahkemedeki uşakları karşısında sessiz kalarak yağcılık yaptığını söyleyen Alman siyasetçi, “Erdoğan'ın, basın, sanat veya görüş özgürlüğü gibi Anayasamızın temel haklarını çiğnemesine izin veriyorlar” dedi.

Erdoğan'ın temel haklara yönelik saldırılarına sert bir biçimde karşı konması gerektiğini savunan Dağdelen, “Federal hükümet şu basit şeyi kanıtlaması lazım. Türkiye ve AB arasındaki yakınlaşma sürecinde, Avrupa Birliği Türkiye'nin demokratik olmayan koşullarına adapte olmayacak, aksine Türkiye basın, sanat, görüş ve diğer temel özgürlükleri kabul edecek ve hayata geçirecek” diye konuştu.

‘LAHEY'DE YARGILAMAK YERİNE MEMNUNİYETLE KARŞILIYORLAR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Türkiye'deki uygulamalarının benzerinin Almanya'da da yapabileceğini sandığını ifade eden Dağdelen, konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu: 

“Çünkü federal hükümetin sustuğunu, Türkiye'deki bu iğrenç koşulları görmezden geldiğini görüyor. Bundan zevk alıyor. Eleştirilmediğini, alıştığı tarzda devam edebileceğini görüyor. İşlediği savaş suçlarından dolayı Lahey'de yargılamak yerine onu Berlin ve Brüksel'de memnuniyetle karşılıyorlar. Erdoğan kendi açısından çok iyi konumda, federal hükümete şantaj yapıyor, hükümet ise buna izin veriyor. Hükümet şu anda susuyor ve Ankara'daki büyükelçiyi sorunla baş başa bırakıyor. Yabancı gazeteciler için de durum tehlikeli. Eleştiriyorlarsa izinleri iptal ediliyor. Örneğin Spiegel ve Die Welt gazetecileri ülkeden ayrılmak zorunda kaldı. Erdoğan, basın özgürlüğüne ilişkin anlayışını her yere yaymak istiyor. Bu yüzden şimdi de Almanya'daki basın özgürlüğüne müdahale ediyor.”

‘'MAHKEMELER ERDOĞAN'IN GÖRÜŞÜNÜ YANSITIYOR'

Şarkıyla ilgili olarak, Türkiye'nin böyle mizaha alışık olmadığını savunan Dağdelen, “Cumhurbaşkanı hakaretinden dolayı açılan dava sayısı 2 bini geçti. Mahkemeler de Erdoğan'ın görüşünü yansıtıyor. Öyle duruma geldiler ki, cumhurbaşkanına hakaretten 14 yaşındaki bir çocuğu mahkum ettiler. Erdoğan, bunun diğer ülkelerde de olmasını istiyor. Ne kişiliğine, ne de politikasına yönelik küçücük bir eleştiriye bile tahammülleri yok. Bu yüzden, barış çağrısını imzalayan akademisyenler görevden alındı ve hapse atıldı. Türk cumhurbaşkanının sloganı, benimle olmayan bana karşı” yorumunda bulundu. 

‘LAHEY'DEKİ SANIK SANDALYESİ ERDOĞAN'I BEKLİYOR'

Erdoğan'ın Almanya'nın ortağı olmadığını, olmaması gerektiğini savunan Dağdelen, “Halen Suriye'de terörist çetelere sürdürdüğü yardımdan ve ülkenin güneydoğusundaki Kürt halkına karşı işlediği suçlardan dolayı Erdoğan'ı Lahey'deki sanık sandalyesi bekliyor. Görüşüme göre Türk hükümetinin işlediği suçun sorumluluğunun bir kısmı, onlarla işbirliği yapan ve anlaşma imzalayanlara ait. Türkiye ve AB arasında yapılan anlaşma bence Avrupa için bir ayıp ve iptal edilmesi gerekiyor” dedi.