TİMETURK | HABER MERKEZİ
BM, Esed'in hapishanelerinde cinayet, tecavüz, işkence ve insanlık suçların işlendiğini söylüyor. Uluslararası Af Örgütü'ne göre Suriye hapishanelerinde Mart 2011 – Aralık 2015 arasında 17 binden fazla insan öldü.
Ömer, bu hapishanelere yolu düşen ve binlerce insanın aksine "sağ" olarak çıkabilenlerden biri.
İşte Ömer'in hikayesi:
TUTUKLANDI
17 yaşındayken Suriye'nin kıyı kentlerinden biri olan Tartus'ta 2012 Kasım'da üç kuzeniyle beraber teyzesinin evine aniden düzenlenen bir baskında tutuklanan Ömer Shogre'nin kuzenlerinden ikisi rejim hapishanelerde öldü. Ömer, o gün askerlerin kendilerini yüzlerinden kan gelinceye kadar dövdüklerini ve herkesi tutuklayıp götürdüklerini anlatıyor.
10 farklı hapishane gezdikten sonra Shogre, Şam'ın kuzeyindeki dağlardan 30 km içerideki kötü ünüyle bilinen Sednaya hapishanesine götürüldü. Şam'da askeri istihbarat gözaltı merkezi olan ve Suriyeliler arasında ‘'Ölüm Şubesi'' olarak bilinen Şube 215'te 1 yıl 9 ay kaldı.
TECAVÜZ
“Bir mahkûmun başka bir mahkûmla cinsel ilişkiye zorlandığını ya da bir hücre yöneticisinin bir mahkûma tecavüz ettiğini görmüştük. Herkes korkuyordu. Özellikle çok genç olduğum için aklımdan hiç çıkmıyordu. Yakında bir gün bunların benim de başıma geleceğini düşünüyordum.
İlk 7 ay hücre hapsinde tutuldum. Sonra, hasta mahkûmların teker teker vurulduğunu ve diğer mahkûmlar tarafından görünebilen bir odaya kilitlendiğini gördüm. Bunlar, direnme gücü kalmayıncaya kadar dövülen mahkûmlarmış.
Binlerce insan tecavüze uğradı ve sonucunda kendilerini öldürdüler. Korkunç bir durum ama çok normalleşmişti artık. Tecavüz edilen kişi bizim için tıpkı diğer işkence edilen ve öldürülenler gibi yalnızca bir bedenden ibaretti.
"HOŞ GELDİN PARTİSİ"
5 Ağustos 2014'te “Hoş geldin partisinde'' 10'umuzu sıraya dizdiler ve hepimizi sırayla dövmeye başladılar. 15 gün boyunca ne gözlerimi açabildim ne de ayağa kalkabildim.
2011 yılında hükümet karşıtı gösterilere katıldım. Hapishanede sahte kimlik kartı düzenlediğime dair sahte bir itirafa zorlandım.
"5 SANİYE SÜREN MAHKEME"
Beş ay sonra (Aralık 2014) mahkemeye çıkarıldım. 5 saniye sürdü. Terörizm suçlamalarından mahkum edildim.
"YEMEKLERİMİZ HEP KANLI OLURDU..."
Gardiyanlar bir kaç yumurtayı, bir düzine mahkum arasında paylaştırırdı. Yemek saatinde ellerinde sopalarla gelirlerdi. (Gülümsüyor) Yemeklerimiz hep kanlı olurdu. Kanda biraz tuz vardı en azından...
"HALA RÜYALARIMDA"
Uykularımda, rüyalarımda sık sık bana işkence edildiği görüyorum. Kuzenlerimin öldürüldüğünü görüyorum. Tüm bu korkunç kâbuslardan uyandığımda ise kendimi hapishanede değil de odamda bulunca çok mutlu hissediyorum..."
"HAPİSHANEDE HAYATI ÖĞRENDİM..."
