Evreni anlamamızı sağlayan en önemli fizik modellerinden biri 'sallantıda'
Atom altı parçacıklar üzerine çalışmalar yapan bilim insanları, fizik biliminde var sayılan bütün gerçekleri değiştirebilecek sonuçlar elde etti. Buna göre W bozonu olarak bilinen bir atom altı parçacığın, sanılandan daha ağır olabileceği keşfedildi.

Oluşturma Tarihi: 2022-04-09 15:30:27

Güncelleme Tarihi: 2022-04-09 15:30:27

Çoğumuz okullarda maddenin en küçük yapı taşının atom olduğunu öğreniriz; ancak gerçekte işler bundan biraz daha farklı. Maddenin yapısında atomu da oluşturan, Marvel severlerin Ant-Man'den de aşina olabileceği atomdan çok daha küçük olan ‘atom altı parçacıklar' bulunuyor. Henüz tam olarak anlaşılamayan bu küçük parçacıklar, bir bakıma aslında bütün parçacık fiziği biliminin en önemli modeli olan 'Standart Model'in temelini oluşturuyor.

Yeni yapılan araştırmalara göreyse W bozonu adı verilen bir atom altı parçacığın sanılandan daha ağır olması mümkün olabilir gibi gözüküyor. Bu keşfin, fiziğin mikro ölçekte nasıl işlediği anlayışının kökten sarsılmasına yol açabileceği ifade ediliyor. Aslında Standart Model'in sunduğu verilerde bulunan bazı tutarsızlıklar uzun zamandır bilim dünyasının gündeminde ve bu yeni araştırma da var olan soruna bir 'çözüm' sunuyor. Fizik kanunları baştan yazılabilir

Radyoaktif bozunmada rol oynayan Higgs Bozonu'nun daha az bilinen bir "kardeş parçacığı" olan W bozonunun kütle ölçümlerini analiz etmek amacıyla 10 yıldır çalışmalar yürüten ABD Fermi Ulusal Hızlandırıcı Laboratuvarı'ndan bilim insanları, bilimde çığır açabilecek yeni bir bulguya ulaştılar. Buna göre bilim insanları, W bozonunun fizik teorilerinin şimdiye kadar varsaydığından biraz daha ağır olabileceğini buldular.

Peki bu ne anlama geliyor? Aslına bakacak olursanız bu, dünyanın mikro ölçekte nasıl uyum içerisinde olduğunu açıklayan temel bir fizik teorisi olan Standart Model olarak adlandırılan modelle çelişmesi bakımından, fiziğin kurallarının baştan yazılabileceği anlamına geliyor. Çünkü söz konusu W bozonu bu modelin ana bileşenlerinden biri olarak kullanılıyor. Haliyle bu bozonun daha ağır olmasıi, hesaplamaların sil baştan yapılacak olması anlamına geliyor.

Projenin bir üyesi olan Texas A&M Üniversitesi'nden fizikçi David Toback konuya dair yaptığı açıklamada, "Artık bunu takip etmek ve bu gizeme ışık tutmak teorik fizik topluluğuna ve diğer deneylere kalmış durumda" ifadelerini kullanıyor ve "Deneysel ve beklenen değer arasındaki fark, olasılıklardan biri olan bir tür yeni parçacık veya atom altı etkileşimden kaynaklanıyorsa, bunun gelecekteki deneylerde keşfedilebilecek bir şey olma ihtimali yüksektir." diye de sözlerine ekliyor. W bozonuna ait 4,2 milyon gözlem incelendi

Öte yandan bazı eleştirmenler, parçacık fiziği kurallarını sorgulamanın son derece cüretkar bir hareket olduğunu ve bu sonuçların doğrulanması için daha fazla araştırmanın gerektiğini belirtse de, araştırmanın arkasındaki ekip, elde ettikleri sonuçlardan oldukça emin olduklarını kaydediyor. Bununla ilgili "Sonuçlarımız üzerinde yapılan geliştirmeler ve ekstra kontrollerin sayısı çok büyük" şeklinde belirten Duke Üniversitesi'nden araştırmanın lideri Asutosh V. Kotwal, "W bozonunun diğer parçacıklarla etkileşimlerinin teorik ve deneysel anlayışındaki ilerlemelerin yanı sıra parçacık detektörümüze ilişkin gelişmiş anlayışımızı da hesaba kattık." ifadelerini kullanıyor.

Hesaplamalarını 1985 ve 2011 yılları arasında Fermilab'ın Tevatron çarpıştırıcısından alınan ölçümlere dayandıran araştırmacılar, bundan sonraki 10 yıl boyunca bu verileri analiz ettiklerini kaydediyor. W bozonu aday parçacıklarına ait toplam 4,2 milyon gözlemi analize dahil eden araştırmacılar, elde ettikleri sonuçları Science dergisinde yayınlandı.

Kaynak: webtekno.com