Esed, Lübnan’daki Dürzileri de karşı karşıya getirdi
Suriye’de binlerce kişinin ölümünden sorumlu Suriye rejiminin başı Esed, şimdi de Lübnan’daki Dürziler’i karşı karşıya getirdi. Lübnan’daki Esed yanlısı Dürzi din adamlarının, “Şeyh”lere Lübnan’dan Suriye’ye geçmeleri için, “zorunlu belge” şartının getirmesi Dürzi İlerici Sosyalist Parti’nin (İSP ) tepkisine yol açtı.

Oluşturma Tarihi: 2019-03-03 17:08:55

Güncelleme Tarihi: 2019-03-03 17:08:55

 

Lübnan'daki Dürzi din adamları, “Şeyh”lere Lübnan'dan Suriye'ye geçmeleri için “zorunlu belge” şartının getirilmesi (Dürzi) İlerici Sosyalist Parti'yi (İSP) kızdırdı.

Söz konusu kararı Esed rejiminin Lübnan'daki nüfuzunu tekrar arttırdığı şeklinde yorumlayan İSP Genel Başkanı Velid Canbolat Şam yönetiminin Dürzi toplumunun içişlerine müdahale ettiğini belirtti.

İSP, Esed rejiminin Dürzi din adamlarına yönelik aldığı karara misilleme olarak Esed yönetimi yetkililerinin Lübnana girişlerinde de benzeri bir belge şartı konmasını istiyor.

Esed rejiminin aldığı yeni karara göre söz konusu belge şartında Suriye'ye gitmek isteyen Dürzi şeyhlerin Suriye rejimi yandaşı Dürzilerin dini lideri Nasıruddin el-Garib'in imzasının bulunduğu kişisel bir ruhsata sahip olmaları gerekiyor.

Kararı eleştiren Canbolat, twitter hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda Şeyh el-Garib'e kendisine yakışmayan bu rolü terk etmesi çağrısında bulundu. 

Canbolat'ın bu sözlerine Şeyh Garib'i destekleyen ve İSP'nin rakibi olan Dürzi partilerinden tepki geldi. Lübnan Demokratik Partisi (LDP) Genel Başkanı Emir Talal Arslan ve Tevhid Partisi lideri Viam Vahhab Canbolat'ı bu çerçevede eleştirdiler.

İSP kaynakları tarafından Şarku'l Avsat'a yapılan açıklamada söz konusu uygulama göre Dürzi şeyhlerin el-Garib'den Suriye'ye girişlerini kolaylaştıracak bir belge almaları gerektiği belirtildi.

Kaynaklar bu uygulamanın Dürziler arasında net bir ayrım yapılmasına yol açacağına ve Şeyh el-Garib'e muhalif tutum sergileyenlerin önüne engeller çıkartacağını özellikle de Lübnan Dürzileri ile Suriye arasında önemli tarihsel ilişkiler bulunduğuna dikkat çekti. Şeyh el-Garib'in Lübnan makamları karşısında hiçbir yasallığının bulunmadığını ancak Dürzilerin görüş birliği ile seçilen şeyhin Naim Hasan olduğunu belirten kaynaklar “Biz siyasi bir parti olarak tanınmış siyasi konumumuza rağmen bu yönde baskı yapmamıza izin vermedik” ifadelerini kullandı.

Gelişmeler hakkında konuşan Velid Canbolat “bölgesel merkezler sebebiyle Şeyh el-Garib ile aramızda ortaya çıkan anlaşmazlık ve görüş ayrılıklarına rağmen ben onun konumuna saygı gösteriyorum. Bu nedenle ona kendisine yakışmayan görevlerden uzak durmasını tavsiye ediyorum. Bırakın bu gibi işleri başkaları yapsın” ifadelerini kullandı. Açıklamalarının devamında Canbolat “Kendime açıklamalar konusunda dikkatli ve saygılı bir şekilde düşünme izni verdim. Sözlerim gayet açık” dedi.

Öte yandan Lübnan Sanayi Bakanı Vâil Ebu Fâûr yaptığı açıklamada “Suriye rejiminin Dürzi şeyhlerin ülkeye girişi için getirdiği uygulama Şam rejiminin eski rolüne dönerek Lübnan İçişlerine karışmaya başladığı ve hiç görülmemiş bir fitne çıkarmaya çalıştığını gösteren bir delildir. Lübnan devletinden istenen, rejimin Lübnan vatandaşlarına dayatmak istediği ayrımcılığa karşı bir tutum sergilemesidir. Bu nedenle Lübnan'a gelen rejim destekçilerine de aynı uygulamanın yapılması gerekiyor” dedi.

Velid Canbolat'ın bu sözlerine Talal Arslan'dan tepki geldi. Talal Arslan yaptığı açıklamada “Velid, saygın şeyhlerimize dil uzatmaya devam ediyor” ifadelerini kullanarak Canbolat'ı sadece siyaset ile yetinmeye çağırdı. Sözlerini sürdüren Arslan “Şeyh Nasruddin el-Garib Hazretlerinin meşruiyeti, hatalarını örtmek için din kisvesine bürünmüş hırsız ve yozlaşmış çevrelerden daha büyüktür” dedi.

Öte yandan Vahhab tarafından yapılan açıklamada ise “Bazıları, Suriye devleti tarafından şeyhlerimizi korumak için alınan karara dil uzatıyor. Bu uygulama Dürzi şeyhlerin iki ülke arasındaki geçişini daha güvenli hale getirmeyi hedefliyor” dedi.

Açıklamanın devamında bazı istisna kimselerin değerli hocalara dil uzattığı belirtilirken bu uygulamadan ötürü Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'a teşekkür edildi. Açıklamada “Muhterem hocalarımıza değer veren bu karardan ötürü Beşşar Esad'a teşekkür ediyoruz” denildi.

Dürziler arasında neden gerginlik var?

Geçtiğimiz Aralık ayında Vahhab'a bağlı olan ve silahlı kişileri taşıyan bir araç konvoyunun, çoğunluğu (Dürzi) İlerici Sosyalist Parti tabanının seçmen bölgesi olan  Cebel-i Lübnan'daki bazı Dürzi yerleşim birimlerinde devriye yaptığına dair söylentileri takiben şehirdeki Dürziler arasında çatışmalar yaşanmıştı.

Lübnan yargısının Vahhab hakkındaki suç duyurusu üzerine Dürzi liderin ifadesini almak istemesi de gerilim çatışmaya dönüşmüştü.

Viam Vahhab'ı ifadeye götürmeye gelen İç Güvenlik güçleriyle Tevhid Partisi mensuplarının çatışması sonucunda Vahhab'ın yardımcılarından Muhammed Ebu Ziyab hayatını kaybetti. Dün, Ebu Ziyab'ın öldürülmesiyle ilgili kimin sorumlu olduğuna dair karşılıklı suçlamaların ardından Cebel-i Lübnan bölgesindeki gerilim yeniden tırmanmıştı.

Esed yanlısı Şeyh Nasıruddin el-Garib Cebel-i Duruz bölgesindeki "Şeyhu'l Akl" (Tüm Dürzilerin Dini önderi) olma iddiasında.

Dürzileri temsil eden meşru dini otorite anlamına gelen “Şeyhu'l Akl” makamı olarak Canbolat'ın da desteklediği Şeyh Naim Hasan'ı kabul ediyor.
Yorumlar