Shogre kendisine işkence yapan gardiyanların hor görmesine, küçümsemesine rağmen, hapishanede insanlığın en iyisini gördüğünü de ifade ediyor. Diğer mahkumlar kurtulmasına yardım etmiş, yemeklerini onunla paylaşmış ve gardiyanlara onu öldürmemesi için para vermişler. Sednaya'da İslamla ilgili uygulamalar yapmak yasak olmasına rağmen, tutukluluk süresince Kuran'dan 18 sure ezberlemiş ve sessiz fısıldamalarla diğer mahkumlara da öğretmiş.
Bugün İsveçte, “İnsanların korktukları şeyler hapishanede yaşadıklarıma kıyasla çok normal geliyor bana. Eğer hep mutlu olsaydım, mutluluğun anlamını unuturdum" diyor.
NASIL ÇIKTI?
Shogre'nin hapishaneden nihai çıkışı ise 2 erkek kardeşinin ve babasının bir katliamda öldürüldüğü tarihte Mayıs 2013'te başlamış. Annesi ve hayatta kalan küçük kardeşleri Türkiye'ye kaçıp zor şartlar altında, beraberce çalışarak 15 bin dolar para biriktirmiş ve Shogre'nin hapishaneden çıkışı için rüşvet olarak vermişler.
Haziran 2015'te “terörist faaliyetler(!)'' nedeniyle kendisine verilen 3 yıl 4 aylık geçici ağır cezanın 3'te birini tamamladığında çıkabileceğini açıklayan bir belge yayımlanmış.
Gözaltı süresi bu ceza süresinden sayılmamış ve ne kadar kaldığı hakkında kendisi de emin değil. "Orada, Sedneya'da öleceğimi düşünüyordum" diyor.
"TECAVÜZ..."
Bırakılacağı zaman Shogre'nin gözleri bağlıymış. Araçla hapishane çevresine götürülmüş ve bırakılmadan evvel gardiyanlar çömelmesini istemiş...
İSVEÇ'E GİTTİ
Ailesi Türkiye'de olmasına rağmen Shogre, hapishanede yakalandığı tüberküloz hastalığının tedavisi için İsveç'te.
ÖLDÜRÜLEBİLİR
Ömer Shogre, Rejim hapishaneleri hakkında yaptığı yorumlar nedeniyle Rejim'in kendisinden intikam alabileceğine dair duyumlar aldığını söylüyor.
“Sürekli bana ne olacak diye bekliyorum. Şube 215'te iken daha serbesttim. Ama şimdi özgür değilim çünkü sadece bekliyorum ve aileme ne olacağını bilmiyorum. Fakat hâlâ nasıl hayattayım, bilmiyorum. İnanması imkânsız. Bazı sabahlar kalkınca bunu düşünüyorum.”
AF ÖRGÜTÜ İÇİN "TİPİK" BİR ÖRNEK
Uluslararası Af örgütüne göre Ömer Shogre'nin yaşadıkları tipik örneklerden bir tanesi. Sednaya'daki çalışmalara liderlik eden Nicolette Boehland birçok mahkûmun belirli tarihleri ve yaşadıklarını ayrıntılarıyla hatırlayabildiğini ifade ediyor: “Bu bilgilerin çoğu sonradan kullanılabilir. Yaşanılanların hatırlanması tıpkı ayaklanma hareketi ya da onurlarını korumaları gibi bir şey."
DEPRESYON ve ANKSİYETE
Suriyeli eski mahkûmlar için ulaşılabilecekleri destek ağları fazla değil ve Shogre gibi bazıları da profesyonel yardım almayı tercih etmiyor. 1980'lerde Esed Rejiminin hapishanelerinde yaklaşık 9 yıl görev yapan psikiyatrist Jalal Nofal, Suriyeli eski mahkûmlar arasındaki en yaygın problemlerin depresyon ve anksiyete olduğunu söylüyor.
“Onları, kendilerini bir kurban olarak değil, hayatta kalmayı başaran biri olarak görmeleri için destekliyoruz. Bazen “Arkadaşlarım orada hala acı çekerken ben nasıl özgür olabilir, gülebilir, iyi beslenebilirim?'' diye düşünüyorlar."