İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün uydudan ulaştığı görüntüler, Esed rejiminin sivillere ait olan evleri yıktığını ortaya koyuyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch-HRW), Beşşar Esed rejiminin "10 numaralı yasa" olarak bilinen uygulamayla yerinden ettiği sivillerin mülklerine el koyduğunu, yıktığını ya da erişimlerini engellediğini bildirdi.
HRW, Esed rejiminin nisan ayında çıkardığı ve yerinden ettiği milyonlarca kişinin taşınmaz mallarına el konmasına imkan verecek yasaya ilişkin bir araştırma yaptı. Araştırmanın sonuçlarını yazılı açıklamayla duyuran HRW, rejimin yerinden edilen sivillerin mülklerine dönüşünü hukuksuz şekilde engellediğini bildirdi.
HRW açıklamasında, başkent Şam'ın Kabun mahallesinin uydu görüntülerini inceleyerek, rejimin mülkleri ihtarsız, tazminatsız ya da herhangi bir çözüm sunmadan yıktığını gözlemledikleri kaydedildi.
Kabun'da 22 Mayıs 2017 ile 29 Eylül 2018 arasında yüzlerce binanın yok edildiğininin uydu görüntülerinden belirlendiğinin ifade edildiği açıklamada, HRW'nin Ortadoğu Yardımcı Direktörü Lama Fakih'in şu sözlerine yer verildi:
Rusya ve Suriye insanlara yeniden inşayı fonlayabilmek için 'dönün' çağrısı yapıyor. Ancak her zamanki gibi gerçekler çok farklı. Suriye hükümeti, çok açık şekilde mahalle sakinlerinin dönmesini mülk kanunu kisvesi altında engelliyor.
Kabun'da 22 Mayıs 2017 ile 29 Eylül 2018 arasında yüzlerce binanın yok edildiği görülüyor.
Açıklamada, bir Kabun sakininin, "Kabun'da üç evimiz vardı. 2012'de hükümet birini yıktı. 2013'te rejim bölgeyi ele geçirdi ve tek bir insanın bile girmesine izin verilmedi. Binalar hava saldırılarında zarar görmemişti. Ama onları yine de yıktılar, yerle bir ettiler. Sonra 2017'nin sonunda bizi zorla çıkardıktan sonra, son evimizi de yıktılar. Bir şey kalmadı." ifadelerine yer verildi.
HRW'nin açıklamasında, örgütün iki bölgede sivillerle görüştüğü, memleketlerinde çatışmanın bitmesi üzerine dönen sivillerin mülklerine erişimlerinin engellendiği ya da mülklerinin yıkıldığı bilgisine ulaşıldığı kaydedildi. Açıklamada, bir sivilin "Çocuklarımızı aldılar. Kanımızı aldılar. Şimdi de mülklerimizi aldılar. Dönmemiz için bize ne kaldı?" sözlerine yer verildi.
Uluslararası hukukun mülklerin "acımadan yıkıp yok edilmesi", sivillere orantısız, rastgele ve kasti saldırılar düzenlenmesinii yasakladığını hatırlatan açıklamada, "Yıkımların boyutu ve hükümetin söz konusu yerleşimleri bir yıldan uzun bir zaman önce ele geçirmiş olması, yıkımların orantısız olduğunu, hatta savaş suçu olabileceğini gösteriyor." ifadesine yer verildi.