Arap tarihçileri ve coğrafyacılarların El-Mağrip el Aqsá (En Uzak Batı) olarak isimlendirdikleri kuzey Afrika ülkesi Fas'ta; rejimin, 1970'ten sonra güçlenen İslami harekete karşı uyguladığı baskı ve yıldırma politikaları hız kazandı.
Ülkenin en büyük İslami grubu olan ve başkanlığını Abdüsselam Yâsin'in yürüttüğü Fas Adalet ve İhsan Cemaati Grubu'nun öne gelen üyelerinin evleri hükümet güçlerince kapatıldı.
Kapatılan evlerin Fas Adalet ve İhsan Cemaati Grubu'nun üyeleri Münir Rakraki, Ahmed Ayet Ammi ve Izz Al-Din Naseeh'e ait olduğu açıklandı.
Evlerin kapatılması konusunda Fas makamlarından bir açıklama yapılmaması dikkati çekti.
KAPATMA KARARI YARGIYA TAŞINACAK
Yerel basında çıkan haberlerede, evlerin ‘yasadışı toplantılara ev sahipliği yapıldığı' için kapatıldığı yazıldı.
Fas makamlarının, geçen hafta da Fas Adalet ve İhsan Cemaati Grubu'na bağlı üç evi daha kapattığı bildirildi.
Kapatma kararına tepki gösteren İslami grup, evlerinin kapatılması olayını yargıya taşıyacaklarını açıkladı.
Şubat 2017 tarihinde, Fas Adalet ve İhsan Cemaati Grubu'na yakınlığı bilinen 130 kişi, haklarında bir yargı kararı, soruşturma olmadığı halde devlet kurumlarındaki makamlarından kovulduğu öğrenildi.
Aynı gruba yakınlık duyan bazı imamların da camilerdeki görevine son verildiği basına yansımıştı.
Fas Adalet ve İhsan Cemaati Grubu' hareketi 1970'lerin sonunda Şeyh Abdüsselam Yâsin tarafından kurulmuştu. Bu hareket kurulduktan kısa bir süre sonra hükümet tarafından yasaklanmıştı. Fas yönetimi, 1980'de Fas Adalet ve İhsan Cemaati Grubu üyelerinin faaliyetlerine dair resmi izin vermişti.
HAREKETİN KURUCUSU ABDUSSELAM YASİN KİMDİR?
Fas Adalet ve İhsan Cemaati lideri Abdüsselam Yâsin 1928'de Fas/Merakeş'te doğdu. Erken yaşta Kur'ân-ı Kerim'i ezberledi. Arap dili ve din ilimlerini öğrendi. Önemli idari görevlerde bulundu. Eğitim Bakanlığı'na bağlı yetiştirme kurumlarında yöneticilik yaptı. Uluslararsı pedogoji ve eğitim kongrelerinde Fas'ı temsil etti. Yabancı dil öğrenimi ve farklı fikir ve felsefe akımları ve ideolojiler hakkında geniş malumat edinmeye ilgi duydu. Fas'taki Kadiri şeyhlerinden Haj Abbas el Bucişi'nin sohbetinde ve manevi terbiyesinde bulundu. 1981'de eğitim, öğretim, yönetim ve mücadelede Nebevî yöntemi esas almaya çalışan Adalet ve İhsan Cemaatini Kurdu. Adalet ve İhsan Okulu adıyla tebliğ faaliyetleri Fas dışında da bir çok bölgeye kadar yayıldı. Fas'ın önceki ve bugünkü krallarına irşad ve nasihat amacıyla ‘‘Ya İslam ya Tufan'' ve ‘‘İlgili Makama Müzekkire'' adıyla iki mektup yazdı. Nasihat sözünün semeresini hapis, sansür ve baskı olarak geri aldı.
Abdüsselam Yasin bütüncül bir yenilikçi proje sahibidir. Projesi ihsan esaslı terbiyeye dayanır. İslam düşüncesinde yeniliği savunur. Ümmetin iman, ilim ve cihad potansiyelinin yeniden teşekkülünü ve Nebevi yöntem çizgisinde İkinci Hilafetin ufuklarına çıkmayı amaçlar. Bu projesini birkaç kitap, risale ve makale çalışmasında ayrıntılı olarak işlemiştir.
Abdusselam Yasin'in metodunun temelinde eğitim ve terbiye yer alır. Davetin özü ve temeli terbiye ve eğitimdir.
Adalet ve İhsan Cemaati ismini Nahl suresinden etkilenerek almıştır. Nahl suresi 90 ayeti kerimesinde Allah subhanehu ve teala şöyle buyurmaktadır: ‘‘Şüphesiz Allah, adaleti, ihsanı, yakınlara vermeyi emreder; çirkin utanmazlıklardan (fahşadan), Kötülüklerdden ve zorbalıklardan sakındırır. Size öğüt vermektedir, umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz.''
Ayrıca Hz. Ömerin rivayet ettiği, Cibril hadisi olarak bilinen hadiste de iman nedir, İslam nedir ve en sonunda ihsan nedir diye soruldu. İşte Allah'a yakin bir şekilde bağlanmak ihsan derecesidir. Abduselam Yasin tasavvuf erbabının burada durduğunu ve buradan öteye geçemedikleri kanaatindeydi. O. ihsanla birlikte adaletin en önemli husus olduğunu söyledi. İslam ümmeti ancak adaletle ve adalete yüklediği mana ile İslam'ın hâkimiyetini sağlayabilirdi. Yine ancak bununla Müslümanlar eski izzet sahibi kimliklerine geri dönebilirdi.
Abdusselam Yasin siyasete Fas Kralı II. Hasan'a yazdığı ‘‘İslam ve Tufan'' eseri ile başladı. Hz. Peygamber (as), ‘‘Peygamberlik Allah'ın dilediği zamana kadar aranızda kalacak, sonra Allah dilediğinde onu kaldıracak. Allah'ın dilediği zamana kadar aranızda peygamberlik metodu bir Raşid Hilafet olacak. Sonra Allah dilediğinde onu kaldıracak. Daha sonra Allah'ın dilediği zamana kadar aranızda ısırıcı krallık (liderlik) dönemi olacak. Sonra Allah dilediğinde onu da kaldıracak. Daha sonra Allah'ın dilediği zamana kadar aranızda, zorba diktatörlük olacak. Sonra Allah dilediğinde onu da kaldıracak. Daha sonra aranızda Peygamberlik metodu üzerinde, (yeniden) Raşid hilafet olacak'' dedi. Abdusselam Yasin bu hadisten yola çıkarak İslam ümmetine bir ufuk çizmiştir.