Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed, Alman televizyon kanalı ARD'ye konuştu. Suriye halkının durumu nedeniyle endişeli olduğunu söyleyen Esed, ülkenin iç savaş halinde olmadığını savundu.
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esed, cumartesi günü yürürlüğe giren ateşkesi başarıya ulaştıracaklarını söyledi. Esed, ARD televizyonuna verdiği mülakatta, ‘ateşkesin kesintiye uğramaması için üzerlerine düşeni yapacaklarını' belirtti. Esed, silahlarını teslim etmeleri şartıyla muhalifleri genel aftan yararlandıracaklarını ve ‘normal sivil hayata dönüşlerini' sağlayacaklarını da dile getirdi.
Beşar Esed, Suriye halkın durumunu da ‘insani felaket' olarak tanımladı. Suriye ordusunun muhaliflerin elindeki bölgelerin ikmal yollarını kestiği iddiasını yalanlayan Suriye Devlet Başkanı, Suriye ordusuna ve hükümetin kontrolündeki yerleşim merkezlerine buralardan ateş açıldığını, dolayısıyla silah sevkiyatını önleyemedikleri yerlere gıda yardımı yapılmasına mani olduklarının iddia edilemeyeceğini ifade etti.
Pazartesi günü ilk yardım konvoyları kuşatma altındaki ihtiyaç sahiplerine ulaştı. Birleşmiş Milletler önümüzdeki günlerde hükümet kuvvetleri ya da muhalif grupların kuşatması altındaki bölgelerde yaşayan 150 bin kişiye yardım malzemesi ulaştırmayı hedefliyor.
"Tam egemen değiliz"
Esed ülkesini terk etmek zorunda kalan insanların Almanya tarafından kabul edilmesini olumlu karşıladığını, ancak Suriyelilerin hayatlarını ülkelerinde idame ettirmelerine yardımcı olmanın daha akıllıca ve daha az masraflı olacağını dile getirdi. Esed bunun için Batı'nın ülkesiyle değil, terör ile mücadele etmeye karar vermesi gerektiğini ifade etti.
Beşar Esed, ARD televizyonuna verdiği mülakatta, Suriye'nin ‘tam egemenliğini' kaybettiğini ve Rusya, İran ve Lübnan'dan yardım aldığını söyledi. Esed bu yardımı İslamcı terörün yayılmasını önlemek için kabul ettiklerini ve kendilerine yardım eden ülkelerin Suriye'yi değil kendilerini savunmak için geldiklerini sözlerine ekledi.
Suriye'nin içinde bulunduğu durumdan hükümetin sorumlu olmadığını Esed, ülkesinin iç savaş halinde olmadığını savundu.