Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Hukuk Komitesi Başkanı Heysem Malih, İran ve Rusya'nın Suriye devriminin başlangıcından bu yana Esed rejimine askeri, maddi ve siyasi destek verdiğini belirtti.
Arap Birliği'nin Mısır'ın başkenti Kahire'deki merkez binasında yaptığı olağan toplantıya katılan Malih, yaptığı açıklamada, İran'ın, Şam ve çevresinde, bilhassa Zebedani'de, Rusların ise askeri müdahalede bulunarak ülkenin sahil kesiminde ve Lazikiye'deki hava limanında konuşlandığına ve buraları elinde tuttuğuna işaret ederek, tüm bunların Beşşar Esed rejiminin yönetimde kalmak için Suriye'yi, İran ve Rusya'ya sattığının kesin bir delili olduğunu ifade etti.
İran ve Rusya'nın Suriye devriminin başlangıcından bu yana Esed rejimine askeri, maddi ve siyasi destek verdiğini ifade eden Malih, "geçtiğimiz üç ay içerisinde ise verdikleri bu sınırsız destekle Suriye halkının kanı ve vatan toprakları üzerinden ne gibi bir çıkarları olduğunu çok açık bir şekilde ortaya koyduklarına" işaret etti.
"İran, Şam'ın demografik yapısını değiştirmeye çalışıyor"
"Rusya ve İran'ın Suriye'de kontrol ettikleri bölgeleri paylaştıklarını" ifade eden Malih, İran'ın Şam'ı Şiileştirme planına uygun olarak Lübnan sınır hattı boyunca Şam ve çevre köylerinde, Humus ve çevresinde konuşlandığına dikkati çekerek, İran'ın gerek askeri gerek siyasi gerekse basın aracılığıyla Şam'ın demografik yapısını değiştirmeye çalıştığını savundu.
Malih, "Şam'ın yerli halkının baskılar sonucu bölgeden sürülerek yerlerine İran, Irak ve Afganistan'dan gelen Şiilerin yerleştirildiğini, Esed rejiminin de bu insanların Eski Şam, Mezze bostanları ve çevresi gibi bölgelerde ev kiralama ve satın alma işlemlerini kolaylaştırdığını ayrıcaSuriye vatandaşlığı verdiğini"kaydetti.
"İranlılar, Şam'da kontrol noktaları kuruyor"
İranlı subayların, Şam'ın birçok bölgesine kontrol noktaları kurarak halkı bunaltmayı hedeflediğini, Esed rejiminin ise halkın korkarak bölgeyi terketmesi için Şam'daki emniyet şubelerinden yerleşim birimlerini sürekli füze ve toplarla vurduğunu söyleyen Malih, aşırı baskı ve saldırılar nedeniyle her gün yaklaşık 200 ailenin eşlerini ve çocuklarını alarak, Arap ülkeleri ve uluslararası kamuoyunun sessizliği altında şehirden kaçtığını belirtti.
Suriye halkının böylesi bir uygulamaya maruz kalmasını kınayan Malih, halkın Esed rejimi ve İran güçleri tarafından uğradığı soykırım ve toplu katliamlar ile Rusya'nın askeri müdahalede bulunmasına tepki gösterdi.
Arap ülkelerine Suriye halkına karşı sorumluluklarını yerine getirmeleri yönünde çağrıda bulunan Malih, Arap Birliği'nin Ulusal Arap güvenliğine açıktan müdahale olan bu duruma karşı sorumluluk alarak harekete geçmesi gerektiğini belirtti.
Malih, başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden (BMGK) olmak üzere, insan hakları örgütlerinden ve uluslararası toplumdan Suriye halkının acılarına son vermek için acil ve etkin bir şekilde harekete geçmesini talep etti.
BMGK'nın Suriye meselesinde 2012'de aldığı 2042 ve 2014 aldığı 2139 sayılı kararı bir an önce uygulanmasını isteyen Malih, bu çerçevede rejimin cinayetlerine son verilerek "canilerin" Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) önünde yargılanmasını istedi.
